''SonSoluk''🌬️

2.8K 541 277
                                    

*kurguların aktif yazılmasını ve bölümlerin hızlı gelmesini istiyorsak lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayalım.

🖋️Korkaklar hileyle tuzak kurar, cesurlar yüreğiyle savaşır... Ceylin Erguvan Kaya

Bana düşlerimi geri ver
gerisi hep sende kalsın
Bana son kez öyle gülüver
yüreğimde sende kalsın...🎙️

Artık dokuların bir erkek dnasına ait olduklarını biliyoruz... Duydukları gelişme yeni bir isim getirmeyecek olsa da sevindirmişti sorgu odası ekibini. En azından şuanda Didem'in tırnaklarıyla kazıdığı, yani boğuştuğu kişinin Cenk , Eşref Haşim, Selahaddin, Boran, Kadir veya Araf olmadığını öğrenmişlerdi. Bundan sonrası biraz samanlıkta iğne aramaya benzer olsa da töre ve infaz düşüncesinden biraz olsun uzaklaşmışlardı. Başsavcı dönüp ayna filmli camdan sorgu odasında ağlayan gence kısa bir bakış atmıştı.

-Cenk'in gözaltı süresini uzatalım. Bir de şu arkadaşı olan kızı dinleyelim bakalım ne anlatacak bize.'demişti düşünceli bir tavırla. Sonrada gidip masadaki tekerlekli sandalyeyii çekerek çökercesine oturmuştu. Cenk'in birşeyler gizlediği apaçıktı. Nitekim tehdit edildiği, hatta kimlerle tehdit edildiği de ayan beyan ortadaydı. Gencecik yaşının büyük kısmını sorumluluklarla geçiren bir genç için ailesine zarar gelme ihtimali bile onun ağzını dilini bağlamaya yeterdi. Derken kısık sesli bir melodi küçük alana yayılmış, savcıların manidar bakışları genç kadına dönerken telefonunu açıp bakın düşündüğünüz kişi değil demek ister gibi konuşmaya başlayarak çıkmıştı dışarı.

-Efendim Müzeyyen Abla?'

Dar koridorun sonuna doğru dalgın birkaç adım atmıştı. Son günlerde eskisi kadar sık gidemediği için mahcup hissediyordu kendini bu kadıncağıza karşı. Neyse ki artık İpek vardı yanında. Yokluğunu fark etse de çokça hissetmezdi. Eli perçemini kavrayıp kulağının ardına iterken ahizeden duyduğu sevecen sesle gülümsemişti.

-Çiçeğim kusura bakma  rahatsız ettim seni böyle gün ortası. Şey diyecektim, bir ev bulduk biz İpek'le. Böyle iki katlı müstakil, arkasında güzel bir bahçesi var. Ama kiralık değil, satılık dedi ev sahibi. Acaba diyorum bir kredi mi çeksem? Ev iki kişiye büyük. Alt kattaki odasını bir kız öğrenciye neyim kiralarız. Sen ne dersin?'

İki katlı müstakil bahçeli bir ev... Duyduğu tarifle gözünde huzur kokulu bir evin canlanmasına engel olamamıştı. Acaba o da Müzeyyen Abla İpek'e katılıp o müstakil eve mi yerleşseydi? Alt kattaki odaya geçer, gül gibi yaşayıp giderlerdi. Ama... Aması vardı işte işin. Bu evde çok bayıldığı için değil, ofis kullanımı olarak konumu açısında oturuyordu. Yoksa insanın iş hanından hallice olan bir apartmanda yaşayası gelir miydi? İstemsizce sallamıştı başını.

-Çok güzel olur ablam. Öyle ballandırdın ki evi de merak ettim ben. Ama sen şa'apma! Yani yalnız başına hiçbir şeye imza atma. Ben gelirim hallederiz birlikte.'demişti samimi bir sesle. Öyle ya, n'olur nolmaz imza atılacak tüm belgeleri en ince detayına denk incelemek gerekirdi. Bu devirde kimseye güven olmuyordu. Zaten ev fiyatları da almış başını gitmişti. Derken gözü bir kadın polis eşliğinde sorgu odasına getirilen kızın perişan haline takılmıştı. Kesik bir soluk çekmişti içine. 'Şimdi sorguya girmem lazım. Öpüyorum yanaklarından!'

Karşı taraftan kısa bir cevap geldiğinde telefonu kapatıp pıtı pıtı koşturmuştu ince topuklularının üzerinde. İlk gördüğünden beri Hayat'ın mahsun bakan gözleri içini sızlatmıştı. Şimdi bir de yetimhanede büyüdüğünü, kimsesiz olduğunu biliyordu ya , ayrı bir sempati beslemişti ona. Eğer cinayetle alakası çıkarsa da fena dağılacak gibiydi. İçeri girdiğinde ayaklanmış eniştesinin önüne atılmıştı bir anda.

NERGʼİS KOKUSU 👠 (Töre&Adalet Serisi)Where stories live. Discover now