YENİ ARKADAŞ!

34 9 0
                                    

Seilla bunu bana anlatır anlatmaz onu direk eleyeceğim. O neydi ya öyle, bu kız robot değil de bir piskopat. Robot icat ettiğime pişman oldum resmen. Onu gözüm bir yerden ısırıyor ama bir türlü hatırlayamıyorum. Kafamı çok karıştırdı. Neyse sıradakine gelelim.

Mirona;

Selam!Ben Mirona

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Selam!
Ben Mirona. Dünya üzerinde yapılan 2. Robotum. Beni yapan bilim insanı Jiro'nun formüllerini çalan bilim insanı.
Henüz tamamlanmamış bir robotum. Geliştirilmek istemedim çünkü eğer geliştirilseydim Akuma gibi olamazdım. Hayvanlardan nefret ederim her fırsatta onlara acı çektirip öldürürüm.

Bu robot zaten benim için bitmişti. Öldürseler beni onu almam. Yani onu da eledim. Geriye tek bir kişi kalıyor oda benim canım robotum Akuma.

Akuma;

"Henüz dış görünüş olarak beni geliştirilmelerine izin vermedim

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

"Henüz dış görünüş olarak beni geliştirilmelerine izin vermedim. Eğer beni seçersen beni geliştirmene izin verebilirim."

Bir kere zaten ben kararımı çoktan vermiştim. Seçeceğim kişi Akuma olucaktı. Sonunda Akuma ile birlikte sorgu kabininden çıktık. Elime mikrofonu aldım ve Akuma'yı seçtiğimi söyledim. Beklenmedik bir şey oldu. Halk buna karşı çıktı, şokla onlara bakıyordum. Akuma'yı seçmemde ne gibi bir sorun olabilirdi ki? Halkın dediğini yapmalıyım ama Akuma'yı da bırakmak istemiyorum bir çözüm bulmalıyım, o halde tek çözüm 2. Birini seçmek olucak. Bunu açıkladım ve oylama yapacağımı söyledim. Ancak oylamada kendi robotuna oy vermek yasaktı. Herkes oylarını uygulama üzerinden kullandı. Oylar kullanıldıktan sonra uygulamaya sonuçlara bakmak için girdim. Girmez olaydım. B-bu olamaz! Reddediyorum, hayır kabul etmek istemiyorum lütfen biri birşey yapsın. Korkulan olmuştu, nasıl böyle bir piskopatı seçebildiler, evet 2. Olarak Seilla'yı seçmişlerdi. Şokla Seilla'ya bakıyorum, pis pis gülüyor kahkaha atıyor. Bir yandan Akuma'yı omzundan biri yakalayıp onu sorgu kabinine sürüklüyor. Bense o sırada halkın neden onu seçtiğini anlamaya çalışıyorum. Sonunda farkına vardım, hiç kimse Seilla'nın nasıl biri olduğunu bilmiyor. Çok iyi rol yapıyor olmalı, öyle masum duruyor ki sanki ihtiyarı öldüren o değilde başkasıymış gibi. Gerçeği bilen ben bile öyle farz ediyordum. Sanki ihtiyarın ölümüne deli gibi üzülüyor. Benim için tüm bunlar bir rüya gibi, Seilla'yı nasıl seçebilirler di? Aklım almıyor. Birde mutlu mutlu bahçeden ayrılmaları yok mu sinir krizi geçirmeme yeterli. Sadece "olamaz" diye sayıklıyordum. Kafam hala basmıyor tüm bu olanlara. Benim için imkansızdı bu, o zaten bana anlatır anlatmaz onu eledim. Elim ayağım titriyor, kıpırdayamıyorum, tüm bedenim bir anda uyuştu,tüylerim diken diken olmuş, bahçenin diğer ucunda duran Seilla'ya bakıyorum. Sorgu kabininden sesler geliyor. Çığıçlıklar, bıçak sesleri, inlemeler, pis kahkahalar, kabinin duvarına atılan sert yumruklar, birbiri ardına atılan sert tekmeler, havada uçuşuyor...

