Bölüm 4 : Kirli Bardak

En başından başla
                                    

Hazar uzun sayılırdı.
Çok iri yarı değildi lakin zayıf olmasına rağmen kalıplıydı. Ufak ufak vücut çalışıyordu ve ekmeğini yemeye de başlamış haldeydi.
Ancak bildiğimiz kaba saba bir erkek silüetine sahip oğlan çocuğuydu.
Sadece kıl miktarı eser miktardaydı.
Köse değildi lakin daha yumuşak ve kılsız hatları vardı.

Fırıncı küreği gibi elleri ve ayakları vardı.
Ve dudak işlemleri bile binlerce lira almış kalemle çizilmiş gibi duran oğlanların yanında tenekeye benziyordu.

"Bak."dedi Hazar dudak dişleyip.
"Benim olmayan bir günahın bedelini bana ödetiyorsun eyvallah. Ablamı öldürmek yerine onu sağ tutup ayak işlerinde kullanmak yerine onun suratını delik deşik yapıp beni oltaya getirerek ego tatmin ediyorsun eyvallah."

Kıvanç tek kaşını havaya kaldırmış ve meraklı kehribarlarını oğlana dikmişti.

"Borcun neyse öderim çalışıp dedim,eyvallah."diye yutkundu Hazar.
"Okulum var,ailem var. Beni bekleyen bir hayat var ama eyvallah ulan eyvallah."

"Sadede gel."diye mırıldandı Kıvanç alayla.
"Fazla Yeşilçam filmi izlemişsin."

"Ne senin önünde hizaya geçen adamların gibi saygı duyacağım sana ya da kucağında inlemek için ağzının içine bakarak sıra kimde kavgası verecek plastik bebeklerinden olacağım senin."diye yanıtladı Hazar kızaran gözleriyle.
"İster beni odalara kilitle istersen de tuvaletlerini temizlet. Sana sadece bir katil gözüyle bakacağım."

Can Ali içeri adımladığında nutuk çeken ve sesi bir hayli yüksek olan Hazar'a acıyarak baktı.
Muhtemelen oğlanın cesedini göldeki balıklar yiyecekti.
Ya da daha kötüsü Kıvanç onu asitle erittirip kemiklerini bile bulamasınlar diye yok edecekti.

Can Ali araya girmek üzere hareketlense de Kıvanç'ın kehribarları ışıldıyor,iştahla oğlanı süzüyordu.

"Yemek vakti."dedi Can Ali araya girerek.
"Kıvanç Bey."

"Sus."diye mırıldandı Can Ali'ye gözlerini değdirmeyen adam.
Hazar'ı alayla süzüp fısıldadı.
"Devam et."

"Buradan da nefret ediyorum."diye yanıtladı Hazar.
"Senden de. Ama beni rahat bırakırsan yerini de yaptıklarını da kimseye söylemem. Madem ablam öyle bir insan..."

"Ablanın sevgilisiyle tanışmak ister misin?"dedi Kıvanç. Kehribarlarını oğlana dikmişti.
"Çok sevimli enişten."

"O-ona naptın?"

"Koca alemde güvendiğim tek adamdır. Şimdi bir balık yemi."dedi Kıvanç ,Can Ali'yi şöyle bir süzmüştü.
"Yanlış anlama Can Ali. Beslemediğim ama güvendiğim tek itti o. En azından sen hayattasın, nehir dibinde değilsin."

Can Ali alınmamış gibiydi.
Daha beteri bu hakaretlere alışmış hatta iltifat olarak üstüne almış gibiydi.

"Yeraltını bilmezsin."dedi Kıvanç dudak sarkıtıp.
"Bak bu Berkay. Babasının borcu biteli epey oluyor ama Berkay hala benim kucağımda. Baban seni nerede biliyor Berkay?"

"Holdingte."dedi sarışın.

"Ama sen neredesin?"

"Senin yanında."

"Ne yapıyorsun peki?"diye mırıldandı Kıvanç alayla.

"Babamın ihale fiyatlarını bütçe raporlarını sana getirdim."diye fısıldadı oğlan acizce.

"Zorla mı getirdim yavrum?"dedi Kıvanç alayla.

"H-Hayır. Ben geldim." Çocuk yutkunmuş ve fısıldamıştı.
"Babam canıma okuyacak ama bu gece senle kalabilirim değil mi? Odana alacaksın değil mi?"

Kara DalyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin