"Gelme gelme." diye bağırıyordum bir yandan.

Karnına çarpan saatle "Ahh." diye bir ses çıktı ağzından.

"Napıyorsun a-" derken son anda yutmustu küfrünü.

Söyle söyle. Çekinme hiç.

Elimi uzatıp "Gelme." dedim tekrardan.

Bakışları bana döndüğünde tekrar üzerime doğru yürümeye başlamıştı. Yapabileceğim son şeyi yaptım ve bağırdım. "İMDAT."

Ben deli gibi bağırıp kaçarken asansör hareket etti. Merdivenden gelen adım seslerini duymamla önümdeki Barlas'ı ittirip merdivene koştum. Alparslan abimi görmemle kucağına atlamıştım. Ama gercekten atlamıştım. Buna rağmen düşmemiş sadece hafif sarılmıştı yiğidim.

Başımı göğsüne gömüp Barlas'tan saklandım. Birkaç saniye içinde diğerleri de gelmişti odaya.

"Noluyor burda?" dedi Alparslancığım kalın sesiyle.

Başımı yavaşça göğüsünden kaldırdığımda Barlas sinirle soludu. O nasıl oluyordu ben de bilmiyorum ama sinirliydi işte.

Bir sey demeden komidinin üstündeki peçetelikten peçete alıp duvara yaklaştı. Eliyle bir şeyler yaptıktan sonra bize dönmüştü.

"Nolacak amına koyayım sizce napabilirim? Böcek vardı duvarda. Onu alacaktım." dedikten sonra bana kısa bir bakış atıp Alparslan abime dönüp konuştu. "Korkmasın diye söylemedim."

Kesin beni öldürecekti.

Psikopat manyak bahanesini de hemen bulmuştu.

"Nerden bileceğim yalan söylemediğini? Benim bu evde can güvenliğim yok." dedim ve Alparslancığıma daha da sıkı sarıldım.

Eliyle peçeteyi açıp böceği gösterdiğinde yine de ikna olmamıştım.

Bilmiş tavırla bakıp konuştu. "Dünya senin etrafında dönmüyor küçük hanım. Her şey seninle ilgili değil."

"Eğer beni daha önce öldürmekle tehdit etmeseydin belki de bu kadar korkmazdım Barlas."

Gözlerinin içine bakarak söylemiştim bunu. Alparslan abim beni yavaşça yere indirip Barlas'a döndü. "Sen Yade'yi öldürmekle mi tehdit ettin?"

Başımı salladım ama bana bakmıyordu. Kimseden ses çıkmazken Alparslan abim bu sefer daha yüksek sesle konuştu. "Sen Yade'yi öldürmekle mi tehdit ettin?"

Barış, Alparslan abimin kolunu tuttuğunda abim kolunu silkelemişti. Barlas yutkunup emin bir sesle konuştu. "Ettiysem nolacak?"

Alparslan abim sakince Barlas'a yaklaştı. Bense en uç köşede Ata'yla olanları izliyordum şu an.

"Ettin mi?" dedi Alparslan abim gayet sakin bir ses tonuyla.

Barlas da aynı sakinle "Eve-" derken Alparslan abim Barlas'a yumruk atmıştı. Napmıştı napmıştı? Yumruk öu atmıştı?

Şokla elimi ağzıma götürdüm. Kitaplarda hep böyle olurdu. Gerçekmiş demek.

Barlas kafasını kaldığında gördüğüm kanla midemde bir bulantı hissettim. Sonrası karanlıktı.

____

Aral'dan...

Üst kattan gelen gürültüyle söylenerek müziği kapatıp odadan çıktım. Şu lanet kız geldiğinden beri evden ses eksik olmamıştı. Gerçi ondan önce de pek gürültüsüz sayılmazdı.

Ağır adımlarla asansöre ilerlerken vazgeçip merdivenle çıkmaya başladım. Kural 1: Bir sonraki adımını asla belli etme.

Yade'nin odasına geldiğimde olmayan kapıdan geçtim. Bu kızın odasının neden kapısı yoktu?

Ben daha ne olduğunu anlayamadan Alparslan abim, Barlas abimi yumruk atmıştı. Bu kız için abime yumruk mu atmıştı yani?

Sinirle Yade'ye döndüğümde yüzünü ekşiterek bakmış sonra da bayılmıştı. Tabii ki de inanmamıştım bayıldığına. Bu da numaralarından biriydi. Ata abimle Ilgaz abim onunla ilgilenmeye başlamıştı. Odanın en ucunda durduklarından abimler onları göremiyordu. Kızın odası da maşallah han gibiydi.

Yade'yi umursamadan abimlere yönelik konuştum. "Noluyor? Bir kız için abime mi vuruyorsun?"

Alparslan abim bana bakıp gözlerini devirdi.

Ne?

Gözlerini mi devirdi?

Koskoca adamın yaptığı harekete bak. Hep bu kızın dolduruşuydu bunlar.

İkinci dünya savaşını da Yade çıkarmıştır belki Aral.

Olabilirdi. Eğer o dönem yaşasa kesin çıkarırdı.

Barlas abim bir süre düştüğü yerde durmuş sonra kalkmıştı. Öfkeli gözlerle Alparslan abime baktı. Ne kadar öfkeli görünse de kırgın olduğunu da görebiliyordum.

"Bu kız için bana mı vurdun abi?" dedi sakin bir sesle. Barış abim de yanlarına gitmişti.

"Anlamıyorsun değil mi? Konu Yade değil Barlas. Konu senin 16 yaşındaki bir çocuğu tehdit etmen. O kız mı seçti karışmayı? Hıncını ondan çıkaramazsın."

Birkaç dakika boyunca ses çıkmamıştı. Barış abim "Hadi gidelim abi." dedi Barlas abime.

Barlas abim onu duymazdan gelerek sonradan pişman olacağı son sözünü söyledi.

"Aspar abim suçlu muydu?"

Alparslan abim bunun etkisiyle yere çökmüştü. Ordan nasıl kalkacaktı hiçbirimiz bilmiyorduk.

Barlas abim merdivene doğru ilerlerken geri döndü ve Alparslan abime bakıp tekrar konuştu. "Alesia suçlu muydu abi?"

Alparslan abim elini boğazına götürdü. Barlas abim konuşmaya devam ediyordu.

Meriç abim "Barlas kes sesini." demişti.

"Neden? Gerçekleri söylemem zorunuza mı gitti? Bu aileye en büyük zararı sen verdin abi. Şimdi istediğin kadar kahramancılık oyna. Sen de duy bunları Yade-" derken Yade'nin bayıldığını görmesiyle susmuştu.

Diğerleri de bunu fark ettiğinde Meriç abim Yade'nin yanına koştu. Barlas abim de o sırada odadan çıkmıştı.

Barış abimin de odadan çıkmasıyla ben de çıktım.

Balın Yade//gerçek ailemNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