Bahçede bir tek Seilla kalmıştı. Bense korkuyla Seilla'ya bakıyorum. Seilla bahçenin bir ucunda, yavaş yavaş ilerleyerek bana doğru geliyor. O adım attıkça ben de geri adım atıyorum. Seilla'ya o kadar çok odaklanmıştım ki arkamda merdivenin olduğunu fark etmemiştim. merdivenin üstüne sırt üstü düştüm. Bir an bunu Seilla'nın tuzağı sanıp çığlığı bastım. Ellerim mermerin soğukluğuyla birleşince bir nebze de olsa rahatlıyorum. Seilla hala ağır adımlarla geliyor. O yaklaştıkça ben sırt üstü, sürüne sürüne, basamak basmak çıkıyorum yukarı doğru. Canımın acıması umrumda bile değildi. Telaşlıydım, hem de çok. Arkamda sorgu kabini olduğu için artık geriye gidemiyordum. Elim ayağım birbirine dolandı. Ayağa kalkıp kaçamıyordum. Buna bedenim deli gibi istesem de izin vermiyordu. Sinirden dirseğimle sorgu kabinine vuruyorum. Ben sorgu kabinine vurdukça bıçak sesleri geliyor ardından Akuma'nın çığlık sesleri, çırpınışları, diğer robotların kahkahaları, ağlama sesleri ve tekmeler...

Ben bu sesleri korkudan duyduğumu farz ederek umursamıyorum. Robotlar sorgu kabininden ellerinde bıçaklarla çıkıyorlar. Bıçakların her birinden akan mavi kan damlaları, bir an kırmızıya dönüşüyor, tüylerim ürperiyor rüya olması için dua ediyorum...
Kalkıp kaçamıyorum, bağıramıyorum, sadece olduğum yerde çırpınıyorum. Belki rahatlarım diye gözlerimi kısa bir süreliğine kapatıyorum, kapattığım an Seilla'nın mermer üzerinde ses çıkardığı siyah bağcıklı topuklu ayakkabılarının sesiyle irkiliyorum. Attığı her adımın sesi içime büyük bir korku bırakıyor, bir kızdan bu kadar çok korkamazdım...
Hemen gözlerimi açtım, her ne kadar açmak istemesemde. Karşımda Seilla duruyordu. Korkarak

-Ne yapacaksın bana?

-Sana ne yapabilirim, ne yapmamı bekliyorsun?

Diyerek tekrar basamak çıktı. Sandalyenin üstüne oturuyor, Orada sehpanın üzerinde duran kahveyi eline alıp yudumluyor. Bense hala Seilla'ya bakıyorum, gözlerimi bir an bile ayırmıyorum korkudan. Aptal Jiro karşı cinsten bu kadar da korkmamalısın. Kendi kendime söverken Seilla,

-Anlaşılan sana anlattığım o hikayeden çok etkilenmişsin. Kahvemden bir yudum almak ister misin SAHİP?

-Bana SAHİP DEME! Ayrıca git o kahveyi kendin iç, istemez kahve falan! Hem benim kahveye alerjim vıaaarr...

Aptal Jiro! hem kıza bağırıyorsun üstüne bir de neye alerjin olduğunu ağzından kaçırıyorsun. Gerçektem malım. Seilla, bana bastıra bastıra sahip sahip deyince aklıma direk o zavallı ihtiyar geldi. Neyse ben kahveye alerjimin olduğunu söyleyince Seilla yudumladığı kahveyi püskürttü. "Demek kahveye alerjin var, işime yarayabilir mi dersin ha?" Diyerek baş parmağıyla ağzının etrafındaki kahveyi temizledi. O bunu derken ben ayağa öyle bir kalktım ki, istesem bile yapamayacağım bir kalkıştı bu. Ardından Seilla kahkahayı bastı,
"Şaka yapmıştım. Ahh o hikayeyi sana anlatmamalıydım. Böylece sen bana güvenirken benim işim daha da kolaylaşırdı, böyle hiç olmuyor değil mi profesör? Ay aman takılıyorum sana. Hemen her şeyi ciddiye alıyorsun. Ne kadar safsın. Off sıkıldım ben. Nerde senin o salak asistanın asima mıydi.. ay yok dur, aman her neyse nerde o? İki robot daha iyi anlaşırız belki de, sen çok sıkıcısın seninle olmuyor."
Ahh Akuma. Evet onu unutmuştum. Hızlıca kabinin etrafında dolandım hiç kimse yoktu. Koşarak kabine girdim, gördüklerim karşısında şok oldum. İnanamıyorum, bu, bu gördüğüm, hayır olamaz. Bu gördüğüm şey...

                      Devam edecek...

Evett bir bölümün daha sonuna geldik biliyorum bölüm biraz kısa ama olsun umarım okurken keyif almışsınızdır. Bölüm hakkındaki fikirlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim🌺

KOD: JOnde histórias criam vida. Descubra agora