26

3.2K 319 35
                                    

Kahverengi masanın etrafında toplanmış öğrenci kalabalığına bakarken şu an kaçıp gitmek istiyordu

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.

Kahverengi masanın etrafında toplanmış öğrenci kalabalığına bakarken şu an kaçıp gitmek istiyordu. Üniversiteye ait sanat dergisinin kulübüne adını yazdırdığında beklentisi şu an gördüklerinden oldukça farklıydı. Toplantılar, fikir alışverişleri, sanat konuşmaları bekliyordu ama üniversiteye yakın bir kafede oturmuş, gereksiz konulardan bahsediyorlardı. "Biraz sıkılmış görünüyorsun." dedi yanında oturan kız, bir önceki buluşmalarında dövmelerini beğendiğinden konuştuğunu hatırlıyordu. "Bilmiyorum, sanırım." dedi, masanın üzerinde duran telefonunu eline aldı. Jimin sosyal medya üzerinden bir sürü kısa video göndermişti, mesaj kutusunda ondan gelen mesajlar doluydu.

İlk başta farklı üniversitelerde okuma fikri cazip gelmiş olsa da şu an pişman hissediyordu. Her dakikalarını bir arada geçiren iki arkadaş okul başladığından beri görüşme süreleri kısalmıştı. Jimin'in mesajlarına cevap verirken telefonu çalmaya başladı. "Sevgilim." Taehyung kendisine böyle seslendiği anda her şeyi unutuyordu. "Hyung." dedi neşeli bir sesle, sandalyeden kalktı ve masada oturan kişilerden uzaklaştı. "İşim bitti, seni almaya gelmemi ister misin?" diye sordu Taehyung, sabah evrak işlerini halletmek için okulun yolunu tutmuştu. "Okula yakın bir kafedeyim, olur. Seni özledim." Dün gece görmüş olmasına rağmen ona özlem duyuyordu. Taehyung kafenin ismini aldı, beş dakika içinde yanında olacağını söyledi.

"Özür dilerim, kalkmalıyım. Fotoğrafları elektronik posta üzerinden gönderirim."

Jungkook masaya döndüğünde ceketini ve siyah büyük çantasını aldı, onlara veda etti. Birkaç kişi ona görüşürüz demiş olsa da masadaki herkes derin bir sohbetin içine dalmıştı. Kendini kafeden dışarı attı. Bugün Taehyung ile buluşacağı için motosiklet ile gelmemişti, biraz tuhaf hissediyordu. Birkaç dakika sonra tanıdık siyah araba önünde durdu, çantasını arka koltuğa bıraktı. Yolcu koltuğuna geçtiğinde kollarını uzattı ve Taehyung'a sarıldı. "Seni her gördüğümde böyle heyecanlanacak mıyım?" diye sordu Jungkook, bir eli Taehyung'un ensesindeki saçlarda geziniyordu. "Ben heyecanlı hallerini seviyorum, tesoro." Taehyung İtalyanca konuştuğu anda kendini  kaybediyordu. Jungkook genç bir erkek olarak ona karşı fazlaa hassas hissediyordu.

Taehyung uzandı, onun kemerini taktı ve dudaklarını Jungkook'un dudaklarına değdirdi. "İtalyanca konuştuğum anda suskunlaşıyorsun." dedi gülerek, Jungkook da güldü. "Üzerine atlamamak için zor duruyorum." Jungkook kendi itirafı ile geçirdi. Taehyung bu kez yanağını öptü. "Sesimi çıkarmam. İstediğini yapabilirsin, amore mio." Aşkım. Jungkook onun dudaklarını öptü. "Beni kışkırtmaya çabalama, biraz acıktım ve önceliğim mideme bir şeyler girmesi. Seni yeme işini tatlı zamanına bırakmak istiyorum." dedi, sözcükleri hızlı bir şekilde telaffuz edişi Taehyung'u bir kez daha güldürmüştü.

Üniversiteye yakın bir restorana geldiler. Kızarmış tavuk ve bira sipariş ettiklerinde Taehyung yarın akşamki planlarıni iptal etmek zorunda olduklarını söyledi. "Minhoo abim bizi evine davet etti, tüm kardeşleri ve aileleriyle toplanmak istiyormuş. Minhee de gelmem için tehdit dolu mesajlar atmış." dedi Taehyung, aile bağları hakkında konuşmayı seviyordu. "Haberim var, Jimin uzun bir mesaj atmış. Amcama küsme diye bitirmiş." Jungkook arkadaşının mesajlarından bahsettiğinde Taehyung gülümsedi. "İtalya'dan dönmek aklımda yoktu. Abim aradı ve Jimin'in üniversiteye başlayacağından, onu fazla korunaklı yetiştirdiklerinden bahsetti. Yaz ayları için onun yanında olmamı, biraz daha hayata dair bir şeyler öğretmemi istedi. Sonra bir tane yabani tavşan kalbimi çaldı." dedi Taehyung, bir elini uzattı ve Jungkook'un çenesini sevdi.

hopeless romance' taekookOnde as histórias ganham vida. Descobre agora