1: Predators Takımı

374 14 17
                                    

02.04.2024
Sora Aoi:
Her zaman ki gibi kum sahasına gidip,futbol çalışmak yerine bu sefer başka yerde çalışmayı tercih ettim.
Hem kendimden büyüklerle oynamayı da seviyorum.Böylece kendi başıma olsam da,daha çok şey öğreniyorum.Hem de geçmişte olan korkumu yenmeye çalışıyordum.
Her neyse şimdi bunlar önemli değil,şu anda gayet iyi oynayabiliyorum.
Nereye gideceğimi biraz düşününce aklıma çarşıdaki futbol sahası geldi ve oraya doğru yürümeye başladım.
Futbol sahasına geldiğimde içerisinde olan kişilere baktım. Bazıları üniversite bir de,diğerleri de lise son gibiydi ve ben de ortaokul ikiydim.
Aralarına alacaklarını sanmam ama denemeye değer.
Sahanın kapısını açıp,içeri girdiğim zaman hepsi bana baktı.
-İzin verirseniz ben de size katılabilir miyim?
Önüme gelen saçı kulağımın arkasına ittim.
Aralarından birisi konuştu, koluna bakınca kaptanlık bandını gördüm.
-Emin misin?Sen,biraz kısa gözüküyorsun.
Aslında on iki yaşındaydım ama boyumun kısa olması futbol oynamama asla engel değildi.
-Siz merak etmeyin,boyumun kısa olması hiç sorun değil.
Kafamı dik tutup,kaptanlarına doğru baktım.
-Peki ya şimdi,başlıyor muyuz?
Kaptanları kafa salladı ve takımdaki birinin yedeğe geçmesini sağladı.Böylece onun yerine ben geçmiştim.
Normalde hücum da oynardım ama bu sefer sağ kanata geçtim.
Hakem düdüğü çaldıktan sonra biraz bekleyip,oyuncuların hareketlerini gözlemledim.
Bizim takımda oynayan kişiler en sonunda topu kaptırınca,koşarak oyuna dahil oldum.Hangisinin iyi ve kötü olduğunu kendi kafamda tartabilmiştim.
Koşarak,topu süren kişiye yetiştim ve o daha ne olduğunu anlayamadan,ayağından topu kaptım.
Topu kaleye doğru sürmeye başladığımda hücumlarında oynayan kişi önüme geçip,topu almaya çalıştı.
Hareket halinde sürekli topu sağa,sola doğru hareket ettirdim ve beklemediği anda bacak arasından topu geçirip, yanından hızlı bir şekilde koşarak topu ceza sahasına getirdim ve önce sağ ayağım ile topu yana kaldırdım.
Sonra da sol ayağımla vurarak beklemedikleri yerden golü attım.
Çok basit olmuştu çünkü defansları gerçekten çok zayıftı.
Oyuncular şaşkınlıkla bakarken, bu hallerine gülümsedim.
-Hadi,devam ediyoruz.
Bir saat sonra neredeyse yedinci golümü atarken içeriye bir kız ve iki oğlan girdi.
Kızı tanıyordum,ismi Erika'ydı. Genelde kum sahasına gelir,köpeği ile futbola çalışırdı.
Hatta bir gün Shou Oota gelip,onunla çalışmak istediğini biraz fazla bağırarak söylediği için duymuştum.
İkisi o gün çalıştıktan sonra kum sahasında bir daha asla denk gelmemiştik.
Evet, çalıştıkları gün ikisini de izlemiştim ve gerçekten izlemesi çok eğlenceliydi.
Her ne kadar ikisi de beni fark etmemiş olsa da ben oradaydım.
Shou'yu tanıma sebebim de geçen sene benim oynadığım takımın,onların takımı ile maç yapması ve bizim takımın onları üç-iki yenmesinden dolayıydı.
Diğer iki çocuğu da tanıdığıma eminim ama nereden olduğunu hatırlamıyorum.
Erika'nın kızıl renkte saçları vardı ve pembe renkte bir tişört giyinmişti.
O iki çocuktan biri de benim boyumdaydı.Sarı saçları ve buz mavisi gözleri,giyindiği mavi tişörtü çok hoş gösteriyordu.
Diğer oğlan da ondan epey uzundu,tam bir kaleci boyundaydı.Kahverengi renkte, kıvırcık saçları vardı ve beyaz,çizgili bir tişört giyinmişti.
Bir anlığına onların Tagi ve Aoto olduğunu düşündüm ama sonra bu fikirden vazgeçtim.Onları en son Heavenly takımında net olarak görmüştüm ve belirli sebeplerden dolayı,bir daha konuşamadık.
Erika,kendine özgü bir şirinlikle kaptanla konuştu ve kaptan kafa sallayınca üçü de içeri geçip,bizim takıma girdi.
Erika sağ kanata,uzun boylu olan defansa ve benimle birlikte sarı kafalı çocuk,hücum yerine geçtik.
Sağa bakınca onun buz mavisi gözlerine denk geldim ama ona bakmayı kesip,topa döndüm.
