çalan alarmımla gözlerimi açtım. Bu alarm seside neydi? Ben hiç alarm kurmamıştım ki.
Yan masada duran telefonuma baktım. Saat 06.30'tu. Bu saate neden alarm kurmuştum ki? Açılan kapımla yüzümü oraya döndüm. Bu kişi annemdi.
"Jennie, uyanmışsın. Hadi kalk üstünü giyin kahvaltı hazır"
dediği şey ile afalladım. Ne hazırlanması? Sabahın köründe ne kahvaltısı?
"neden?" diye sorduğumda annem bana kaşlarını hafif çatarak baktı.
"ne neden? okulun var senin"
Gözlerim bir anda fal taşı gibi açılmıştı. Ben okumayı 5 yıl önce bitirmiştim.
"ah beni kandırma Jennie! O okula gideceksin hadi kalk bakalım, baban bırakacak bu gün seni okula"
şokun etkisi üzerimdeyken annem odadan kapıyı kapatarak çıktı. Neydi bu? Yeni bir başlangıç mı? ama nasıl olabilir?! Ben en son kendimi bıçaklamıştım!
Tüm bunları düşünürken çalan 2. alarma kendime geldim. 06.35
Alarmı kapattım ve çalışma masamın sandalyesinde duran kıyafetlerime baktım. Bunları giymeyi özlemiştim. En son 9 yıl önce giymiştim. gülümseyerek kıyafetleri elime aldım ve giyindim. düz saçlarımı açık bırakıp aşağı indim.
Aşağıya indiğimde o çok özlediğim ortamı gördüm. Annem tezgahta gülerek bir şeyler hazırlarken babam anneme komik şakalarından yapıyordu. Gülümseyerek mutfağa girdim.
"günaydın"
Annem kafasını kaldırıp bana baktı. "Benim güzel kızım sonunda yüzüne hiç bir şey yapmamış"
"hani makyaj yapmamışsın bugün"
babama döndüm. Eskileri hatırladığımda evet, çok makyaj yapıyordum.
"cildimi dinlendireyim dedim baba"
"iyi etmişsin kızım, hadi geç yemeğini ye sonra okula bırakayım seni"
Masaya oturdum ve bir şeyler atıştırmaya başladım. Annem ve babam kendi aralarında şakalaşmaya devam ediyorlardı. Onları dinlerken çoktan yemeğimi bitirmiştim.
"baba gitsek mi?"
Babam benim dediğimi ikiletmeden kalkmış ve kapıya gidip ayakkabılarını giymişti. Arkasından gittim, beraber arabaya bindik ve okula geldik.
"akşama görüşürüz baba!"
"görüşürüz prensesim"
Aradan inmiş okulun bahçesine giriş yapmıştım. Bu zamanları gerçekten özlemiştim. Lise ortamı en güzel ortamlarından biriydi. O zamanlar okulda ki en popüler kişi ben ve Taehyung'tu. Aslında sevgili olmamızın nedende buydu. İkimizde sevgiliydik.
ders kitaplarımın içinde hangi sınıf olduğum ve numaram yazıyordu.
"12/C, 1598"
Okula girdiğimde sınıfı bulmak kolay olmuştu. İlk katta 12'ler bulunuyordu. Şanslıydım. Sınıfımı bulduktan sonra derin bir nefes alarak içeriye girdim. Eski sınıf arkadaşlarım!
Onları gördüğümde çok sevinmiştim. Gülümseyerek onlara bakmıştım. Evet işte o ordaydı! Taehyung!
kızların arasında...
"Hey ezik! kime bakıyorsun?"
Taehyung'dan duyduğum şeyle kalakalmıştım. Yüzümde ki gülümseme silinmişti.
"Hey sana diyorum, çok bakmada sırana geç!"
Taehyung bunu derken cam kenarı orta sırayı göstermişti. En karalanmış sırayı...
Yavaş adımlarımla yerime gidip sırada yazılanlara baktım.
Ezik, zargana, fare, inek ve benzeri herşey vardı. Yazıların üstüne elimi gezirirken yerime oturmuştum.
"Buna şaşırıyor musun fare?"
Ona bakmak bile istememiştim, çok iyi biriyken şimdi buna mı dönüşmüştü. O an ona çok sinirlenmiştim ama sesimi çıkartamadım sadece camdan dışarı bakmıştım.
Sanırım onunda benimle uğraşası yoktu ki bana bulaşmaya devam etmemişti.
Dersin ne olduğunu düşünürken içeri giren matematikçiyle yüzümü ekşittim. Matematikten oldum olası nefret ederdim.
***
Ders sonrası biraz olsun hava almak için dışarıya çıkmaya karar verdim. Bahçeye çıktığımda bir çok tanıdık kişiler vardı ama hiç biri bana dönüp bakmadı.
"Jennie!"
Arkamdan gelen sesle arkamı döndüm. Rose! o beni tanımıştı.
"Bende sana bakmıştım"
beni hatırlıyor olması gerçekten harikaydı. Gerçi benim en yakın arkadaşım oydu. Eğer beni hatırlamasaydı sanırım tekrar kendimi bıçaklayacaktım.
"Rose'm!"
Kollarımı açarak ona sımsıkı sarıldım.
"bir şey mi oldu Jennie?"
"hayır sadece seni çok özlemişim"
Sarılmayı bıraktıktan sonra gülümseyerek ona bakmaya başladım.
"makyaj yapmamışsın bugün"
"cildim dinlensin istedim."
gülümseyerek bana baktığı sırada kısılan gözleri beni büyülüyordu.
"Bu halinde çok güzel, bence makyaj yapma"
bunu bana 25 yaşındayken de söylüyordu.
"sen nasıl istersen"
Birden aklıma intihar ettiğimde Rose'nin ne halde olabileceği geldi. Bunu o zaman düşünmemiştim çünkü tek derdim Taehyung'tu.
"Gezelim mi?"
dediği şeyler başımı olumlu şekilde salladım. Sallamamla koluma girmişti ve beraber bahçeyi turlamaya başladık.
"Rose, büyüyünce ne olmak istersin?"
"Ben müzisyen olmak istiyorum ya"
Yanlış bilmişti. Kendi sesini bir süre sonra beğenmeyip ressam olmuştu. Ona tam söylecekken hayatına karışmamayı tercih ettim.
***
bu bölümü Jennie'nin açısından yaptım çünkü textingle güzel anlatamam diye düşündüm fakat böyle de pek hoşuma gitmedi ama paylaşayım dedim
umarım beğenirsiniz oy vermeyi unutmayın🤍
YOU ARE READING
Only you... • T A E N N İ E •
ChickLitama o beni tanımadı... ⚠️Texting, küfür ve argo içerir⚠️
