hiçleşmiş

kapanış

Kalemimi düştüğü yerden uzun çabalarım sonunda almıştım, bu senenin sonunda sınava girecek ve inşallah artık atanacaktım.
Masanın üzerinde ki göz yoran dağınıklığı toparlayıp çay içtiğim bardağımı da alıp aşağıya indim.annem çoktan çıkmış kardeşim de okula gitmişti .bende evi toparlayıp çıkacaktım veterinerdim ve şimdilik küçük bir barınakta gönüllü olarak çalışıyordum.eve son bir tur göz atıp hazırlanmak için odama çıktım zaten çabuk hazırlanan birisiydim beş dakikanın sonunda hazırdım son olarak aynanın karşısında kendimi süzdüm saçlarım şalımdan çıkmış mı diye kontrol ettim çok gür ve uzun saçlarım vardı bu yüzden sürekli biyerlerden çıkarlar dı. Düzgün bir şekilde olduklarından emin. olunca evden çıktım yürüyüş mesafesinde olan iş yerime bir kaç dakikada vardım kapıda beni barınağın en yaramazı loli adındaki Golden cinsindeki köpeğimiz karşıladı. Başını biraz okşayıp tekrar doğruldum ve muayene odası olarak kullandığımız odaya girdim buranın kurucusu ve kendisi de veteriner olan selim amca içeride bir kedi muayene ediyor du.

kedimiz hamile ve doğuma çok az kalmıştı böyle zamanlarda çok heyecanlanıyordum . Elimdeki poşetleri ve çantamı kenara bırakıp selim amcaya doğru adımladım kediyle ilgilenmeye o kadar dalmıştı ki geldiğimi hala fark etmedi sessizce arkasından gidip"böhh" diye birden bağırınca selim amca yerinden sıçradı tabi zavallı kedicik de. hallerine güleyim mi üzüleyim mi bilemedim .
Önce ters bakışlarıyla beni döven amcam daha sonra patlattı kahkahayı
Bende gülmeye başladım yüzsüz yüzsüz .
Kısa süren hal hatır sorma muhabbetinden sonra ben işlerimin başına geçtim, selim amca da acil bir işi çıktığından çıkmıştı. Barınakta ki bütün hayvanları besledim. Alaca adında siyah bir atımız vardı onunda yemini verip biraz yürüyüşe çıkardım zaten ormana çok yakındık istediğim zaman köpekleri, bazen kedileri ya da Alaca 'yı gezmeye çıkarırdım, hatta Alaca 'nın sayesinde at da binebiliyordum. Boş zamanlarımda binmeye çalışırdım hem alaca da çok keyif aldırdı bunu hissederdim.

Kısa Bir yürüyüşün ardından geri döndüm barınağa.sonuçta kimse yoktu şuanda arada bir de olsa bazı insanlar kedi, köpek yada başka bir hayvsr sahiplenmeye geliyordu . Alaca yı yerine bağlayıp Bizim için yaptığımız küçük ofise geçtim .ben gelmeden önce böyle bir yer yokmuş, gelince selim amcayla beraber yaptık burayı. Tam bir haftamızı almıştı selim amcanın tanıdığı ustalar olmasaydı ben bir ay uğraşırdım büyük ihtimalle.
Gün içinde boş zamanlarımızda gelip sohbet eder çay içerdik .
Ellerimi yıkayıp, abdestim olduğu için önce namazımı kıldım sonra kendime güzel bir çay yaptım saat daha iki çeyrekti yapacak bir işimde yoktu şuanlık
her Zaman yanımda bulundurduğum Kur'an'ımı açıp kaldığım yerden sesli bir şekilde okumaya başladım bir kaç sayfayı okuyup yarım bıraktığım cüzü bitirdim,elimden geldikçe okumaya dikkat ederdim.
En çokta sıkıntılı zamanlarım da iyi gelirdi şifa gibi.
Biten Kur'an'ı tekrar çantama koydum gelen araba sesiyle dışarıya çıktım sanırım selim amca gelmişti.

Gördüğüm arabanın selim amcaya ait olmadığını fark edince merakla bekledim içindekinin inmesini garip bir şekilde dakikalarca kapı bile açılmadı,

Uzaktan kim olduğunu da göremiyorumdum.
- ya Allah diyip arabaya doğru ilerledim,biraz çekinsem de derdi ne merak etmiştim. Arabaya bir kaç adım mesafe kala kapısı açıldı ve içinden bir adam çıktı hızlı bir şekilde kapıyı kapatıp Alaca 'ya doğru ilerledi.ben se olayın şokuyla adamı seyrediyordum sonunda kendime gelip adamla mesafemi koruyacak kader ilerleyip durdum ve buyrun! Hoş geldiniz. dedim

Benim sesimi duyan adam kısa bir bakış atıp tekrar alaca ya döndü tuhaf bir şekilde alaca ya farklı bir şey görüyor gibi bakıyordu,
sanki özlemiş gibi

Gariptir ki benden başkasıyla geçinmeyen Alaca da kişniyor, ayaklarını yere vuruyor adeta o da mutluluğunu sergiliyordu geçen Bir kaç dakikanın ardından adam yüzünü bana döndü tıpkı Alaca ya baktığı gibi bana da bakmaya başladı. Lakin bu sefer özlem yoktu gözlerinde kin vardı. Ne olup bittiğini anlamak için konuşmak gerekliydi.
İçimden bir estağfurullah çekip tekrar konuştum
buyurun, diye
Adam baştan aşağı süzdü beni iğneleyici bakışlarla, öyle bakınca bende kendimi süzdüm üstümde tuhaf bir şey mi var diye, lakin yoktu siyah feracem ve şalımla gayet normal gözüküyordum.

Kafamı tekrar adama çevirdiğimde gece gibi olan gözleriyle, göz göze geldim o anda içimde bir şey titredi sanki içimdeki küçük kızın balonu elinden uçup gitti, Öyle bir sızı...

Hala konuşmuyor gözlerime bakıyordu rahatsız olup indirdim gözlerimi gözlerinden.

Bir kaç adımla bana doğru gelince tekrar kafamı kaldırdım lakin ben daha ne olduğunu anlamadan koca ellerini bileğime geçirip beni arkasından sürüklemeye başladı arabaya doğru..
Ne olduğunu idrak edince kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Bu zamana kadar kendimi korumuştum erkeklerle temastan, ama şimdi açıkta kalan bileğimden tutmuştu adam .
Engel olmaya çalıştıkça daha çok baskı uyguladı ve sürüklemeye devam etti

Bırak beni bırak!
Kimsin sen ne istiyorsun benden bırak!
İmdat!
Ne çığlıklarım nede yalvarmam onu durdurmadı arabanın arka koltuğuna çanta atar gibi fırlattı beni ve kapıyı hızla kapatıp sürücü koltuğuna bindi ben daha kapıya uzanmadan kilitledi dehşet bir şekilde korkmaya başladım bir yandan ağlıyor bir yandan hala kapıyı zorluyordum. Sonunda arabanın hareket etmesiyle ve çok hızlı kalkışımızla koltuğa yapıştım.
Hemen kendimi toparlayıp tekrar bağırmaya yardım dinlenmeye başladım maalesef ki dağın başındaydık ve kimse yoktu. Adama dönüp durmasını istedim beni duymamazlıktan geldi çok öfkeli gözüküyordu.
Ben daha da öfkeliydim, iki koltuğun arasındaki boşluktan uzandım ve el frenini birden çektim.
Ani duruşumuz la o hiç sarsılmazken ben ön koltukların arasındaki boşluğa savruldum. Son anda kolumdan tutup beni camdan dışarıya savrulmaktan kurtardı. Nefret ve öfke dolu gözlerini üzerime dikip burnundan solumaya başladı daha ben kolumu çekemeden beni kendine çekip dişlerinin arasından canını seviyorsan rahat dur dedi. İlk defa sesini duydum ve sesi bakışlarına yakışır cinsten soğuktu.

Üşüdüm...