1| Gün Işığı

1.4K 170 52
                                    

Merhabalar <3

Okuduğu her hikaye türünden etkilenmek suç olsaydı tutuklanırdım. Neyse, tatlı bir ilk bölümle karşınızdayım. Baş karakter Ryan Gilmore Girls dizisindeki Luke'a benzeyebilir. Kendisi gibi birini yazmak hep aklımdaydı.

Umarım eğlenir ve kalbinizi sıcacık yapack bir hikaye olduğunu bilirsiniz. Çok uzun olmayacak. Ne yazacağım aklımda. Bölümler bile geceden beri kafamda dönüp duruyor. Hikaye akışının notlarını aldım. Umarım eğlenirsiniz.

Yorum yapmayı unutmayın <3

Medya; Rosa ve Daisy

***

Bunu yaptığıma inanamıyordum. 

Sanırım bayan Elmord haklıydı. Bir geçmişi gömmek, bir adamı gömmekten daha zordu. Özellikle geçmişin yakanı bırakmamaya bu kadar istekliyken.

Keşke bir adam gömüyor olsaydım.

"Daha ne kadar burada dikileceksiniz, bayan?" Açık camımdan içeri gelen sesle irkilmeden edemedim. Ellerim refleksle arka koltuğa uzandı koruma amacıyla. Göğsüm iki büyük nefesle sıkıştığında gözlerimi kırpıştırmak zorunda kaldım görüşümü netleştirmek için. 

Gözlüğümü yanıma almalıydım.

Bakışlarım camdan dışarı kaydı kimin geldiğini görmek için.Ellili yaşlarının sonunda, saçlarının bir kısmını kaybetmiş bir adam vardı cama eğilmiş. "Dükkanın önünde durmuşsunuz. Sahibinin bundan hoşlanacağını zannetmiyorum. Kendisi biraz," doğru kelimeyi bulmak için bir süre durakladı, dişleri kamaştı ve dudaklarını diliyle yavaşça ıslattı. "huysuzdur."

İronikti. 

Arka koltuğa uzattığım elimi kendime çektim yavaşça "Pardon," dedim saklamaya çalıştığım Fransız aksanım kendini gün gibi ortaya sererken. "yolu kapadığımı fark etmemiştim."

Adam dostane bir şekilde gülümsedi. "Buralı değilsiniz."

"Aksanımdan mı anladınız?" dedim olası bu durumdan. Harika, ilk günden dikkat mi çekmiştim yani?

Elini salladı, ilahi der gibi. "Burası, küçük bir kasaba bayan..." ismimi hitap edemedi bilmediği için.

"Rosalie." dedim. "Kısaca Rosa derler ama."

"Burası küçük bir kasaba, Rosa." dedi. "Ben kasabanın kasabıyım. İsmim Johshua. Yaşlı Josh derler. " Samimi görünüyordu.

Gerginliğim biraz olsun azalırken arka koltuktan gelen ufak sesler dikkatimi dağıttı.

Lütfen uyanma,S'il te plaît . Lütfen.

"Uyarı için teşekkürler, yaşlı Josh." dedim yüzümdeki gergin sırıtışla. "Sanırım bifteklerimizi artık senden alacağız."

Kaşları kalktı biraz. Yüzündeki birkaç çizgi bu hareketiyle belirginleşmişti. "Ah, kasabamıza mı taşınıyorsunuz?" dedi hayretle.

"Niye bu kadar şaşırdınız?" dedim anlamayarak. Neydi, kasabaya kimse gelemez diye bir kural falan mı vardı da ben bilmiyordum? 

"Yanlış anlamayın." dedi kabalık ettiğini düşünerek. "Kasabamıza biri gelecekse herkesin haberi olur bundan. Küçük bir yer burası, biri ev baksaydı emlakçımız Laura bunu herkese büyük bir zevkle bildirirdi. En başta da bana."

Emlakçıyı arayacak zamanım olmamıştı.

"Laura denen kadınla yakınsınız sanırım?"

"Eşim olur." Anladım der gibi başımı salladım. Konuşmak beni rahatlatıyor olsa da daha fazla zaman kaybedemezdim. Zira, almam gereken bir ev vardı.

Gün IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin