Kanatsız Melek

54 0 1
                                    

Gece'nin Ağzından
"Bak Gri'm tekrar soruyorum. Babanla yüzleşmeye hazır hissediyor musun?"
"Bilmiyorum ya, sanırım evet."
"Bak benden çekinme istediğin zaman söyleyebilirsin. Seni dinleyeceğimi ve anlayacağımı biliyorsun."
"Ya sen kanatsız bir meleksin Melih. Başıma gelmiş en iyi şeysin."
"Beni bu kadar şımarma ama Gri."
"Benim yaptığım şımartmaksa seninki ne oluyor?"
"Ben seni şımartmayacaksam kim şımartacak?"
"Yaa!" Bunları konuşurken arabadaydık. Babama gidiyorduk. Onu ormanlık bir alana çağırmıştık ve orada yüzleşecektik. Ben heyecanlı,korkulu, üzgün ve mutluydum. Yüzleşmekten mutluydum, geçmişimi ve yaşadığım herşey için üzgündüm. Melih yanımda olduğu için mutlu ve heyecanlıydım. Aynı zamanda güvenli hissediyordum. Çünkü Melih benim yanımdaydı. Sanki yaralarıma yara bandı olarak Melih gönderilmişti. O benim şansımdı. Ben bunları düşünürken babam gözüktü. Onu görmemle gözümün dolması bir oldu. Melih bunu farketmişti. Fakat elinden gelen bir şey olmadığı için derin bir iç çekmekle yetindi. Ağzı bir şey söylemek için açıldı ama geri kapandı. Melih babama nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde ulaştı. Ve ne dediyse tekte ikna etti babamı. Benim bunları bilmemi istemiyormuş. İstemediği şeyi zorla söyletemezdim ya susmakla yetindim bende. Melih arabayı durdurdu. İndi ve sonra gelip benim kapımı açtı. Teşekkür ederek indim arabadan. Babamın yanına doğru yürüdük. Ve yanına gittik. Ben ağlamıyordum ve duygusuz, boş bir ifadeyle bakıyordum.
"Arsız bu kim?"
"Hey! Düzgün konuşun lütfen."
"Ne yapacaksın baba dövecek misin beni? Yoksa öldürecek misin?"
"Sen yürek mi yedin it?" Bunu söylerken üstüme yürüyordu. Dibime yaklaştığında geriye bir adım attım.
"Adi seni." Üstüme yürüyordu ve o yürüdükçe ben geriye adım atıyordum. Ama korktuğumdan değil refleks olarak.
"Şimdi de arsız arsız erkeklerin evinde mi kalıyorsun?"
"Son kez uyarıyorum lütfen ağzınızı toplayın."
"Lan kes! Sana ne? Benim çocuğum döverimde söverim de."
Üstüme doğru yürümeyi bırakmamıştı. Tekrar geriye adım attım ve sadece parmak ucum yere basmıştı. Arkamdaki boşluktan düşmek üzereydim. Karnımda beni ittiren ili güçlü kol hissettim. Bu babamdı. Ve sonra kendimi boşlukta buldum. Arkamda uçurum olduğunu görmemiştim. Demek ki benim hayatım da bu kadarmış. Derken bir güç kolumdan tuttu ve beni kendisine doğru çekti. Bu Melih'ti. Beni kendisine doğru çekti. Aramızda neredeyse bir nefes vardı. Sonra beni bıraktı ve babama döndü.
"Ya düşseydi?"
"Düşsün diye ittirdim zaten."
"Sen nasıl bir adisin?"
"Laflarına dikkat et aslan parçası!" Dedi ve Melih'i yere yatırdı. O sırada cebinden bıçağı çıkardı. Ve tam Melih'e saplarken bir güç beni oraya ittirdi. Nasıl yaptım bilmiyorum ama bıçağı babamın Melih'e batırmasına bir parmak kala çekip aldım. Babam olayın şokunda bana bakarken Melih, 0,01 saniye içinde babamın altından sıyrıldı ve ayağa kalktı. Babam bir şey anlamadı ve Melih altından çıkınca yüz üstü düştü. Ben de ayağımla onu ittirdim ve düz döndürdüm. Artık sırt üstü uzanıyordu yerde. Ayağımla boğazına bastım ve bir güç sanki bana zorla yaptırıyormuş gibi hissettim ama çok hızlı oldu. Babamın boğazına bastım ve elimdeki bıçağı karnına sapladım. Kanı fışkırmıştı ve iki elim kan içinde kalmıştı. Şaşkınlıkla ağlarken iki elimi açılan ağzımın önüne getirdim ve ellerimle ağzımı kapattım.
"Ne yaptım ben?"
"Ne yaptın sen?"
"Ne yapacağız Melih?"
"Bin arabaya."
"Melih."
"Arabaya bin Gece!"

GECEWhere stories live. Discover now