3.Bölüm/Yangın

Start from the beginning
                                    

   Gözleri benim üzerime dönünce onu incelemeye son verdim ve bende  siparişimi verdikten sonra masadan ayrıldı.

    Ne yapacağımı bilmiyorum belkide eve gidince dosyayı düzenlerdim ya da bir duş alıp vurup kafayı yatardım ama yatmak bana göre değildi her ne kadar dün akşam da uyumamama rağmen. Zaten her uyumaya çalıştığımda uykum kaçıyordu bu yüzden uyuyamıyordum oysa bedenim uykusuzluktan çökmek üzereydi.

-Ee kıraç bu gün ki duruşman nasıl geçti?

  Bu soruyu Selin sormuştu , gülümsemeya çalışarak

-Her zaman ki gibi, iyiydi.

-Kusura bakma kıraç seni de işini de bir iddaya alet ettik. Özür dileriz.

   Selin sanırım ben konuşmayınca ne kadar yorucu bir gün geçirdiğimi fark etmişti ve bu yüzden özür dilemişti.

-Sorun değil Selin. Ee ikizler nasıl napıyolar?

   Bu sorumla moreli yerine gelmişti küçük bir tebessüm etti

-Onlar iyiler en son bıraktığımda kıyafet kavgası yapıyorlardı. Mutlu yine utkunun kıyafetini giyince iş karışmış.

   Selin kıkırdarken benide gülümsetmişti

-Bu yaşa geldiler halâ kıyafet kavgası yapıyorlar şaka gibi.

  Ezelin söylediği düşüncesine Selin cevap verdi

-Hangi yaşta olurlarsa olsunlar kedi köpek gibiler ama yeri geldiğinde birbirlerini korumayı iyi biliyorlar.

  Bu doğruydu her ne kadar utku ve mutlu kavga etse de ikiside yeri geldiğinde birbirlerini koruyordu.

   Yemeklerimizi erkek bir garson getirince konuşmayı bırakıp yemek yemeye başladık bir kaç dakika sonra yemeğimizi yedikten sonra tatlı servisi yapıldı, Selinle Ezel muhabbet ederken ben sadece dinlemekle meşgul ettim kendimi.

    Tatlıları da yedikten sonra Ezel hesabı ödemek için kasaya giderken, Selinde lağaboya gidince masada tek kalmıştım.

    Başımı kollarımın arasına saklayarak bizimkilerin gelmesini bekledim. Bir kaç dakika olmadan biri usulca masaya geldi ve önümdeki tatlı bardağını alınca kafamı kaldırdım. Bu oydu siparişimizi alan bayan garsondu gözleri bana uğramadı ama siparişi alırken gülümseyen yüzü şimdi ifadesizdi.

-Herkezi böyle inceler misiniz beyfendi?

-İşimin dezavantajı, kontrolüm dışı inceliyorum.

   Söylediğim doğruydu bazen kendi isteğim dışında inceliyordum.

-İşiniz nedir kadınları süzmek mi ?

   Gülümsedim.

-Hayır, avukatım.
  
    Güldü ama bu kibirli bir gülüştü , inanmamıştı.Ceketimin cebinden cüzdanımı alıp içinden ofisimin kartını çıkarıp ona gösterdim.

    Gözleri kartta gezinince yalan söylemediğimi o da anlamıştı. Tam bir şey söylemek için dudakları aralanmıştı ki büyük bir gürültüyle savrulacakken kolundan sıkıca tuttuğum gibi kendime çekip düşmesini engellemiştim.

   Mekan bir anda dumandan göz gözü görülmez olurken patlamada oluşan kıvılcımlar masa örtüsünü tutuşturmaya yetmiş ve hızla yayılmıştı.

-Yangın var , İmdat!

    Kalabalıktan birinin sesini duyduğumda herkez telaşla dışarı kaçarken o arada bize çarpan bir adamla kollarımdaki kadın kollarımdan kurtulduğu gibi kalabalığın arasına düştü.

    Ben mekandaki insanları yara yara düşen kadının yanına vara bilmiştim.
Onu kolundan kaldıracakken ayağına tüm gücüyle basan biriyle kadının dudaklarından acı dolu bir çığlık koptu. Bu sefer oyalanmadan onu kucağıma aldığımda kollarını boynuma sardı, çıkışa doğru koşmaya başladım çünkü duman yoğunlaşmaya başlamıştı .

    Son anda kendimi dışarı attmayı başardığımda kucağımdaki kadın bile öksürüyordu. Daha güvenli bir yere geldiğimizde onu bir bankın üzerine bıraktım bir süre derin nefesler çekti içine .

-iyi misiniz hanımefendi?

   Başını belli belirsiz salladıktan sonra pürüzlü pir sesle cevap verdi

-iyiyim, teşekkürler avukat.

   Bir rüzgar esti yüzüme doğru ve ben o rüzgarda bir çiçeğin naif kokusunu aldım.

" Eşsiz bir çiçekten gelen,
   Eşsiz bir kokuydu...   "     

  

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 20 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SİYAH BEYAZ HAYATLARWhere stories live. Discover now