"Sus artık be kadın, bir uyutmadın"

"İyi, yat uyu. Son bişey sorabilir miyim?"

"Hayır!"

"Altın falan mı aldın acaba?

"Sorma dedim Afra!"

" yoksa araba mı al-"

"Tek kelime daha edersen unut sürprizi"

"Sustum"
...

Uykum iyice kaçmıştı. Ayrıca kendimi çok kötü hissediyordum. Terliyordum ve gözlerim çok yanmaya başlamıştı. Allah'ın cezası Bora da hayvan gibi yatıyordu aptal. Yine de birşey yapmayıp onu izlemeye devam ettim. Hasta bile olsam onun kollarının altında hiçbir şeyim yokmuş gibi hissediyordum. Bora yavaş yavaş kıpırdanıp gözlerini açtı ve tek gözüyle bana baktı.

"Hiç uyanmasaydın ya. Akşam oldu neredeyse." Diye homurdandığım da güldü.

"Abartma, zaten bir türlü uyutmadın." Kolunun altından kalkıp yatakta oturur pozisyona geçtim.

"Sabahın bu saatinde çağırmasaydın beni o zaman Bora." Elini belime koyup beni tekrardan kendine çekti ve üzerime çıktı. Kafasını boynuma gömüp seslice kokumu içine çekti. Sulu öpücükler bıraktıktan sonra kafasını kaldırıp dudaklarımı öptü. "Çok özledim seni" o an aklıma sürprizi gelmişti. Dudaklarından ayrılıp heyecanla gözlerine baktım.

" Hadi sürprizimi söyle" Bora gülerek tekrar dudaklarıma küçük bir buse bıraktı.

"Uyutman için öyle söyledim. Kusura bakma güzelim ama başka çarem yoktu." Sinirle yüzüne bakıp omuzlarından ittim. Ama yerinden kıpırdamamıştı. "Çekil üzerimden aptal. Ne kadar heyecanlanmıştım sürprizi duyduğum da. Çık gidicem, sende mışıl mışıl uyursun." Hala omuzlarından ittiriyordum ama çekilmiyordu. Tek eliyle iki elimi kavrayıp kafamın üzerinde birleştirince etkisiz kaldım.

Dudaklarımı sertçe öperken bir yandan da erkekliğini sürtüyordu. Montum hala üzerimde olduğu için Bora ellerimi tuttuğu elini çekip montumu çıkardı. Şapkamı ve atkımı da çıkardıktan sonra tam omuzuna tekrardan vuracakken hamle yapmama izin vermeyip ellerimi tuttu. Alt dudağımı kavrayıp sertçe emdiğinde acıyla küçük bir inleme çıktı ağzımdan. Nefes nefese ayrıldıktan sonra dudaklarını boynuma sürttü. Aynı zaman da hala erkekliğini sürtmeye devam ediyordu. Ona şuan kızgın olsam da beni baştan çıkarmasını iyi biliyordu. Vurmak istesem de vuramıyordum. Dursun istemiyordum. Bora kafasını kaldırıp mavi gözlerime derin derin baktı. Bende onun kebribar gözlerine baktıktan sonra ağzımı araladım.

"Ellerimi bırak" Bora birkaç saniye tereddüt ederek baksada elimi tuttuğu elini gevşetti. Bende ellerimi yavaşça çekip baksırına götürdüm. Bora tek kaşını kaldırıp bana bakıyordu , onu umursamadan baksırını komple aşağıya indirip dudaklarına dilimi sürttüm. Bora kendini yatağa atınca üzerine çıkıp üstümdeki bluzu çıkarıp yere fırlattım. En sonda altımdaki pantolonu da çıkarıp yere attıktan sonra karşısında iç çamaşırlarımla kalmıştım. Erkekliğine kendimi sürttüğümde boranın sesli bir küfür ettiğini duydum. Kafamı boynuna gömüp dilimle daireler çiziyordum. Boranın elleri kalçama gittiğinde sertçe sıkmasıyla inledim. Onu içimde istiyordum ama buna gerçekten hazır mıydım bilmiyorum. Bora benim ilkim olacaktı bu konuda.

Tek hamlede beni altına aldığında ellerini kadınlığıma götürüp iç çamaşırımın üzerinden okşadı. Boğazımın ağrısıyla güçlükle öksürdüğüm de bora kafasını kaldırıp çatık kaşlarla bana baktı.

"Hasta mısın sen?" Başımı iki yana sallayıp berbat halde olan sesimle konuştum.

"İyiyim ben, devam et." Bora'nın içi rahat etmemiş gibi kendini yanıma atıp oturur pozisyona geldi.

SEKRETER (+18)Where stories live. Discover now