Üstümde hala iki çift göz olduğunu hissedebiliyordum.
Galiba o da beni tanıyordu.
Hakem,düdüğü çaldıktan sonra karşı takım oyunu başlattı ve iki kişi yanıma gelip,topa gitmemi engelledi.
Sarı kafa bunu anlayıp,karşı takımın ayağından topu aldı ve onların kalelerine doğru topu sürmeye başladı.
Rakip takımdan bir kişi karşısına çıkınca,pas vermesi için gidecektim ama benim önümde ve arkamda olanlar da yanımdan ayrılmaya pek meraklı değildi.
Erika yandan ona seslendi ve sarı kafa ona pas attı.Erika önüne gelenleri hızlı bir şekilde atlatarak kalenin karşısına geçti ve gol attı.
Görünüşe göre onun doğuştan gelen bir hızı vardı ama bunu kullanmayı eminim ki kendisi de bilmiyordu.
Üçü göz göze geldi ve sarılı kafasını sallayınca,bir sonraki golü onun atacağını anladım.
Beklediğim gibi de olmuştu.
Oyun başladıktan sonra hızlı bir şekilde topu karşı takımdan almış ve karşısına gelen kişinin bacak arasından topu geçirip,ilerlemişti ve defanstakiler onu durduramadan topu kaleye atmıştı.
Bunu gören karşı takım hayretle ona bakıyordu.
Yani evet,o gerçekten iyiydi.
Beni tutan iki oyuncu yanımdan ayrıldı ve tekrar düdük çaldıktan sonra biri Erika'yı diğeri de sarı kafayı tutmaya çalıştı.
Benim yanıma biri gelmeden hızlı bir şekilde koşup,takım arkadaşlarıma baktım.
Bizim takımdan beş numara topu sürerken,karşısına biri çıktı ve hemen çaprazına geçip,ona seslendim.
-Buraya!
Bana pas attı ve topu hızlı bir şekilde sürmeye başladım. Önüme iki kişi geçince topu çaprazından geçirdim ve ilerlemeye devam ettim.
Yerden kayarak,ayağımdaki topu almaya çalışan kişiyi fark ettim ve iki ayağımın arasına topu alarak zıpladım ve o ne olduğunu anlayamadan ilerledim.
-O kızın topu kaleye atmasına izin vermeyin!
Defanstakiler ne kadar uğraşmış olsalar da yanlarından temkinli bir şekilde geçip,topu kaleye attım ve gol oldu.
Karşı takım artık feryat ederken ben attığım topa ve kaleye bakmaya devam ettim.
Erika yanıma geldi.
-Vay canına,gerçekten çok iyiydin.
Ona doğru kafamı çevirdim.Bunu duymayalı uzun zaman olmuştu.
-Evet,teşekkürler.
Erika aklına bir şey gelmiş gibi gülümsedi ve geri yerine gitti.
Maçın tekrar başlaması için düdük çalınca,hücum yerine geçtim ve oynamaya devam ettim.
Ben ve o sarı kafa takım olarak ön ikinci gollerimizi atarken, artık bu durum sıkıcı hale gelmeye başlamıştı.
İki dakikalık molaya girdiğimiz zaman sarı kafa,kıvırcık saçlı arkadaşının yanına gitti.
Ben de çantamın yanına ilerledim ve içinden su şişemi çıkartıp,suyumu içtim.Suyu çantaya geri koyup,fermuarını kapattıktan sonra çantamı koluma taktım ve sahanın kapısına doğru yürümeye başladım.
Artık gitmem gerekiyordu. Bileğimi fazla zorladığım için birazdan ağrıyabilirdi ve bu yüzden yürümek bazen gerçekten çok zor oluyordu.
O çocukta kafasını eğip,kapıya doğru ilerlemeye başladı ama içeriye eski bir koç girdi ve kapının önünde durdu.Daha önce onu televizyon da gördüğümden dolayı tanıyordum.Görünüşe göre hala koçluğa devam ediyor.
-Aoto biraz oynayalım mı,ne dersin?
Şaşkınlıkla ona baktım,bu demek oluyordu ki diğeri de Tagi'ydi.
Ben,eskiden Heavenly takımında oynuyordum.Aoto ve Tagi ile orada tanışmıştım.
Ben ve Aoto,o takımın hücum oyuncularıydık ve Tagi de kaleciydi.
Ona bakmayı kesip,önüme döndüm ve kapıya doğru ilerlemeye devam ettim.Sonuçta eskide kaldı değil mi?Hem eminim onlar da beni hatırlamıyordur.
Kapıdan çıkacakken,koç koluyla önümü kesti ve gitmemi engelledi.
-Sora bekle,sen de bizimle biraz oyna.Bakalım eskiden hücum da oynadığın gibi oynayabiliyor musun?
Korkuyla kafamı kaldırıp,koça baktım ve hemen arkama dönüp, Aoto'ya baktım.
O da şaşkındı ve bir o kadar da mutluydu,Tagi de aynı şekildeydi.
Eminim ki ikisi de futbol oynamadığımı sanıyordu.
Koça doğru döndüm.
-Beni tanıyor musunuz?
Koç kafa salladı ve gülümsedi.

Victory Kickoff ve SoraWhere stories live. Discover now