Yan odamda ki kapıyı sessizce açtım. Yatağında uyuyan adama yaklaştım. Kumral saçlarını okşadıktan minik bir öpücük kondurdum.

Gözlerini yavaşça açarak bana baktı.

"Geç mi kaldım?"

"Hayır, senin zamanın var. Acil bir toplantım çıktı. Erkenden gidiyorum."

Dudaklarıma minik bir öpücük bıraktı "İyi çalışmalar."

Gülümseyerek odadan çıkıp onu uykunu kollarına bıraktım.

Kapıdan çıkarken son kez evime ağlayan gözlerle baktım. Beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Kapıyı kilitledim, anahtarı çantamı yerleştirirken asansöre doğru yöneldim. Tam kenarında ki düğmeye basacaktım, asansör kapısının üzerine yapıştırılmış kağıdı fark ettim 'Asansör arızalanmıştır. Tamir edilecek, bir hafta sonra kullanıma açılacaktır.'

"Şaka mı bu? Altı kat nasıl ineceğim? Bula bula bugünü mü buldunuz?" isyanımı kameralara doğru ettikten sonra telefonumu kaldırıp saate baktım altı olmuştu bile. Hiç oyalanmadan küfür ede ede altı katı hızla inmeye başladım.

Üçüncü kata indiğimde ellerimi dizlerime koydum, derin nefesler alıp verdim. Arkamda ki kapı açılınca, kafamı arkaya döndüm. "Ne yapıyorsun kızım?" dedi Neriman Teyze. Evet tam olarak şuan ona kıçımı dönmüş ve eğilmiştim.

Duruşuma çeki düzen verip ona doğru döndüm "Hiç Neriman Teyze. Nasılsın?" kısa boylu, kısa beyaz saçlı tontiş bir nineydi. Elinde ki çöp poşetini görünce hemen eğilip elinden aldım "Ben atarım teyzem sen gir evine, hiç zahmet etme zaten asansör bozuk. Dizlerin ağrıyacak inip çıkana kadar."

"Zahmet olmasın kızım." dedi tüm tontişliği ile. Uzanıp yanağını sıkarken "Ne zahmeti hadi sen içeriye, yorulma." dedim. Arkamı dönüp merdivenlerden inerken "Akşama sarma saracağım sana da getiririm kuzum." dedi. "Yaşa Neriman Sultan." dedim bağırarak. Sonra sabah olduğunu insanları uyandıracağımı fark edince ağızımı kapattım. "Görüşürüz." dedim sessizce. Ben aşağıya inerken "Deli kız." diye mırıldanıp, güldüğünü duydum. Gülümseyerek hızla aşağıya indim.

Tam apartman kapısını açacağımda, karşıdan biri açtı. Demir kapı burnuma çarptı. Küfür mırıldanıp burnumu ovarken kapı tam açıldı ve heybetli bir adam çıktı. Bu adam bir ay önce taşınmıştı bu apartmana, fakat kimseyle bir sohbeti olmamış, yüzünü bile görmemiştik. Siyah kapüşonunun altında ki yeşil gözleri burnumun üzerinde ki elime gitti. Bir süre beni izledikten sonra merdivenleri çıkmaya başladı. "Benden daha anormallerde varmış." diye mırıldanırken kapıyı açtım. Elimde ki çöp poşetini apartmanın önünde olan çöp kutusuna attım.

Hızla siyah arabama bindim. Emniyet kemerimi takarken arabayı çalıştırıp anayola girdim. Trafikte durunca ön camın önünde duran ıslak mendil paketini alıp içinden mendil çıkardım. Elimi ve elimi nereye sürdüysem orayı sildim. Trafik yeniden yürüyünce arabayı sürmeye devam ettim.

Kırmızı ışık görünce arabayı durdurdum, torpidoda ki makyaj çantasını çıkardım. Kafamın üzerinde ki aynayı açarak makyaj yapmaya başladım. Korna sesi gelince ışıklara baktım fakat hala kırmızı idi. Son olarak gloss'umu sürerken korna sesinin tekrar geldiğini duydum. Korna sesinin yan tarafımda duran arabadan geldiğini anlayınca camımı indirdim.

