Bölüm 5

29 7 5
                                    

"Ne konuşacağız bir sorun mu var?" dedim. Evet bir sorun vardı birbirimize sanki hiç birbirimizi tanımıyor gibi davranıyorduk bunun farkındaydım. 

"Ne konuşacağımızı tahmin ediyorsundur büyük ihtimalle." dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım. "Biliyorsun ki seninle iki yıl sevgili olduk ve büyük bir talihsizlikle aramıza beş yüz on bir kilometre girdi. Benim lise için burayı seçme nedenim seni bulmaktı ama benim aptallığım nedeniyle iki yıl seni bulamadım. Ve o parkta iki yıl sonra karşıma çıktın. İki yıllık bir birlikteliğimiz olmasına rağmen birbirimize iki yabancı gibi davranıyoruz ben bu duruma daha fazla katlanamıyorum çünkü iki yılımı sensiz geçirdim seni bulmuşken senden hayla ayrı olmak canımı çok sıkıyor." dedi. Çok haklıydı ama ben ona ne cevap vereceğimi bilmiyordum. 

"Ben seni o süre zarfı içinde ne kadar özledim bilemezsin ama bir anda karşılaşınca insan ne tepki vereceğini bilemiyor seni o gün karşımda gördüğümde ne kadar sevin semde bir yanımda korkuyordu ya beni tekrardan sevmezse, ya hayatına başka biri girdi ve beni unuttuysa." dedim derin bir nefes alıp devam ettim. "Seni hayla çok seviyorum senden başka hiç bir erkeği sevemedim sevebileceğimi de sanmıyorum." dedim.

"Güzelim benim seni sevmemem gibi bir seçenek var mı?" dedi ve beni kendisine çekip saçıma küçük bir öpücük bıraktı. "Ama farkında mısın bilmiyorum biz yedinci sınıfta daha yakındık şimdi büyümemize ve altlı üstlü oturmamıza rağmen birbirimizden çekiniyoruz. Ve buda benim canımı çok sıkıyor." dedi.

"Tuna, Berk yüzünden yaşanan olaydan dolayı çok özür dilerim." dedim.

Derin bir nefes aldı "Senin özür dileyecek bir şeyin yok güzelim ama Berk midir nedir? onunla bi görüşmemiz lazım sanırım." dedi.

Kendimi geriye çektim "Ne yapacaksın Berk'i mi döveceksin." dedim.

Güldü "Güzelim konuşmamız gerekiyor dedim hem ben öyle birimiyim?" dedi.

Kaşımı havaya kaldırdım "Konuşacaksın eminsin demi?" dedim. 

"Ben konuşacağım dedim devamında ne olur bilemiyorum." dedi.

Tam bir  şey söyleyecekken kapı çaldı ardından kapının arkasındaki kişi kapıyı açmaya çalıştı olmayınca "Niye kilitli bu kapı!" diye bağıran Ege'nin sesi duyuldu. 

"Ege senin benimle derdin ne? Ne yapayım seni balkona çamaşır niyetine asayım mı? onumu istiyorsun?" dedi Tuna.

"Kardeşim açsana kapıyı." dedi Ege.

"Ege niye bağırıp duruyorsun ya." diyen Emir'in sesi de gelince ayağa kalktım "Hadi çıkalım." dedim. Tuna kafasını salladı ve kapının anahtarını çevirdi kapıyı açtı ve benimim dışarıya çıkmamı bekledi. 

Dışarıya çıktığım anda Emir ile göz göze geldik. Bana hayırdır ne oluyor? bakışı atmayı es geçmedi tabii ki de.

 "Ne oluyor burada?" diyen Elçin'in sesini duyunca olayın neden bu kadar büyütüldüğünü anlamamıştım.

"Hiç bir şey olmuyor Elçin çiğim Tuna ile iki dakika konuşacaktık Ege bi anda gelince konuşmamız yarım kaldı olayda bu." dedim.

Ege "Ne? Ben buraya geldiğimde sakin bir şekilde kapıyı tıkladım sonra ses gelmeyince sayın ev arkadaşlarım müsaitseniz içeriye gire bilir miyim? dedim yine ses gelmeyince bir şey oldu sandım kapıyı açmaya çalıştım bide ne olsa şaşırırsın" dedi ve bir elinin tersini diğer elinin avuç içine vurdu ardından iki elini de şakaklarına götürdü ardından ellerini hafif ileriye uzattı ve ardın dan konuşmaya devam etti "bi baktım kapı kilitli açılmıyor aman Tanrım dedim" dedi. Yaptığı taklit e ve uydurduğu senaryoya ben hayretler içinde bakarken Ege, Tuna, Sınan, Mert ve Emir kahkahalarla gülüyorlardı. Elçin ise yüzündeki tebessümle bizi izliyordu.

BİZİMKİ DE SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin