Çocuk ile ilk sohbet.

12 0 1
                                    

Çocuk sırıttı.

"İsmin ne senin bakalım?"

Sanane diyesim vardı ama onu demek yerine

"Güneş."

dedim. Çocuk üstümde göz gezdirdi ardından bir kaç adım geri gitti.

"Tamam. Umarım evde sorun çıkarmazsın Güneş HANIM."

Bu ne ya! Bu çocuk cidden fazla gıcık. Hanım kelimesinin üstüne basarak diyor bide..

"Hanım mı?"

"Güneş bey mi dememi istiyorsun?"

Bunu diyeceğini düşünmemiştim. Su bardağını tezgaha koyup

"Güneş'te diyebilirdin."

"Emredersiniz Güneş HANIM"

(...)

Sabır.. tepki göstermek istemiyordum beni sinir etmek için yaptığı yüzünde ki sırıtmadan belliydi..

"Bu arada telefonumu bana ne zaman vereceksiniz."

"Ne zaman güvenimizi kazanırsan."

"o ne kadar sürer"

"Çok değil bir yıl falan"

OHA BİR YIL NE YA! Güven kazanmak kolay bir şey değildir biliyorum ama sırf bir telefon vermek için.. bir yıl.. fazla bence..

"OHA BİR YIL BEKLEYECEK MİYİM BEN?"

Çocuk bana baktı.

"Evet sorun mu var?"

"İyi tamam. Hazal sen hariç herkesi tanıttı bana, yani istersen sende adını falan bi söylesen?"

Çocuk gözlerimin içine baktı.

"Oğuz."

Tamamm çetede ki son kalan kişiyi de tanıdığıma göre artık rahatım.

Yazarın Anlatımıyla:

Oğuz elini Güneş'in yüzün de gezdirmeye başladı.

"Bu güzel yüzüne ufak bir çizik gelse neler yaparsın acaba?" 

*Sırıttı*

Güneş kaşlarını çatarak Oğuz'a baktı sonrada onu hafifçe itti.

"Ne sanıyorsun sen beni ya barbie bebek falan mı!"

"Değil misin?"

"Değilim!"

"Tamam."

Güneş şaşkın bir ifadeyle Oğuz'a baktı. Ardından Oğuz "Öğlen yemeğinden sonra beni salon da bekle bakalım dövüşte ne kadar iyisin" dedi ve gitti.

Güneş hala olanların şokunu atlatamamıştı. Daha dün gece arkadaşlarıyla takılıyordu şimdi ise daha düzgün tanımadığı kişilerin evin de boş boş geziniyordu. Kim bilir arkadaşları ne kadar merak etmiştir, Bade kayıp haberini vermiştir bile.

Güneş bu düşünceleri öğle yemeğine kadar düşündü ardından Hazal'ın çağırması ile yemeğe oturdu. 

"Ee Oğuz ile tanıştın mı?"

"Evet.. ama aşırı sinir bozucu.. "

Hazal güldü.

"Biliyorum, biliyorum ama zamanla alışırsın oda sana alıştıkça uğraşmayı bırakı-"

Berkay'dan kahkaha atma sesi geldi.

"OĞUZ MU UĞRAŞMAYI BIRAKACAK?"

Kahkaha atmaya devam ederken Mete'de Berkay'ın kahkaha atmasına gülmeye başladı. Mete gülerken sandalyeden düştü Berkay bunu görünce nefes almak yerine kahkaha atmayı tercih eder gibi oldu. Ardından Mete'ye gülerken oda düştü.

Hazal ikisine de tuhaf bir bakış attı.

"Deliler."

dedi ve tebessüm ile Güneş'e geri döndü.

Güneş'in anlatımıyla

"Boşver sen onları işsizler yapacak şey bulamayınca anırıyorlar böyle."

Güldüm, ardından yemeğimi yedikten sonra Hazal'ın masayı toplamasına yardım edip salon da beklemeye başladım.

Oğuz yavaş adımlar ile içeri girdi. Bu sefer üstü farklıydı. Artık her ne yapacaksak diğerine göre daha rahat giyinmişti.

Bana baktı bir kaç adım yaklaştı ve kolumdan tutup beni üst katta ki bir odaya götürdü. Odanın kapısını açtığım da "oha" demiştim direk. Bu oda diğerlerine göre daha büyüktü ve içeride spor aletleri, kum torbaları ve benzeri şeyler vardı.

"Seninle mi dövüşeceğim yoks-"

"Hayır. Bizim ekipten olan bir kıza asla elimi kaldırmam."

Ohh.. Rahatlamıştım, ciddiyim o fazla sert duruyordu ona vurmak için elimi kaldırdığım an kendimi yerde bulacağımdan emindim. 

"E o zaman neden buradayım?"

"Hazal ile kapışmak için."

Hayır ya.. Bu çocuk gıcıklığına mı yapıyor anlamıyorum. Hazal'a vurmaya kıyamam ki ben.

"Ona vuramam ki istesem de yapamam kıyamam onaa"

Oğuz ciddi bi şekilde bana döndü.

"Onun sana kıyabileceğine iddiaya bile girerim."

"Tamam girelim!"

"Kaybeden kazananın bir gün boyunca kölesi olur"

Köle olmaya hazırdı sanırım Oğuz Bey.

"Anlaştık."

*Oğuz sırıttı*

Ardından içeri Hazal girdi ve gülümseyip

"ee hazırmısın bakalım??"

diye sordu. Gülümseyişinden belliydi ciddi ciddi bana kıyabilecek tipi vardı şuan.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 17 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Yeni Bir HayatWhere stories live. Discover now