5.Bölüm

57 8 21
                                    

Harry

Şu an Draco'dan aldığım bilgileri Ron ve Hermione'le paylaşıyordum. Tabii Draco da araştırmaya devam ediyordu. Ben de Hagrid'le konuşmayı düşünüyordum. Hermione'yi zaten söz konusu bilgi olunca durduramazdınız. Bir süre sonra hepimiz araştırma için dağılmıştık. Bu bir kaç gün böyle sürecekti büyük ihtimal.

Hagrid'in yanından dönmüştüm. Tabii o da doğru düzgün bir şey bilmiyordu ama soruşturacağını söylemişti. Tabii ona bu araştırmanın ödev için olduğunu söylemiştim. Aksi hâlde Draco'nun elinden çekeceğim vardı.

Sonunda şatoya varabilmiştim. İlk kütüphâneye çıkıp bir kaç kitap aldıktan sonra yemeğe inecektim. Kütüphâneye girip yasaklı bölüme yönelmiştim ki masaların birindeki sarı kafaya gözlerim sataştı. Dikkatle baktığımda Draco olduğunu anlamıştım. Uyuyakalmıştı...

Yavaşca yanına yaklaştım. Saçları alnına dökülmüştü. Yanakları sıcaktan pembeleşmişti. Ve muhtemelen sabahtan beri açtı. Yavaşca koluna dokunarak sarstım.

"Draco, uyan hadi." Zaten dokunmamla anında sıçrayıp uyanmıştı.

"Ne? Ne oldu?"

"Hey, sakin ol. Benim." Beni gördüğünde derin bir nefes almıştı. Savaşın ikimiz içinde travmaları vardı.

"Potter, ne işin var burda?"

"Kütüphâneye geldim, Malfoy. O nasıl soru?"

"Sen ve kütüphâne? Hiç uygun ikili değilsiniz."

"O kadar da değil. Abartma istersen." Kitap okumayı seviyordum aslında.

"Tamam, şaka yaptım. Ee ne işin var peki burada gerçekten?"

"Bir kaç kitap alıp yemeğe inecektim de seni gördüm. Sabahtan beri açsın değil mi?" Sözlerimle gözlerini kaçırmıştı.

"Yoo. Yedim öğlen." Dediğinde tek kaşımı kaldırmıştım.

"Kalk, yemeğe iniyoruz."

"Aç değilim, Potter." Bu inat niyeydi. Ayağa kalkıp masanın üzerini toplamak için büyü fısıldamıştım. Gerekli şeylerini de çantasına göndermiştim.

"Heey, ne yapıyorsun?" Onu kâle almadan kolundan tutup kaldırmıştım.

"Yemeğe iniyoruz!"

"İstemiyorum diyorum, Potter! Neyini anlamıyorsun?!"

"Kendini aç bırakırsan bir yerlere varamayacağız."

"Seni neden ilgilendiriyor?"

"İstersem seni burdan omzumda da çıkarta bilirim. Karar senin."

"İnmeyeceğim!" Dedikten sonra çantasını alıp gitmeye yeltenmişti ki kolundan tutup arkamca çektirmeye başladım.

"Ne yapıyorsun? Bırak beni, Potter!"

"Kes sesini, Malfoy! Bekle biraz. Ortak salona inmiyoruz." Oraya gitmek istemediğini anlamıştım. Bir süre sonra gereken yere varmıştık. Duvardaki armutu gıdıkladıktan sonra açılan kapıdan içeri geçmiştik.

"Potter, burası..."

"Evet, mutfak. Burada rahatlıkla yemeğini yiyebilirsin." Tabii biz masaya oturduğumuz an ev cinleri önümüze her çeşit yiyeceği dizmiştiler. İlk biraz yemeğe çekinse de bir süre sonra rahatlamıştı. Sohbet etmeye başlamıştık.

"Ee bir şeyler bulabildin mi, Malfoy?"

"Pek değil. Babamın ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyorum. Senin kalbini ne yapacak ki? Ayin falan mı acaba? Öyle bir şeylere mi niyyetlenmiş bu adam?"

YİN YANG (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin