1.Bölüm

17 5 2
                                    

 
Merhaba,şiir ile bir hikaye anlatmaktı amacım,umarım beğenirsiniz.İyi okumalar✨💟

Işıltılı gecenin en sönük tarafıydı omuzları,
En aydınlık sahnenin,tek karanlık rolüydü ihtiyar.
Buruşuk yanaklarını ıslatan yaşlar da olmasaydı,
Vay haline.

Bir umursamazlık vardı üzerinde,
Efkârın kârı olmazdı da,
Yokluğun mutsuzluğuydu onunkisi.
Varlıklı şehrin kör noktasıydı yüzü
Gecenin karanlık yönü adıyla anılırdı.

Cam gözlerindeki izler yaşanmışlık mıydı?
Yahut gözardı ettiği duyguları mı?

Bin bir türlü duygu birikintileriyle doluyken,
Aralarından en tatlı ve en zehirlisini tatmıştı ihtiyar.
Kulaklarını kapatan kır saçlar,
birbirine karışmış sakallarını görenler
Zevahire aldanırdı da gerisini sorgulamazdı.
Virane derlerdi de divane demezlerdi.

“İnsan,insan derler.İnsan nedir bildin mi sen?”
İnsan en çok ne zaman üşürdü?
Yılın en soğuk gecesinde mi?
İlk kar suratına hınçla çarptığında mı?
Soğuk bakışlara mahkum olduğundan beri üşüyordu adam.
Ancak halsizleşmiş parmaklarının titremesini de önleyemiyordu.
Avuçlarına aldığı fırçayı tuval ile bütünleştirdi.
Her şey ait olduğu yerde güzelleşir,
Her çiçek kendi bahçesinde açardı.
Bir fırça tuvalle bütünleşmeden önce bir yokluktu.
Aynı onunla bütünleşemeden kaybolan ihtiyar gibi…

Fırça darbesini tuvale her vuruşunda,
Yanakları sırılsıklam bir halde,
Kar taneleri temizliyordu kırış kırış tenini.
Bir hiç olan tuval bir şeye dönüşürken,
İhtiyar aklından geçenleri yaptığından habersizdi.

İki tane siluet belirdi az sonra,
Birbirine dönük.
Adam aşık,kadın umursamaz.
Bacakları birbine dolanmış aşkın dansını sergilemekteydiler.

“Aşk,aşk derler,aşk nedir bildin mi sen?”
Sarı saçları güneşi,mavi gözleri suyuydu,
Gayrı yaşamak koyar mıydı adama?
Bak çoğunu devirdi bile.
Mahsunluğu devrilen senelerden sebep değildi
İhtiyar kar tanesi gibi eridiğine de yanmadı.
Yanmayı o gün göze almıştı,
Onu öldüren sinip gittiği bu yılbaşı gecesinde,
Karşısında değil de tablo da gördüğü kadınıydı.

Işığında kaybolduğu güneşinde yanmış,
Okyanusda boğulmuştu.
Adam yüzmekten korkmuyordu ki,yanmaya yansın.
Unuttuğu,kadının sevmeyi bilmediğiydi.
İhtiyar bu yaşında bunu öğrenmişti.

Fırçası şiddetle ustalığını sergilerken,
Bir ürperti sardı adamı.
O böyle zannetmemişti.
Bir zamanlar ısındığı yerin cehennemi olacağını sanmamıştı.

Eli gitmedi saçlarına dokunmaya,
Reddetti parmakları.
Saçlarına güneşi konduramadı.
Dokunsa yanacak,baksa kaybolacaktı.
Denizlerde kaybolurdu da,gözleri ihanet etmişti.

Güneş’e bakabilir miydi insan?
“Güneş,güneş derler.Güneş nedir bildin mi sen?”

Uzun süre seyredeceğini sandı,yanıldı.
En sonunda Güneşi bile göremez oldu.
İşte bu en büyük yanılgısı olmuştu.

✨ Yorumlar✨

Divane ihtiyar Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang