"Komutanım Üsteğmen Can vuruldu. Keskin nişancıları varmış. Bizim Keskin nişancımız da onu vurdu."diye haber veren destek ekiple sinirle gözlerimi yumdum.

"Can durumun nasıl?"dedim.

Can'dan ses gelmemişti "komutanım bir şeyi yok karın boşluğundan vurulmuş da bu salak bir anda ben nasıl vuruldum diye panik yapıp bayıldı."dedi.

Derin bir nefes alıp "tamamdır her yer temizlendi toparlanın."dedim.

.

.

.

MASAL ÖZTÜRK'DEN

Hastaneden çıkarken ilkay "turp gibisin maşallah bende havuç gibi."diyerek kendince espriler yaparken bu haline gülmekle yetindim.

Dikişlerim alınmıştı ve artık yavaş yavaş yürüyebiliyordum başlarda bacaklarımda çok ağrı oluyordu ama düzelmiş sayılırdı.

"Aynen ilkay havuçsun."dedim.

Arabaya binince radyodan rastgele bir şarkı açmıştı.

Karadeniz şarkısıydı ve aklıma bir haftadır olduğu gibi Bora gelmişti. Hiç bir haberim yoktu yaşıyor mu, yaralı mı?

Aldığım nefes bana yetmezken camı açtım. Ve sadece şarkıyı dinlemeye başladım.

"Giderim dalga gibi bir ileri bir geri."

"Baktumda göremedun
Yüreğimu sen felek..."

"Oturupta ağlarsun
Derdimi bilsen felek..."

Derdim vardı derdi olmayan insan olmazdı.

"Bu haftalar ay oldu
Aylarda sene olsun
Bırakup gittun beni..."

Gözlerimi kapattım ve gelen rüzgarla birlikte dünyadan soyutlanmaya çalıştım.

"Dert büyük izdıraptur
Bakarsun eller gibi
Dayan yüreğum dayan
Dayan yüreğum..."

Araba durunca gözlerimi açtım. Lojmana gelmiştik.

Eve girince ağrıyan karnımla "ben odamdayım."diyerek odama geçtim.

Yatağa yattığımda karnımın ağrısıyla uyumaya çalıştığımda çokta derin olmayan uykuma dalmıştım.

Bir kaç saat sonra daha çok ağrıyan karnımla uyandığımda hava kararıyordu.

Banyoya girdiğimde regl olduğumu farkettim. Belliydi zaten sürekli karnım ağrıyordu bu dönemde.

Mutfağa geçerken annem ve İlkayın salonda oturduğunu gördüm. "Günaydın kızım, karnın ağrıyor dedi ilkay geçti mi?"dedi annem.

"Geçmedi geçmezde bugün Regl olmuşum."dedim.

İlkay yandan "lan şu hayatta sizin canınızı bu kadar acıtan ağrıyı çok merak ediyorum."dedi.

Ayağa kalkıp yanıma geldi. Elini karnıma koyup okşarken "masaj yapayım mı?"diye sormasıyla yanağını öpüp "yemek yiyeyim sonra."dedim.

Mutfağa geçip biraz yemek yedikten sonra çalan kapıyla "ben bakarım."dedim.

Kapıyı açtığımda karşımda elinde büyük bir kutuyla kurye duruyordu. "Masal Öztürk?"demesiyle başımla onaylayıp "benim."dedim.

"Bu size gönderildi."dedi.

Kutuyu alıp kapıyı kapatınca annem ve İlkayın meraklı bakışlarıyla "odamda açacağım."dedim.

Odaya geçince kutuyu açmamla gülümsemem bir oldu.

GidiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin