0.1

162 21 53
                                    

24.02.2024

Minlix 1. Bölüm

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Siyah ayakkabılarını açık renk zemine sertçe vuran beden, kendinden emin bakışlarını etrafta gezdirirken yüzünde sakin bir ifade vardı.

Bulunduğu gizli merkeze geleli 16 dakika 12 saniye olmuştu ve çevresindeki çoğu kişi profesyonel eğitilmiş insanlardı. Yine de kimseyi kolay kolay kendine denk görmezdi. Bu yüzden kimseye ikinci kez dönüp bakmıyordu.

Kapısı açık asansöre bindikten sonra asansör tuşlarına baktı. 32 katlı binanın asansör sistemi rakamlardan oluşan bir düzenle çalışıyordu ve kendisi önce 3 rakamına, sonra 4 rakamına bastı.

Varolduğu gözükmeyen 34. Kata çıkabilmek kendisine gönderilen tek kullanımlık kodu, kat numarasından hemen sonra tuşladı.

Asansör onu 34. Kata çıkardığında, zemin katın aksine bomboş bir koridora çıkmıştı. Gri duvarlara bakarak tekrar aşağı inen asansörü izledi. Bulunduğu katta görünürde herhangi bir kapı yoktu.

Birkaç saniyesini alırdı belki de duvarlara gizlenen kapıları bulmak fakat bunu yapmadı. Binaya girdiği anda varlığından haberdar olan yeni ekibinden birilerinin onu almaya gelmesini bekledi.

Saniyeler sonra beklediği oldu. Sol çaprazında kalan gri duvardan hafif bir titreme yayılmış, hemen ardından duvar iki tarafa doğru bir kapı gibi açılmıştı.

Açılan bölmeden kendisine doğru yürüyen genci süzdü yavaşça. Siyah ve açık kahve tonlarının hakim olduğu hafif kıvırcık saçları vardı. Güzel bir yüzü, dudağında gümüş bir piercingi ve boynunu sıkıca saran siyah bir kolyesi vardı. Kendisine yaklaştıktan hemen sonra, hafifçe eğilip selam vermişti. Doğrulduktan sonra elini öne doğru uzattı. "Yang Jeongin, hoş geldiniz."

"Lee Minho, hoş buldum."

Jeongin isimli genç arkasındaki kapıyı işaret ederek onu yönlendirirken Minho sessizce onu takip etti. Aralık kapıdan içeri girdikleri anda kendilerine dönen bir çift göz Minho'nun bakışlarını yerden kaldırmasına sebep olmuştu. "Lee Minho geldi Patron."

Çalışma masasında oturan beden, siyah saçları arasında dolanan parmaklarını çekerek, kafasını eğdiği masadan kaldırmış, yorgun gözlerini onlara çevirmişti. Gülümseyerek ayağa kalkmış, üzerindeki sıfır kollu siyah gömleğini düzelterek ona doğru ilerlemişti. "Lee Minho öyle değil mi, hoş geldin. Ben Christopher Bang."

"Bay Bang, sizinle tanışıyor olmak mutluluk verici." Kendisine uzatılan eli sıkarken gülümsemişti. Bu adamın adını çok duymuştu ve ona duyduğu gizli bir hayranlığı vardı. "Seninle de öyle Minho, saygı hitaplarını ekip olduğumuz anda ortadan kaldırdık bilgin olsun."

Christopher samimi bir ifadeyle onunla konuşurken Minho karşılığında sessiz bir onaylanmayla teşekkür etmişti. "Ekibin bir kısmı operasyonda, şimdilik bizimle yetinmen gerekecek."

Üzerindeki gömleği tekrar düzeltirken arkasını dönmüştü. Boyu kendisinden uzundu ve omuzları daha geniş, daha yapılı görünüyordu. Tavırlarında büyük ciddiyet olsa da bakışları samimi hissettiriyordu. "Ben ekip lideriniz Bang Christopher."

Minho'nun solunda dikilen bedeni işaret ederken arkası hâlâ dönüktü ama mükemmel hafızası asla yanlış kişiyi işaret etmeyeceğini güvence ediyordu. "O ekibimizin keskin nişancılarından ikincisi, Kim Yang Jeongin."

SternenkindWhere stories live. Discover now