"Ne gülüyorsun lan piç?"

"Aptal bir fani yüzünden beni dövmene gülüyorum."

Her yumrukta bir kelime söyleyerek "O. Aptal. Bir. Fani. Değil. Benim. Sevgilim." dedim. O an ilk defa yüzü düştü beni ittirerek ayağa kalktı. Zar zor ayakta durduğu için duvardan destek aldı.

"Ne demek sevgilin? Sen kimseyi sevmezsin ki.  Saçmalık olduğunu düşünürsün."

"Rüzgar kimse değil. "

Timur'un gözleri kırmızıya dönerken öfkeyle nefes aldı. Rüzgar'a gideceğini anladığım anda ayağa kalktım ama ona yetişemedim. O hızla Rüzgar'a doğru koşarken silah sesiyle durdu ve dizlerinin üzerinde yere düştü. Kafamı kapıya doğru çevirdim. Birkan elindeki silahla Timur'a yaklaşıyordu. Rüya ve Riya da dahil hepsi gelmişti. Gelmeyen tek kişi Nevra'ydı.

Olduğum yerden onların yanına geçtim. Arslan'a dönerek "Birkan'la mı gidecek ?" diye sordum.

"Planımız olay yerinde öldü demek olduğu için. Birkan onu öldürecek ama Timur kendini öldürmüş gibi yapacak."

Kafamı sallayarak Riya 'ya yaklaştım.

"Büyü yapmış. Feride'den öğrenmiş büyüyü. Bozabilir misiniz?"

"Hallederiz."

O sırada Birkan Timur'u tam kalbinden vurdu. Silahı onun eline verdikten sonra düşme şeklini ayarladı. O kadar olayın ardından ondan bu kadar kolay kurtulmamıza seviniyorum. 

Onlar işlerini hallettikten sonra Rüzgar'ın yanına gittik. Rüya büyüyü bozmak için anlamadığım birkaç şey söyledikten sonra Rüzgar'ın etrafındaki siyah tozu ayağı ile dağıttı.

"Büyü bozulmuştur."

Dizlerimin üzerine çökerek Rüzgar'a yaklaştım ve sırtından tutarak kaldırdım. Yarı baygın şekilde gözlerini açarak bana baktı. 

"Pars.."

"Güzelim ben geldim."

Zorda olsa gülümsediğinde ben de gülümsedim. 

"Gelmişsin."

"Seni o kadar çok seviyorum ki sana bir şey olmasına izin vermem."

"Ben de. Seni seviyorum."

Gözlerini yavaşça kapattı. Onu hemen kucağıma alarak hastaneye getirdim. 

Nevra yatışını yaparken kan ihtiyacı olacağı için ben de konseye gittim. Kan bankasındaki vampir beni görünce hemen ayaklandı.

"Pars bey babanız sizi odasında bekliyor."

"Buraya geldiğimden nasıl haberi var?"

"Bana beş dakika önce haber verdi efendim. Bilmiyorum."

Onu kafamı sallayarak oradan ayrıldım. Korkut'un odasına çıktım. Odaya girdiğimde gözüm ilk başta masanın arkasındaki annemin portresine gitti. Yıllardır o resim oradaydı. Sanki hiç gitmemiş gibiydi. 

Korkut'un yanında Arslan'ın babası Korkmaz amcayı görünce kaşlarımı çattın. Ne işi vardı onunda burada?

"Pars geldiğine göre ben gideyim. Arslan'ın yanına."

Korkmaz amca bana her zamanki sıcak gülümsemelerinden birini yolladıktan sonra omzuma dokundu ve odadan çıktı.

"Ne oldu? Niye çağırdın beni?"

Korkut bir şey demeden beyaz termos çantayı bana uzattı. 

"Ne bu?"

"Beş adet AB rh+ kan torbası var içinde."

Şaşkın bir şekilde ona bakarken işin içinde onun da olabileceği düştü aklıma. 

"Sen.. Timur'la iş birliğimi yaptın yoksa?"

"Ne?! Saçmalıyorsun şu an. Öyle bir şey yapsam sana niye kan vereyim?"

"Bilmiyorum. Nasıl ben gelmeden haberin oldu?"

"Arslan, Rüzgar'ın kaçırıldığını söylemiş Korkut'a. Bende lazım olacağını düşündüm."

Öylece durup uzattığı çantayı aldım. Ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Bir insana aşık olmak biraz zordur oğlum. Korumak için elinden gelen her şeyi yapsan bile bazen.. Bazen olmaz. Senin bunu yapabileceğini biliyorum. Rüzgar'la çok mutlu uzun bir ilişkiniz olacağına eminim."

Sona doğru sesi titremişti. Dolu gözlerinden bir yaş akınca aceleyle sildi. 149 yaşında onun ilk defa ağladığını görüyordum. Nasıl olduğunu anlamadım ama birden onu kendime çekerek sarıldım. Sarılırken benim de gözyaşlarım akmıştı. Yavaşça ayrılıp yaşlarımı sildim.

"Ben hastaneye gideyim artık."

"Tamam. Geçmiş olsun dediğimi söylersin."

"Teşekkür ederim baba."

O bir şey demezken ben odadan çıkmıştım. Odadan çıktıktan sonra az önce ona baba diye seslendiğimi fark ettim. 25 yıl sonra ilk defa baba demiştim ona. Ve bunun farkına bile varmamıştım..

Hastaneye geldiğimde kanları Nevra'ya verdim. Ben gelene kadar onlar bir torba kan vermişlerdi. Bu yüzden bilinci açılmıştı. 

Yatağının yanına oturarak elini tuttum. 

"Nasıl hissediyorsun?"

"Yorgun. Ama yaşıyorum."

"Daha çok uzun yıllar yaşayacaksın."

"Yaşayacağız. Beraber."

Gülümsediğinde eğilerek gülümsediği yerden öptüm. Yataktaki boşluğa uzanarak Rüzgar'a sarıldım. Bugün yaşadığım onca olaydan sonra ona sarılarak uyumak bana iyi gelecekti.

Nasıl buldunuz bölümüü?
Çiftin bölümü olmadığı için az yorum yapmayın lütfen 😔

Stajım da güzel başladıı ✨️

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere minik kaplumbağalarım 🤍🐢





Doktor // bxbWhere stories live. Discover now