:Buyrun hocam bizi çağırmışsınız.

:Heh geldiniz sonunda kızlarr! Duyduğuma göre boksörmüşsünüz. Hanginiz daha iyi dövüşüyor?

:Ben.

:Ben.

İkimizde aynı anda demiştik. Boynumu kütlettim. Bu kız ne sanıyor kendini?

:Eee ortak bir karar alın hanginiz daha iyi ona göre maçlara kadar onu eğiticem.

:Ben!

:Bem!

İkimizde kaşlarımızı çatıp bir birimize döndük.

:Pekâlâ bu böyle olmuycak size 3 gün süre veriyorum. Antrenman yapın ve gelin galip gelen turnuvalara çıkıcak.

İkimizde anında sırıttık. Onu dövmeyeli uzun zaman olmuştu.

:Anlaşıldı hocam.

Dedi bilmiş bilmiş. Arkamızı dönüp gitmeye başladık.

:İyi hazırlan Prenses tırnağın kırılır sonra.

:Benim sadece tırnağım kırılcak ama senin bütün kemiklerin.

~Berk ve Derin~

:Kes sesini Berk konuşmuyorum seninle!

:Ya ama bal böceğimm vallahi o kadar bakmadım kızaaa.

:He yani ona baktın öylemi Berk! Öyle olsun bundan sonra git ona bak o zaman!

:Ya aşkım ne alakası var! Niye bakayım yaaa. Yapma lütfen şunu 2 saattir çin işkencesi çekiyorum!

:He ben senin için işkenceyim yani!

Berk iki elinide yüzüne vurdu. Harbidende iki saattir Derin'den yılın tribini yiyordu.

:Ya güzelim yapma böyle lütfen!

:Ya bırak beni Berk gidiyorum ben!

Berk hemen Derin'in önünü kesti. Onunla küs kalamazdı. O zaman sanki içinden büyük bir parça kopup gidiyordu.

:Ya güzelim benim ben ne yapayım o kızı Allah'ına kurban. Senin gibi harika ötesi bir sevgilim varken ne yapayım onu ben!

:Yapamazsın zaten senide onuda gebertirim!

:Ya Allah aşkına beni affetmen için ne yapabilirim?

:Yalnız bırakabilirsin!

:Onu yapamam valla Derin hanım hiç kusura bakma!

:İyi sen gitmiyorsan ben giderim.

Berk artık sabrının sonuna geldiği için Derinin kolunu yakaladığı gibi onu kucağına aldı.

:Ne yapıyorsun!

:Sevgilimi kaçırıyorum bir sorunmu var?

:Berk indir beni! Okulun ortasında aldın kucağına!

:Hiçte umrumda değil aşkta utanma olmaz güzelim. Şimdi sözümü dinliyor musun yoksa bütün okul böylemi gezelim?

Derin aslında hiç utanmazdı. Ama şuan Berk bütün okulun önünde onu kucağına almıştı. Bu yüzden yapabileceği başka bir şey yoktu.

:Peki! Tamam indir beni Berk!

Berk memnun bir şekilde Derin'i indirdi.

:Heh şöyle be güzelim. Senin saçının teli bile olamayacak insanları kıskanma artık!

:Ya ne yapayım Allah Allah!

:Kimse bir sen edemez ve etmiycek Derin.

:Gerçekten mi?

:Yok şakacıktan. Tabiki gerçekten.

:İyi aferin sana böyle ol hep!

:Bak beni kışkırtma kucağıma almakla kalmam öperimde he!

Derin anında susup Berk'in elini tuttu. Artık tribe gerek yoktu. Oda sıkılmıştı zaten niye biricik sevgilisine daha fazla trip atsın ki?

~Sıla ve Batu~

:Sıla gülüm hangi çikolatayı istersin.

:Ayy karam olur valla- ayy neden kumralım diye çikolata ismi yok!

Batu bir anda kahkaha attı. Sevgilisinin kumrallara olan zaafını çok seviyordu. Eee sonuçta oda bir kumraldı. Sıla'ya çikolatasını uzatıp hemen yanına oturdu. Sıla ise çikolatasını açıp hemen ağzına tıktı ve keyifle etrafına bakmaya başladı. Taki Batu'ya yiyecek miş gibi bakan kızı görene kadar.

:Batu.

:Efendim sevgilim.

:Şurdaki kızıl kafa sana mı bakıyor bana mı öyle geldi umarım bana öyle gelmiştir yoksa birazdan kafasında saç denen bir şey kalmıycak.

Batu korkuyla kafasını o yana çevirdi. Kız Batu'nun ona bakmasıyla gülüp el salladı. Yutkundu yazık olucaktı kızın saçlarına.

:Batu aşkım şu çikolatayı bir tutar mısın?

:Ya sevgilim bırak baksın ben ona mı bakıyorum sanki? Karşımda bu manzara varken onu ne yapayım ben?

:Yok ben buna bir ayar çekiyim sevgilim.

:Öyle çekme güzelim sonra senin başına bir şey gelir ortalığı ayağa kaldırmak istemiyorum.

Sıla Batu'ya döndü. Aslında evet durmalıydı yoksa en küçük hasarda Batu ortalığı birbirine katardı. Durdu. Nefes alıp Batu'ya yaklaştı. Madem öyle ders veremiycekti. O zaman başka yollara baş vururdu.

Batu'ya daha çok yaklaşıp ellerini o bayıldığı saçlarına götürdü. Her bir teline narince dokundu parmakları. Batu ise Sıla'nın ne yaptığını anlamış keyifle sırıtıyordu işine gelirdi tabi!

:Sıla sen çok delisin ve bu yüzden sana bayılıyorum.

:Deli değilim benim olanı kimseye vermiyceğimi kanıtlıyorum Batucum.

Batu keyifle güldü. Madem o herkese kanıtlıyordu o zaman Oda kanıtlamalıydı. Uzanıp dudağına bir öpücük kondurdu. Sıla anın şokuyla mal mal bakıyordu.

:Batu napıyorsunnn?!

Bunu biraz utanarak söylemişti.

:Benim olanı kimseye vermiyceğimi kanıtlıyorum sevgilim.

Dedi göz kırpıp.

Sıla'nın gülüşü büyüdü kafasını tekrar o kızıl kafaya bakmak için çevirdi ama yoktu. Memnuniyetle önüne döndü.

:Sıla abla Batu abi duydunuz mu!

İkiside kafasını arkasına çevirdi. Bir tane çocuk vardı arkalarında.

:Neyi oğlum?

:Işıl abla ve Bade abla 3 gün sonra ringte dövüşecekmiş!

:Ne!

Devam edicek...
(Uzun bir bölüm olduu oy vermeyi unutmayınn)

~WELCOME TO KOLEJ~Där berättelser lever. Upptäck nu