Bölüm 3

77 12 146
                                    

"Anlat bakalım," diye atıldı Orla sırada Eden'ın yanındaki boşluğa otururken. "Hafta sonun nasıl geçti? Tüm detayları istiyorum."

Eden en yakın arkadaşının sesini işitir işitmez pencereden dışarıyı seyretmeyi bırakıp başını çevirdi. Orla'nın yavru geyiği andıran büyük, güzel, her zaman hevesli bakan kahverengi gözleriyle buluşturdu bakışlarını. Sabahın sekiz buçuğunda arkadaşının nasıl bu denli hayatla dolu, kıpır kıpır ve enerjik olmayı başarabildiğini düşündü. Eden'ın şu anda en büyük isteği yorganına sarılmış, sıcacık yatağının içinde olmak ve başka hiçbir şeyle ilgilenmemekti.

Orla sırt çantasının kayışlarını omuzlarından bir çırpıda sıyırıverdi. Eden da gülümsedi. "Güzeldi," dedi.

"Detaydan anladığın tek bir sözcükle konuşmak mı?" dedi Orla, Eden'a takılarak.

"Hiçbir şey yapmadım ki. Daha doğrusu—" diyerek kendini düzeltti Eden. "Her zaman yaptıklarımdan daha farklı bir şey yoktu."

Orla yarım ağız gülerek Eden'ı taklit etti. Bu da Eden'ı gülümsetti. Orla kollarını iki yana açarak Eden'ı sıkıca sardı ve kızı boğma pahasına sıktı. "Ah! Gel buraya. Seni çok özledim."

Orla var gücüyle Eden'ın başını göğsüne bastırıyordu. "Ben de seni özledim," dedi. Daha doğrusu boğuk bir şekilde konuştu. Orla'nın koluna dokundu. "Nefes alamıyorum, Orla. Lütfen."

Orla oflayarak Eden'ı serbest bıraktı. Eden bazen arkadaşına kendisinin kucağına rahatlıkla sığabileceği bir kedi yavrusu olmadığını hatırlatmak istiyordu. Ama bunu yapsa bile Orla'nın dikkate alacağını zannetmiyordu.

Bu ikili arkadaş dinamiğinde Orla her zaman hareketli olan taraftı. Kalıbına sığamayan, konuşmaktan hiçbir zaman sıkılmayan bu yüzden de sohbet edecek konu bulmakta hiçbir şekilde zorluk çekmeyen o bıcır bıcır kızdı. Normalde de sessiz sakin, kendi halinde bir genç kız olan Eden ne zaman Orla ile yan yana gelse kimse onun varlığının farkına varmazdı. Suskundu, kendini sohbete katabilecek kadar rahat hissettiği insanların sayısı iki elinin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı ve bazı zamanlar kendini onların yanında bile fikir belirtmekten çekinirken bulurdu. Ama Orla ile okuldayken bahçede, koridorda, yemekhanede, fen bilimleri laboratuvarında, beden eğitimi derslerinde başka kızların da yanlarında olduğu kalabalık bir grup içerisindeyken iyice sükunete bürünürdü.

Orla ise Eden'ın sessizliğe büründüğü bu gibi anları onunla paylaşıyor olmaktan mutluydu. Ortaokuldan beri çok yakın arkadaşlardı ve her zaman birbirlerine sahip oldukları müddetçe başka kimseye ihtiyaç duymayacaklarını biliyorlardı. Kasabadaki birçok kişi ne Orla ne de Eden birbirlerine benziyor olmalarına rağmen, onların ikiz olmadıklarına inanmak istemiyorlardı. Oysa iki kız da birbirlerinden o kadar farklılardı ki. Eden ufak tefek, çelimsiz, utangaç, insanların iltifat olarak en fazla tatlı olduğunu yönelttikleri biriydi. Orla ise ona kıyasla çok daha girişkendi. Geveze bir kuş gibiydi, susmak nedir bilmezdi. Uzun boyluydu ve voleybol oynuyordu; ileride bununla ilgili çok ciddi hayalleri vardı üstelik. Beden eğitimi öğretmenleri Bayan Spencer da Orla ile ilgili çok büyük umutlar besliyordu. Sadece Bayan Spencer'ın değil, okuldaki birçok öğretmenin ve diğer kızların da favorisi idi. İnsanlar onunla konuşmaya, onu evlerine davet etmeye, yazın birlikte kasabanın halka açık havuzuna girmek için buluşmalar ayarlamaya, Orla'nın tüm maçlarını izlemeye, kısacası Orla ile ilgili her şeye bayılırlardı.

Orla da gördüğü bu ilgiye ve sevgiye karşı şımarık, kendini beğenmiş tepkiler vermiyor, egosunu şişirmiyordu. İnsanlarla iyi anlaşmaktan hoşlanan bir kızdı ve kimse ile bir polemik yaşamıyordu. Ancak ne olursa olsun ona merakla ve heyecanla bakan bunca göz içerisinde Orla yalnızca kendini Eden ile beraberken daha anlaşılmış ve çok daha fazla... Orla gibi hissediyordu. Orla, Eden için uçurumdan aşağı yuvarlanacağını bilse bile bacak kaslarında biriken bütün kinetik enerjiyi sonuna dek kullanarak kayalıklara doğru koşabilirdi. En yakın arkadaşı için göze alamayacağı tehlike yoktu.

Is It Over Now? || stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin