Tebessüm ederek söylediklerim aslında canımı yakıyordu ama sesimi çıkarmıyordum.

" Dediğim gibi sözüm sözdür zamanı gelince ararsın."

Arkama bile bakmadan yürümeye başladım. Arkamdan geliyordu, adımlarımı hızlandırdım.

" Benim tanıdığım avukat hesap sorar mücadele ederdi. Çırpınır sonucuna ulaşır böyle korkak gibi kaçmazdı.

Söyledikleri ile adım atmayı bıraktım. Ona döndüğümde o da durmuş aramızda mesafe bırakmıştı.

" Avukat sen bu değilsin pes etmek sana yakışmıyor. Kendine gel ve başına gelenler ile savaş. Unuttun mu sen avukat Ahu' sun. "

Sarılsam çok mu abartıya kaçmış olurdum. Ağlıyordum ve hıçkıra hıçkıra hemde. Ben nasıl böyle bir kadın olmuştum? Nasıl bu kadar güçsüz düşmüştüm ki? Benim gücüm sevdamdan geliyordu ve ben sevdamı bitirmiştim. Benim kalbim boş kalmıştı, ailem bitmiş kimsesiz kalmıştım. Sanki karanlığın ortasında Çağan Emre gelip kibrit yakmıştı. Işığı çok cılız olsa da tek olmadığımı hissettiriyordu.

" Yürü avukat şu DNA işlerini Şahin halletsin , seninle mektupları okuyalım." Dedi. Kafası ile evi gösterdi sonra yürümeye başladığında peşine takıldım.

" Şahin' i hiç sevmedim,konuşmuyorum onunla." Çağan Emre attığı kahkaha ile bende güldüm. Sonuçta ödümü koparmıştı.

"Gülme öbür tarafa gittiğimi düşündüm bir an ."

" Sen hangi akılla kendini kurşun önüne atıyorsun ki? Üstünde çelik yelek bile yok nasıl böyle düşüncesizlik yapabilirsin."

Duyduklarım ile şoka uğradım. Hain ,daha onun önüne kendimi siper ederek hayatını kurtarmıştım .

" Şahin'e söyle silahı ortada bırakmasın." Çağan Emre'nin kaşı kalkınca, " Her an beynine kurşun yiyebilirsin. "

" Silah kullanmayı biliyor musun sen ya?" Gülerek söylediği şey beni de güldürdü.

" Yumruğumu unutmuş olmalısın patron? Kullanacağım silahtan şüphe olmasın." Gururla söylediklerim gerçekti. Elime almaktan korkuyordum çünkü bu korkum vurulduğumda çıkmıştı. Ama babam kendimizi korumamız konusunda gerçekten de bize dövüş ve silah kullanmayı öğretmişti. Babam bize silah kullanmayı öğretirken annem bu konudan sürekli şikayetçi olmuştu, çünkü o da biliyordu o silahı bir gün kullanabilirdik.

" Doğru ya sen bana yumruk atmıştın değil mi? Şüphem yok avukat zaten göründüğün gibi biri değilsin."

Ona katılıyordum çünkü artık göründüğüm gibi biri değilim. Masum görünebilirdim ama artık masum değildim.

Çağan Emre ile içeri geçtiğimizde Şahin'e bakmadım. Sarp bıraktığımız yerde duruyordu.

"Şahin sen Ahu'nun getirdiği saçları al hemen DNA'ya yaptır. " Şahin başının salladıktan sonra Çağan Emre Sarp'a döndü." Sarp sen de dün Ahu'nun aradığı numarayı araştır kimmiş bakalım öğren."

Çağan Emre ikisine görevler verdikten sonra ikisi de ayaklandılar. Çantamdan çıkardığım annemin saçı ile Hülya denen kadının saçını alıp Şahin'e uzattım. Sonra dün bana gelen zarftaki numarayı da Sarp'a verdim.

" O kutudaki saç Hülya'nın mı değil mi tam olarak emin değilim ama peçeteye sarılı saç annemin." Şahin iki örneği aldıktan sonra tam çıkarken geri döndü.

" Sen de örnek vermelisin DNA için." Evet bunu unutmuştum gözlerim keskin bir şeyler arıyordu. Çağan Emre cebindeki çakıyı çıkardıktan sonra bana uzattı. Bu durumda makas bulamadığım için çakı ile saçlarımdan bir tutam kesip onu da peçete koyup Şahin'e uzattım. Şahin annemin saçının üstüne bir işaret koyduktan sonra benim saçımı da alıp çıktı.

SIR PERDESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin