"Kıskandım seni tamam mı!" diye bağırmaya devam etti. "Çok kıskandım. Benim kızım gözlerimin önünde eriyip giderken senin kızınla mutlu mesut olmanı çok kıskandım! Onu yetimhaneye de ben bıraktım! Soy adını da ben değiştirdim! Ben yaptım..."

"Sen kalpsizsin..." diyebildi Ebru hanım sadece. Şaşkınlıktan konuşamıyordu.

"Şimdi de belki kızım ölecek, yine senin yüzünden. Beni içeri sen tıktırdın ve onunla ilgilenemeyeceğim..." dedi gözyaşları içinde İnci.

Ebru neye uğradığını şaşırmıştı. O İnci'ye her zaman destek olmuştu, hep yardım etmişti. Saçma sapan bir şey uğruna kızını ondan bu kadar yıl ayrı tutmuştu.

Konuşacak gücü bulamadı kendinde. Başını eline yasladı. Kürşat annesinin kötü olduğunu görünce ona doğru ilerledi ve annesini kolundan tutup kaldırdı.

"Gidelim anne." sonra onları izleyen kadın polise döndü. "Götürebilirsiniz."

Polis, İnci'yi kaldırdı ve bileğine tekrar kelepçe taktı. Bunca yıllık arkadaşının elinde kelepçeyi görmek bile canını acıtıyordu Ebru'nun.

İnci odadan çıkınca Ebru eşine döndü.

"Melih, Leyla için bir şeyler yapalım. Tedavisi için bütün masrafları karşılayalım." dedi Ebru.

"Merak etme, yaşaması için her şeyi yapacağım. Hadi artık gidelim." dedi ve eşinin kalkmasına yardımcı oldu. Üçü birlikte bir daha gelmemeyi arzulayarak çıktılar o karanlık odadan.

AFRA'NIN ANLATIMIYLA

(Ertesi Günün Akşamı)

"Abla hadi yemeğe iniyoruz. Hazırlan, seni bekliyorum." dedi Arda. Ben ise yatağın tam ortasına oturmuş Shadow Fight 2 oynuyordum.

"Tamam geliyorum sen git."

"Saçmalama annem ablanı da al gel dedi. Hadi abla ya."

Telefonumu sinirle yatağa fırlattım ve ayağa kalktım. "Tamam be."

Üzerimde zaten tişört ve kot bir pantolon vardı, ekstra hazırlanmaya gerek yoktu. Siyah hırkamı üzerime geçirdim. Telefonumu pantolonumun arka cebine koydum ve Arda'nın yanına gittim.

"Gidelim hadi."

Birlikte asansöre ilerledik. Düğmeye basıp beklemeye başladım. Asansör gelince birden kapısı açıldı, içeride gördüğüm 20-22 yaşlarındaki genç bir adamı bir anda görmemle korkup birkaç adım geri attım korkudan.

"Korkma korma, bir şey yapmam sana." dedi bana göz kırparak.

O gözünü oyardım seninde neyse.

Aradayla birlikte asansöre bindik. Yemek katı 2, kattaydı ikiye bastım. Asansördeki adamın bakışları sürekli üzerimde olduğu için sinirlenmemem mümkün değildi.

Asansör aşağıya doğru inerken, ikinci kata değilde başka bir kata indiğini gördüm. Şaşkınlıkla tuşların olduğu yere baktım. Bu salak başka bir kata basmıştı.

"Kusura bakmayın, yanlış kata basmışım."

Aptal. Bilerek yaptım demiyor da. Benden önce başka kata basmış resmen.

O sırıtan ağzına bir tane çakardım da neyse. Asansörün tekrar hareket etmesiyle, Arda elini omzuma koydu sinirle yanımızdaki yavşağa bakarak.

Bak sen şu velete.

Çocuk sırıtmayı keserek önüne döndü. O sırada asansör ikinci kata gelmişti, Arda'yla birlikte indik içinden.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 06 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Abi TerörüWhere stories live. Discover now