Onun varlığı, uzağımdayken zaten canımı yakarken yakındayken içimi kül ediyordu.

"Melis!"

İti an çomağı hazırla.

Odamın kapı kolunu kırmak istercesine aşağı indirmeye çalışan kişi oydu.

Ben en başından beridir onun odama geleceğini zaten biliyordum. İçeri girer girmez gelmesini beklemiştim ama şaşırtıcı şekilde yarım saat kadar bekleyebilmişti yanıma gelmek için.

Berkan Koçer.

Kendisi benim celladım.

Bana aşık olduğunu, beni çok sevdiğini iddia etse de kendisi beni zehirlemeyi çok sever.

Beni gerçek anlamda zehirliyor.

Ve kendisini de zehirletiyor...

İlk başlarda, ben daha on iki yaşındayken başlamıştı onun bu can sıkıcı tavırları.

Babam ise bir şey olmaz demişti ve o zamanlar bunun babamın işine bile geldiğini fark edememiştim.

Şimdi geçmişe baktığım zaman ise Berkan'ı asıl başıma saranın bile babam olduğunu fark edebiliyordum.

Çünkü onun babası zengindi ve babam için önemliydi.

Ben ise Berkan'ı elinde tutmak için kullandığı bir kuklaydım. Beni Berkan'a sunmuştu kendi elleri ile.

O günü asla unutmayacağım.

Zihnimin en ücra köşesinde, asla unutulmayacak bir yerde saklayacağım.

Aniden elimle kalbimin üstüne vurduğum zaman nefesim kesildi. Berkan beni zehirlemesi yetmiyormuş gibi kalbimi de durdurmak için çabalıyor gibiydi.

"Melis, tikin mi tuttu? Neydi o ses?"

Kalbime vurduğum sağ elimi, sol elimle tutmaya çalışıyordum ama pek sıkı tutabildiğim söylenemezdi.

Canımı yakıyordum ama kalbime vurmam, kolumu acıtmamdan daha kötüydü.

"Melis, ses versene! Uyumadığını biliyorum. Kriz geçirdiğini duyabiliyorum."

Derin nefesler almaya çalıştım.

Kafamı sürekli geriye atıyor ve yatağımın başlığına vuruyordum. Bu sefer ses çıkartmıyor olmak, en azından iyiydi.

Dudaklarım bu sefer sakin kalmışlardı.

"Ne oluyor burada?"

Bu ses abime aitti. Kapının önüne yaklaştığını ayak seslerinden duyuyordum.

"Melis'in tiki tuttu. Kalbine vuruyor yine ve kafasını geri atıyor sanırım. Vurma sesleri geliyor sürekli."

"Senin sesini duyduğu için olmuştur. Geçer birazdan, uzaklaş kapıdan, içeri gidelim."

"Oğlum, sen nasıl bir piçsin lan. Kızın doktoru daha birkaç gün önce kalbine çok vurmamaya çalışsın. Tiki tutarsa ne kadar önermesek de elini tutun demedi mi?"

Evet, birkaç gün önce doktora gitmiştim. Abim de kendimi bildim bileli ilk defa benimle gelmişti ve doktor aynı bu cümleleri kurmuştu.

Berkan bizle doktorda değildi ve bu cümlelerden nasıl haberi olmuştu, hiç umurumda değildi.

Yüksek ihtimalle doktoru tehdit falan etmişti. Çünkü kendisi tam bir şerefsiz, serseriydi.

Söz konusu Berkan Koçer olduğunda, Hipokrat falan da işe yaramıyordu.

KARMAŞIKWhere stories live. Discover now