11. BÖLÜM

81 21 139
                                    

Çok sevdiğim bir arkadaşımın tasarımını buraya da eklemek istedim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Çok sevdiğim bir arkadaşımın tasarımını buraya da eklemek istedim.. Çok güzel değil mi 🥹🖤

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

İyi Okumalar...

***

Herkesin hatalı olduğu bir yerde tek suçlu ilan edilen küçük bir kızdan; herkesin hatasını telafi etmeye çalışan, suçu kendi dışında herkese yükleyen bir kadına...

Avuç içime değen sıcak parmakların dokunuşu, orada olduğunu hissettirmekten kaçınıyormuş gibi hafifti. Parmaklar mı sıcaktı yoksa elim gereğinden fazla mı soğuktu anlayamıyordum. Uykudan uyanmak üzere olan zihnimin şu an için algılayabildiği tek şey dokunuşlardı. Nerede olduğumu anlamaya çalışmak bile işkence gibi geliyordu şu saniyelerde. Gözlerimi hafifçe aralayıp dokunuşların sahibine baktım.

Çatık kaşları ile kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu. Elimdeki yanma hissinden yola çıkarak pansuman yaptığını tahmin ediyordum. Bakışları ve odağı elimde olduğu için henüz gözlerimi açtığımı fark etmemişti. "Gerçekten canının hiç önemi yok." Bu seferki mırıldanışı diğerlerine nazaran daha anlaşılır olduğu için dediğini anlamış, burukça gülümsemiştim.

"İnsan tüm emeğinin yerle bir olduğunu görünce canını pek umursamıyor." dediğimde bakışlarını direkt bana yönlendirdi ve tek kaşını kaldırdı. Bu sırada yattığım yerden doğrularak sırtımı yatak başlığına yasladım. Odamdaydım. Duvarımdaki saat akşam dokuzu gösteriyor, açık camdan görünen karanlık ise saati doğruluyordu. Mine neredeydi? Emin, oturuşumu düzelttikten hemen sonra çöktüğü yerden kalkıp yatağa oturdu. "İnsan bazen kendi canını, malının önüne koymalı." dedi iğneleyici ve durumdan memnun olmadığını bağıran ses tonuyla.

Onun bu cümlesini es geçtim çünkü karşılık verebileceğim bir cümle değildi. Bunun yerine elime odakladım gözlerimi. Ona yakın küçük kesiğin arasında bir tane de büyük kesik göz kırptı bana. "Elinden çıkan cam parçalarıyla çeyizine çay bardağı takımı dizerdin." dediğinde bu iğrenç espriyi yaptığına inanamayarak baktım ona. Gözlerini devirip yataktan kalktı. Kapıya kadar gidişini izleyip yerimden hareket etmediğimde bana döndü ve "Gelip bana her şeyi anlatacak mısın yoksa öylece oturmaya devam mı edeceksin?" dedikten hemen sonra odamın kapısını açtı.

Ona her şeyi anlatamazdım ama konuşabilirdim. Buna ihtiyacım varmış gibi hissediyordum ama ondan önce öğrenmem gereken başka bir şey vardı. "Sen git, üzerimi değiştirip geliyorum." dememin üstüne odadan çıktığında etrafıma bakarak telefonumu aradım. Mine'nin nerede olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Eve anahtarla girdiysek Mine'yi burada görmüş olabilirdi. Gözlerim masanın üzerindeki telefonuma iliştiğinde hızla kalkıp masaya ilerledim ve telefonu alarak Mine'ye mesaj attım.

TuvalWhere stories live. Discover now