''AçıkAyran''🥛

2.4K 504 285
                                    

*kurguların aktif yazılmasını ve bölümlerin hızlı gelmesini istiyorsak lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayalım.

🖋️Ne zaman bir şeyden kaçsak, başka bir şeye doğru koşarız... Michael Balint

Söz ettim mavilere
içimdeki yaralardan
Gökteki yağdı yine
yerdekinde yakamoz var
Bu bir soygundur
der gibi bakan gözlerinden
artık gider gibiyim...🎙️

Her gidenin ardından uzun uzun baktıktan sonra mecalsizce ayaklanmıştı oturduğu banktan Nergis. Savcılarla olay yeri gidebilse iyi olurdu. Ancak Oğuz Kağan'ın alacağı varsa da bugünden sonra almazdı onu yanına. Eve de gidesi yoktu. Güz ile araları limoni olunca dört duvar arasına sığamıyormuş gibi hissediyordu. En iyi çare bi'taksiye atlayıp Müzeyyen Abla'nın yanına gitmekti. Hem günlerdir doğru düzgün uğrayacak fırsat bulamamıştı. Hemde o sıcacık şefkatine ziyadesiyle ihtiyacı vardı.

Öyle de yapmıştı. Kendini ilk gördüğü taksiye tutacağı serveti hesap bile etmeden atmış, kendini Müzeyyen Abla'nın şefkatli kollarına bırakmıştı. Hemen tavşan kanı bir çay konulmuştu önüne. Bir tabak da peynirli talaş böreği. En çok o ilaç gibi gelmişti esasen. Çok iştahı olmasa da yarım porsiyonu mideye indirmiş , tüm ölümü gör tehditlerine rağmen hesabı kasaya bırakmıştı. Neticede bu kadıncağız da bu böreklerden çıkarıyordu ekmek parasını. Her defasında bedavadan yerde dükkanı kendi elleriyle batırmış olurdu.

Karnı doyduktan sonra biraz daha oturmuştu orada. Müzeyyen Abla yirmilerinin başlarındaki yeni elemanı İpek'le tanıştırmıştı onu. Adıyla müsemma olan tatlı ve masum bir kızdı. İstanbul'a yeni yerleşmişti. Seneler evvel babası yatalak kalınca yarım bırakmak zorunda kaldığı liseyi dışarıdan bitirmek, o arada çalışıp para biriktirerek kendine yeni bir hayat kurmak istemişti. Onunda acıklıydı esasen hayat hikayesi. Annesi doğumunda ölünce onu babaannesi büyütmüştü. Sonra amcası aynı eve evlenmiş, babaanne ölüp baba yatalak kalınca İpek amca ve yengenin eline kalmıştı. Babası öldükten sonrada kapının önüne konulmuştu. Onlara da hak vermişti aslında. Neredeyse onunla akran oğlan çocukları varken kim evinde bekar kız isterdi ki?

Şimdiyse Müzeyyen Abla'nın manevi kızı olmuştu İpek. Bu dükkandan ne kazanırlarsa bölüşüp yaşayacaklardı. Ama ufak bir sorun vardı. Dükkanın arkadaki küçük odası bu zamana kadar yetse de artık yetmez olmuştu. Müzeyyen Abla onlara yetecek iki göz odalı bir ev arayışına girmişti. Nergis'i de kulağına öyle bir kiralık ev haberi çalınırsa muhakkak bizi haberdar et diye tembihlemişti. Elbette ederdi , etmez miydi hiç? Kadın kadının yurdu derlerdi. Birbirlerini bu kirli dünyada kollamaları lazımdı.

Müzeyyen Abla ve İpek'le sarılıp öpüştükten sonra dükkandan çıkıp ilk otobüse yetişmişti. Bu sıralar çok sık taksilere bindiği için aylık bütçesi alarm durumuna geçmişti. Ama sıkıntı yoktu. Biraz dikkat ederse yakında gelecek ödeme ile eli rahata ererdi. Acaba Eşref Haşim'i dürtüp ondan da danışmanlık ve avukatlık ücretinin bir kısmını tahsil mi etseydi? Babasının hayrına yapıyor değildi neticede bu işi. Gerçi babasının hayrına yapmak istese de babasının bu kadarlık hayrı var mıydı orası tartışılırdı.

Evine gelmiş, soyunup dökünmüş, salaş  eşofmanlarını üzerine geçirip biraz yatağında yuvarlanmıştı. Hatta tek gözü uykuya dalmış bile denebilirdi. Derken duyduğu kapı zili ile oflayarak kaldırmıştı başını. Gelen Eşref ise kapıyı açmasa mıydı? Hiç göresi ve saçma sapan açıklamalarını dinleyecek takati yoktu çünkü. Paytak adımlarla yürüyüp kapının dürbününden bakmış, gördüğü simayla kaşları hayret içinde havalanırken bekletmeden kapıyı aralamıştı. Bakışları gündüzün aksine kot , spor kazak ve deri ceket üçlüsünün içinde yaşına meydan okuyan adamda beğeniyle dolaşmıştı. Ama yine de yakışıklılığına bakmadan ona gıcık gitmeyi sürdürecekti. Kapıyı geriye kadar çekip eliyle buyur işaret yapmıştı.

NERGʼİS KOKUSU 👠 (Töre&Adalet Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin