Bu iyi gelmişti.

Peçeteyle ellerimi kurulayıp peçeteyi çöpe attım.

Aynada son kez kendime bakıp bir adım atmıştım ki az önce girdiğim kapısı açık olan kabinin havalandırma penceresinden bir kadın içeri atladı.

Gözlerim far görmüş tavşan misali kocaman açılırken bana yaklaşan kadına döndüm.

Sarı, kısa, kıvırcık saçlarıyla kocaman, kıpkırmızı gözleri ve mor ruj sürülmüş dolgun dudakları vardı. Boyu iki metre kadar olan kadının havaya anormal şekilde kalkmış küçük bir burnu ve kalın siyah kaşları vardı.

Gözlerini kısarak havayı uzunca kokladı.

Daha sonra tatmin edici bir ses çıkardı ve sağa çarpık bir şekilde gülümseyerek konuştu.

-“ Mmm, seni şifacı sanıyordum ama sen... İstediğimden de öte nadide bir parçasın tatlım. Kanının hiçbir zerresini boşa harcamayacağıma emin olabilirsin.”

Kadın cümlesini bitirir bitirmez alt kattan yükselen sesle irkilerek bakışlarımı ayağımın altındaki zemine çevirdim.

Musluğun mermerine dayalı vücudum bu sesi bir uyarı olarak algılamış gibi anında tuvaletin kapısından çıkıp alt kata koşmaya başladı.

Merdivenleri hızlı hızlı inerken arkamdaki kadının yüksek sesli kahkahasıyla ayaklarım birbirine dolandı ve on basamağı yuvarlanarak indim.

İnleyerek yüzüstü yattığım zeminden kalkmaya çalıştım ama kalkma girişimim başarısız oldu ve yeniden yere yüzüstü düştüm. Kafamı kaldırıp etrafıma bakmaya çalıştım ama gözüm kararmaya başlamıştı bile.

Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp görüşümü netleştirmeye çalıştım, bir adamı masanın üzerine fırlatıp ona yumruk atan ve bana lavabonun yerini gösteren garsonu bulanık da olsa gördüm.

Başımı inleyerek hafifçe yana çevirince Mücahit’in yanındaki iki kişiyi iterek yanıma gelmeye çalıştığını gördüm.

Ama ittiği iki kişiden uzun boylu olan adam onu geriye doğru çekip sert bir yumruk indirdi çenesine.

Daha fazla dayanamayan göz kapaklarımı kısa süreliğine kapattım.

Gözlerimi açtığımda zonklamaya başlayan başımı ellerimin arasına alıp yerde, dizlerimin üzerinde doğrulmaya çalıştım ama dik duramıyordum.

Ayağa zorla kalkıp sendeleyerek ve inleyerek bir adım atmıştım ki yukarıda bıraktığım iki metrelik kadın tek eliyle saçlarımdan beni havaya kaldırdı.

İnlemelerim çığlıklara dönüşmüştü.

Ağrıyan saç diplerini kurtarmak İçin iki elimle elini açmaya çalışıyordum ama hiçbir işe yaramıyordu.

Ayaklarımı havada sallamaya çalıştım ama sol ayağımı hissetmiyordum, sağ ayağımsa kadına tekme atacak kadar güçlü değildi. Ama çırpınmaya devam ediyordum.

KEŞKEWhere stories live. Discover now