Chapter 17: Kaderin İzinde

Start from the beginning
                                    

"Ne yapacaksın büyüyü Mert?"

"Şu Karya'ya bir kısmet açma büyüsü yaptıralım. Evde kalacak bu gidişle. Baksana kim giriyorsa hayatına ya aldatıyor ya reddediyor."

Üşenmeden sırt çantamı çıkarıp şiddetle Mert'e fırlatırken kıl payı kurtulmayı başarıp hayvan gibi hönkürerek kaçtı. Ben koşup onu yakalardım da şimdi koşmasın kalbi falan var arkadaşın.

Asrın kafasını iki yana sallayıp havada takla atıp yere düşen çantayı aldı ve bana verdi.

"Sen bakma şu boşboğaza. Dönünce bu konuyu konuşuruz tamam mı. Şimdi biraz olsun düşünmemeye çalış. Ve en önemlisi Hakan Hocayı da anlamaya çalış. Mantıklı düşününce aslında ona hak vermeliyiz. Sonuçta birileri tarafından duyulsa ikiniz içinde sorun yaratabilecek bir konu."

"Biliyorum Asrın. Hem hak da veriyorum sevmek zorunda değil. Sevilecek bir insanda değilim hem ben."

"Karya saçmalama istersen. Ne demek sevilecek bir insan değilim. Kızım sevgiyi en çok sen hakediyorsun. Senin kadar iyi kalpli, değer veren, anlayışlı, birazcık cadı, dünyalar güzeli, doğal, samimi, tatlı, şapşal biri mi var sanki."

"Asrın sende bana yürümeyi mi bekledin. Sevgilin olmasa sorgulayacağım bizi."

"Salak. Demek istediğim takma kafaya. Yani tabiki bu konu seni üzecek ama iyi tarafından düşün."

"İyi tarafı mı varmış"

"Var tabi. Mesela Kadirle senin aranızı yapabili- Şaka kanka vallahi şaka. Karya dur. Tamam vurma"

"Ulan varya al birini vur ötekine. Siz insanı çıldırtırsınız."

"Tamam hadi kızma gidelim artık gerçekten otobüs kaçacak yoksa."

Asrın ile kol kola girip durağa ilerledik. Salak Mert korkusundan bizden önce gelmişti. Duraktan kafasını uzatıp sinirli olup olmadığımı kontrol ettikten sonra bize yaklaştı. Harbi mal bu çocuk.

Asrın'ın bineceğimizi söylediği otobüs bir saatte bir geldiği için bir ömür durakta bekledik. Sonunda otobüs gelince de binip tamamen Asrın'ın yol önderliğinde yolculuk yapmaya başladık. Asrın'a güven olmaz aslında ama bakalım hayırlısı. Umarım kaybolmayız.

"Oğlum bu arada sormayı unuttum ama matematik dersiniz vardı bugün. Ne yaptın Hakan Hocayı görünce."

"Gelmedi ki derse. Hoş gelse de ne önemi var. Sıradan hocam olarak takılacağım işte söyledim ya. Artık eski samimiyetimi sunmayacağım. Uzak duracağım ve diğer hocalar ne ise Hakan Hoca da bundan sonra o benim için."

Söylerken ben bile inanmadım ama neyse dur bakalım.

"Tamam kanka sen öyle diyorsan"

Aslında bugün okula hiç gitmek istememiştim çünkü ne yalan söyleyeyim Hakan Hocayı görmek istemiyordum. Dünden sonra nasıl hala ona samimi davranabilirim ki hem? Gelmediğini öğrenince alışılmışın aksine neden gelmediğini merak etmedim. Gelmediği için daha rahat hissettim. Hakan Hocaya söylediklerimden sonra okula denk gelmek garip hissettirecek buna eminim. Bu duruma alışmam gerekiyor. Nasıl yapacağımı bilmesem de artık Hakan Hocayı düşünmemem başka şeylere odaklanmam lazım. Böyle söyleyince gerçekten de uzun zamandır tek düşündüğüm şey Hakan Hoca. Artık biraz da kendime zaman ayrımam gerekiyor. Tamam Karya sen yaparsın kızım. Ne var ki bunda. Alt tarafı evlenip 2 çocuk yaptığın hayallerinde ki adamdan vazgeçeceksin. Gayet basit.

Otobüsten indikten sonra yine Asrın önden ilerleyip oradan buradan bulduğu tüm sokaklara soktu. Arkasından Mert ile birlikte birbirimize bakıp durduk. Kesin kaybolduk da bize çaktırmıyor.

"Ya Asrın niye bizi tenha tenha yollardan götüyorsun sen."

"Korkma prenses namusuna el uzatmaz Asrın delikanlı kızdır. Ama seninde gönlün varsa bu işte bilemem."

Bu Sefer ki Başka Where stories live. Discover now