~Senin sesin neden böyle geliyor?

"Ne var ki? Nasıl geliyor?" annemin dediği şeyden sonra Kerem'e dönüp elimi kaldırıp sallamıştım. Yöntemi işe yaramamıştı demek ki.

~Ağlamışsın gibi

"Yok annecim ne ağlaması, telefonum eee suya düştü bugün, kuruttuk ettik ama herhalde ses kısmında sıkıntı oluştu ondandır." dediğim şeye Kerem gözlerini açıp yuhladı. Evet farkındaydım zorlama bir yalandı.

~Nedense sana inanmıyorum kızım ama neyse bir soru daha sorup bir yalan daha dinlemeyeyim, o abine söyle beni arasın duştan çıkınca, tabi duştaysa

"Aşk olsun anne ya. Tamam söylerim. Öpüyorum çok seni babama selam söyle." sonunda telefonu kapattığımda kendimi koltukta geri attım.

"Sende baya kötü yalancıymışsın ama senaryo yazma kısmın gayet iyi, tıkanmıyorsun yani." kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Ne demek bu şimdi ben yalancı mıyım? Anneme abimle kavga ettik abim bana tokat attı mı deseydim, annemde babamı alsaydı ve babam abimi vursaydı." bana hak vererek kafa salladı.

"Doğru Yüksel amca duysa yok eder." iç çekerek konuşmaya devam ettim.

"Şuna mesaj atar mısın annemin aramalarına geri dönsün. İki dakika Melek hanımdan uzak dursun." Kerem'de benim gibi iç çekti.

"Arayayım en iyisi, mesaja dönmez Barış." evet dönmezdi yani dönünce olayın üzerinden 2 yıl geçmiş olurdu.

"Alo." kolunu dürtüp her ne kadar sesini duymak istemesemde sesi dışarı vermesini istedim.

~Ne oldu Kerem çabuk söyle işim var

"Ne işin var lan." ne işi olacak Melek'le romantik anlarını bozduk herhalde.

~Offf Leyla yok. Gelmedi eve. Aradım hiç açmıyor. Mesajlara da bakmadı.

Aramış mıydı? Cidden görmemiştim ama görsemde dönmezdim zaten.

"Hmm." Kerem bana dönüp ne desem diye  bakıyordu bende biraz sürünmesi gerektiğine karar vererek burda olmadığımı söylemesini işaret ettim. Ayrıca şu an cidden abimi falan görmek istemiyordum, cidden kırgındım, aptal bir kız yüzünden bana tokat atmıştı. Aslında olay sadece tokat değildi abimin ne zaman Melek konusu açılsa liseli ergenler gibi triplere girmesi içimde onu boğazlama isteği oluşturuyordu.

"Bilmiyorum bende hiç, arkadaşına gitmiştir belki."

~Hangisine?

"Ne bileyim Barış onu kıza tokat atmadan önce düşünecektin." Kerem hafif sinirle konuşunca abim bir of çekmişti.

~Yeterince pişmanım zaten sus Allah aşkına Kerem, neyse kapatıyorum

"Dur. Emine teyzeyi ara. Kadın merak etmiş."

~Hay anasını satayım doğru onu aramayı unuttum

"Şey eee yalnız ben duştadır falan dedim ona göre konuş Leyla içinde mutfaktaydı de ee çünkü ona da yemek yapıyordur dedim." Kerem yine yalan söyleyemezken yaptığı hareketleri yapmaya başlayınca gülmemek için elimi ağzıma kapattım.

~O da mı açmamış telefonu? Kerem nerede bu kız? Başına bir iş geldiyse kendimi asla affetmem

"Biraz affetme Barış biraz affetme, neyse konuşturma beni şimdi. Kafasını dinlemek için bir arkadaşına gitmiştir yarın falan döner belki ya da sana mesaj atar, sen Emine teyzeye dön." karşıdan oflamayla karışık bir onay gelmiş ve sonra telefon kapanmıştı.

Kül - Kerem AktürkoğluWhere stories live. Discover now