Topkapı sarayında hayırlı bir sabah.Tüm harem Hünkarımız Davuthanı bekliyordu.Şehzade Eymehan'ı beklemiş, dizilmiş heyecanla bekliyorlardı.
"DESTURRRRRRRRRR" diye anırdı Yılmaz ağa.
Davuthan önce validesinin elini öptü ve sonra arkadan Şehzade Eymehan valide Elanuru öptü
"Hoş geldiniz aslanlarım.Başarılarınızın devamını beklerim aslanım."
"Sağol validem."
"Sağlığınıza duacıyım babanne validem"
Nagihan Sultan oğlu Eymehana sarıldı ve ardından Sena Sultan Eymehana sarıldı.
"Eymehanım,aslanım bir hamama gir sonra mektebe"dedi Nagihan
"ok validem" dedi Eymehan
Meketbde:
"DESTUR ŞEHZADE EYMEHAN HAZRETLERI" mektebdeki kızlar ayaklandı.
Eymehan aralarında kalkmamış bir kız görür ve
"Sen kimsin hatun?Ne cürretle kalkmazssın."
Kız anlamaz ve sadece şehzadeye bakar.
"Şehzadem o dilimizi bilmiyor yeni geldi."dedi Yılmaz ağa
"İsmi nedir?" dedi Eymehan
"Innabeth"
Şehzade kızın yanına oturur ve kız kaçar.
Eymehan sinirlenir lakin kız gülümser ve Eymehan yumuşar..
.
.
"Hünkarım.Ne demek fransa prensesi ve leydisi gelir!Haremde hoş karşılanmaz.."
"Kararlarıma karışma Nagihan"
"AMa hün-"
*kötü bakış*
"Nagihan dedim! Çekilebilirsin."
Nagihan hemen uzaklaşır
Odasında ağlamaya başlayan Nagihanı Ada hatun fark eder
"Sultanım.. n-"
"BENI YANLIZ BIRAKIN HEMEN"
"Sult-"
"ÇIKSANA ADA"
"ok"
Gemide:
"fransızca"
"Kaydiıs ben korkuyorum."dedi Dla
"Korkma prenses Dla, Sultan Davuthan çok vicdanlıymış."dedi leydi Kaydiıs
"Kocamı özledim"dedi prenses
"Mektup yazarız Dla."
"Vardık prenses,hemen in!" dedi bir ağa.
kızları kollarından çekiştirerek bir at arabasına bindirirler ve kızlar saraya doğru yolculğa çıkar.
