5

75 8 2
                                    

"Hayatımın aşkıyla kavgaya etmeye gitmek istemiyorum." Gözyaşlarını sildi ama sesi titriyordu. "Ne yapacağım?"

Eğer Kiyoomi Ters Yüz animasyonunda duyguları temsil eden bir karakter olsaydı rengarenk bir tane olurdu, en azından Motoya hep böyle söylüyordu.

Biraz doğruydu, insan içinde duvar kadar düz bir ifadesi vardı ama yalnızken karmakarışıktı.

Evde kıvrılabileceği her köşede ağladıktan sonra 'kavga' saati gelip çattığında randevusu olan Motoya'yı aramıştı.

"Sana saldırmayacağına eminim," dedi Motoya son derece sabırlı bir şekilde. "Bu yüzden lütfen. Git kendini açıkla, tamam mı son derece dürüst ol. Eğer seni reddederse söz başka birini ayarlamayacağım. Ama ona ne hissettiğini söylemen gerek."

Bu nasıl daha iyiydi? Her şekilde Kiyoomi Atsumu'yla çıkamıyordu. Atsumu'nun ondan giderek daha da soğumasını izleyecekti, sonra kendi başına birini bulacaktı, sonra onunla evlenecekti ve Kiyoomi düğününde gözyaşlarını siliyor olacaktı. Kiyoomi bunun olacağını biliyordu ama en azından o zaman geldiğinde Atsumu ona acıyor olmayacaktı.

"Ama- ama yapamam, beni biliyorsun," diye geveledi Kiyoomi, yeni gözyaşları gözlerini yakıyordu. "Elime yüzüme bulaştıracağım, kağıtta bile batırdım."

"Çünkü hâlâ hislerini örtmeye çalışıyorsun," dedi Motoya, sanki 5 yaşında birine konuşuyormuş gibi. "Ve sana diyorum ki, yapma. Düşündüğün hiçbir şey olmayacak."

"Benimle dalga geçecek-"

"Sen sana açılan biriyle dalga geçer miydin?"

Yapmazdı. İç çekti, bu yeterli bir cevaptı.

"Sen tanıdığım en hayvani insansın, güven bana, Atsumu da dalga geçmez."

Kiyoomi bir saniyesini ona teşekkür edip etmemeyi değerlendirerek geçirse de Motoya suratına kapattığında daha fazla söylenme şansı kalmadı. Başka bir hıçkırık ciğerlerini terk etmeden önce nefesi titredi, Kiyoomi kalkıp sikik kavgasına hazırlanmak için odasına yönelirken bir başka hıçkırık peşinden geldi.

*

Şaşırtıcıydı ama Atsumu gerçekten gelmişti.

Kiyoomi bir gül kopardı, o kadar panik içindeydi ki kopardığı çalı sallandığı için çalıdan özür diledi, sonra da sapık gibi Atsumu'yu aramaya başladı.

Parkta bir yer belirtmemişti, Atsumu'yu iki daire çizdikten sonra bir bankta gördü, rahat oturuyordu, belki de kavga olarak algılamamıştı. Kavgaya gelmiş gibi görünmüyordu. Ama randevuya gelmiş gibi de görünmüyordu, üzerinde eşofman takımı vardı.

İlk aşama, onu bulmak, tamamlanmıştı. İkinci aşama ona yaklaşmak olmalıydı, Kiyoomi bunda ozrlanıyordu. Sanki vücudunda sıvı kalmış gibi ağlamak üzereymiş gibi hissediyordu, kalbi atabileceği en hızlı ritimle atıyordu. Bunu batırmaya tamamen kendini programlamıştı, çünkü itiraf etmek? Kiyoomi daha önce bunu düşünmemişti bile.

Hep Atsumu itiraf işini yapan taraf olur diye düşünmüştü, gelip aniden onu öperdi falan, ya da en azından göz kırpardı. Sonra düşünüyordu, 'neden benden hoşlansın.' Her hayal kurması küçük bir depresyonla bitiyordu- 

Atsumu ayaklanmıştı. Gidiyor muydu?

Gevşek adımlarla yürüyüp bacaklarını esnetti. Muhtemelen gidecekti, Kiyoomi'nin nefesi kesildi.

dare you to date me /SakuAtsu/Where stories live. Discover now