Ege'den hâlen ses gelmiyordu.Önüme çıkan arabalara korna basarak kenara çekiyordum fakat sürekli bir diğer engel karşıma çıkıyordu.Buraya yakın bildiğim bir hastane vardı.Sakin nezih bir yerdi.

"Ege cevap versene!"diye bağırdığımda yine ses gelmedi.Çaresizliği hiç bu kadar derinden tatmamıştım.Ege ses vermiyordu.Ölmüş müydü?Hayır bunu düşünmek istemiyordum ölemezdi.Gözlerimden gelen istemsiz yaşlara aldırış etmeden önümdeki bir diğer arabayı hızla solladım.Geride bıraktıklarımın kimileri araba içinden bağırıyor kimileri ise korna çalıyordu.

"Ege bana bak öldüysen ben seni öldürürüm anladın mı?"dedikten sonra derin bir nefes alıp büyük bir hırsla direksiyona vurdum."Ege nolur yaşa ya yaşamalısın sen Ege Akçay'sın yaşasana ya yaşa ne olur ölme!"diye amaçsızca bağırıyor fakat Ege'den ses alamıyordum.Dikkatim dağılıp hızlıca önüme dönünce arabaya doğru gelen koca bir tır ile karşılaştım.Lanet gibi üzerimize doğru geliyordu.Allah kahretsin diğer yola sapmış olmalıydık.
Kornaya basıyordum fakat arabayı durduramıyordum.

Tır üzerimize gelmeye başladı.Kornayı çalıp bizi kenara çekmeye çalışıyordu fakat sanki direksiyon kitkenmiş gibi kenara geçemiyordum.Büyük ihtimalle freni tutmuyordu.Ölücektik.İkimizde ölücektik.Hayır vazgeçtim.Ölmeyecektik.Bu arabadan iki kişi sağ olarak çıkacaktık.Ani bir karar ile yan tarafa direksiyonu kırmak zorunda kaldım.Yanımızda duran kaldırıma çarpınca arabanın önü parçalanmıştı.Umursamayıp biraz daha gaza bastım.Arabayı hırsla geri çekip ardından aynı hız ile ileri doğru sürükleyince kaldırımın üstünden geçmiş olduk.İkimizde sarsılıyorduk.Araba bir o yana bir bu yana gidiyordu.

Şu lanet hastane neredeydi ki!Doğru yola çıktığımızda sağ tarafımda bir el hissettim.Yanıma dönmeme fırsat bile yoktu.Önümdeki arabalara çarpmamak için büyük bir güç sarf edip bir o yana bir bu yana sürüklüyordum bizi.Arabanın kenarları sürtüşüyor ve büyük kıvılcımlar çıkıyordu.O hastaneye sağ salim ulaşmalıydık...

Arabanın içini garip bir ses doldurdu.Yanıma döndüğümde dijital ekranda spotify'in açık olduğunu gördüm.Bu çocuk delirmiş olmalıydı!Ölürken bile müzik mi dinleyecektik.İyi olanı ise hâlâ nedensizce yaşıyordu.Onu hastaneye yetiştirmeme az dakikalar kalmıştı.Bu hastane yollarını çok iyi bilirdim...Arabanın içini dolduran ise bir Duman şarkısıydı.

Şarkılar ile aram hep iyi olmuştu.Kötü olduğumda şarkı dinlerdim,iyi olduğumda şarkı dinlerdim,heyecanlı olduğumda şarkı dinlerdim.Müzik ruhun gıdasıdır diye boşuna dememişlerdi.Fakat bu şarkıyı ilk defa duyuyordum.İlk başta adamın etkileyici sesi doldurdu kulaklarımı.Garipti.

Yazdım,çizdim hayal ettim
Sazla sözden ibarettim
Arkamı döndüm emanet ettim
Anlayamadın ya

Ege'de şarkıya eşlik edince ikisinin sesi garip bir şekilde arabanın içine yansıyordu.Sanki içmiş de meyhane köşelerinde sayıklıyor gibiydi Ege.Bir derdi vardı.Bu şımarık zengin cocuunun ne gibi bir derdi vardı bilmiyordum.Belki yeni araba alınmamıştı ya da bu geceyi bir kızın yanında geçirmediği için falan üzgündü.Hiçbir fikrim yoktu.Fakat sesi ne kadar kısık ve kötü gelse bile şarkıya devam ediyordu.

Aklım fikrim kaynayınca
Söz müzikle ağlayınca
Kalbimi açtım ibadet ettim-

Ege yüzünden yola odaklanmakta zorluk çeksem bile yolların boş olması iyiydi.Saatin kaç olduğundan haberim yoktu fakat büyük bir çoğunluk eve çekilmiş olmalıydı.Arabayı daha da hızlandırdım.Hastane halen gözükmüyordu ve yollarda şükür ki bir iki araba kalmıştı.Daha demin şiddetle solladığım ya da sollamaya çalışıp mahvettiğim arabalar artık yoktu.Önümde siyah bir araba vardı.Hafif bir şekilde direksiyonu kırıp önüne geçmeye çalıştım fakat araba da benimle beraber aynı hareketi yapınca sallandık.Arabanın arkasına çarpmıştım.Kahretsin...

Ara SokakKde žijí příběhy. Začni objevovat