Siyah arabanın içindeki sakallı adam konuşmaya başladı "Sırf makyajın için durdun, senin yüzünden işe geç kaldım. Kadınlardan sürücü falan olamaz" dedi. Böyle insanlardan nefret ediyordum. Ön yargılı, kadınsak her şey bizim suçumuz. Onu dinlerken sakince gloss'umun kapağını kapatarak makyaj çantamın içine koydum. "Beyefendi farkındaysanız kırmızı ışık yandı. Ayrıca sadece siz geç kalmadınız, bende geç kaldım." konuşmak için ağzını açacağı sırada onu susturarak konuşmaya devam ettim.

"Makyajımı da yaparım bundan size ne?" kendi kendime pozlar keserken adam şaşkın gözlerle beni izliyordu. "Iyy sen hala burada mısın? Bakma güzelliğime nazar falan değer." gülerek camı kapatırken adamın bana küfür ettiğinden eminim. Yeşil ışık yandığında gaza basarak oradan uzaklaştım.

Şirket'in otoparkına arabayı park ettim. Arabadan çıktıktan sonra kilitledim. Koşarak şirkete girdim. Etrafta ki çalışanlar bu halime alışık oldukları için sadece kıkırdadılar. Asansöre bindikten sonra toplantı katını tuşladım. Normalde burada çalışmıyorduk, burası normal bir şirket. Burada sadece toplantılar yapılırdı. Toplantılar haricinde çalıştığımız yer dağ başında, yer altında bir tesisti.

Asansör durunca her zaman toplantı yaptığımız odaya doğru koştum. Üstümü başımı kontrol ettikten sonra kapıyı iki kez çalıp içeri girdim. Bana sinirli gözlerle bakan Patronumuz Zehra Hanıma baktım. Dizinde biten siyah, kalem etek giymişti. Üzerine de vücudu saran, ciddi, siyah bir ceket giymişti. Saçları her zaman ki gibi topuz ve dudakları kırmızı rujluydu.

Zehra Hanım'ın tepki vermesini beklemeden konuşmaya başladım. "Zehra Hanım başıma neler geldi inanamayacaksınız. Asansör bozuktu altı kat indim, apartman kapısını açacağımda karşıdan biri açtı burnuma çarptı, trafikte-" daha konuşmamı tamamlayamadan "Sus! Tamam, geç otur yerine!" dedi bağırarak. Eli bir yerleri ararken masaya tutundu. "Teşekkür ederim." diye mırıldanırken Duru'nun yanında ki yerime oturdum.

Dönüp Duru'ya alıcı gözü ile baktım. Sarı dalgalı saçları, yeşil büyük gözleri vardı. "Maşallah." diye mırıldandım. Duru bu halime kıkırdarken tepkisiz kalamadığım için gelen gülme krizini ağzımı kapatarak ittim. "Doğru düzgün dur, hem geç kalıyorsun hem de ortalığı karıştırıyorsun!" dedi bağırarak Zehra Hanım.

Önüne döndüğünde Duru'nun bana baktığını hissettim. Dönüp baktığımda gülüşünü tutmaya çalıştığını gördüm. Hem onun hem benim için sorun çıkmadın fiyeönüme dönüp yanaklarımın içini ısırdım. Yaşım kaç olursa olsun Duru'ya her baktığımda gülesim geliyordu.

Zehra Hanım ciddi bir ses tonuyla konuşmaya başladı "Geç kalan arkadaşlarımız için tekrarlıyorum. Geçmişe nasıl gideceğimizi çözdük." ben şaşkınla etrafıma bakarken herkesin benden önce öğrendiğini gördüm. Sekiz yıldır burada çalışıyordum ve bu çalışmalar benden yıllar önce bile vardı.

Asıl şok olacağım cümle Zehra Hanım'ın ağzından çıktı. Masaya ciddiyetle eğilip benle Duru'nun olduğu tarafa baktı "Zümra Akıner ve Duru Safa siz gidiyorsunuz."

Tüm masadakilerin şaşkın bakışları bize dönerken, bende Duru'ya döndüm. En az benim kadar şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

Ben Zümra Akıner ve benim hikayem böyle başladı.

Hikayemi okumaya hazır mısınız ?

Nasıl buldunuz?

Buraya kadar okuduysan beni çok mutlu ettin, teşekkür ederim 🫶

Yıldızları unutmayalım 💗

Turna Kuşu Där berättelser lever. Upptäck nu