BÖLÜM:1 [İLK GÖRÜŞME]

Mulai dari awal
                                    

"Teşekkür ederim Bora Bey." Başını dosyadan kaldırıp bana baktı.

"Şimdi yapman gereken şeyler hakkında biraz konuşalım. Öncelikle benim sekreterim olduğun için başka patronların verdiği işleri yapmanı istemiyorum" E ben bunu biliyorum zaten. "Tamam" dediğimde konuşmaya devam etti.

"sadece dosyalar yada iş ile alakalı haberleri vermekten çok evime de gelmen gerek." Kaşlarım hafif çatıldı. Nasıl yani , ben bu adamın niye evine durduk yere gideyim ki?

"Evinize gelme sebebim nedir?"

"Çünkü ben böyle istiyorum. Senden önceki sekreterim olan Ada'dan neler istediysem şuan senden de onları istemem en doğal hakkım. Konumuza gelecek olursak her sabah şirkete gelmeden önce evime gel. Ben sana konum atıcam, merak etme seni evime getiren ve şirkete geri götüren bir araç olacaktır. Eve geldiğinde şirket ile ilgili gerekli dosyaları masama bırak. Eğer gelirken kahvaltı vb. yapmadıysan rahatça yiyip iç." Alayla gülüp kaşlarımı daha çok çattım.

"Kusura bakmayın Bora Bey. Ama ben işe girerken böyle bir teklifle karşılaşacağımı düşünmedim. Kabul etmiyorum." Bu da ne demek? Ben şimdi 'Kiralık Aşk' dizisindeki gibi her  gün patronumun evine mi gideceğim. Umarım sonumuz dizideki gibi aşk ile bitmez...
" Eğer şikayetçiysen şuan istifanı yazıp gönderirim istersen Afra , keyfin bilir." Bunu demesiyle üzerime bir kal gelmişti.

Benim bu işe ihtiyacım vardı aksi takdirde ucuz bulduğum evimin kirasını ödeyecek kadar param olmayacaktı. Hem ne var sanki gerekli şeyleri masaya bırakıp çıkarım.

"Peki.Düşündüm de her gün evinize gelmem de bir sorun bulmadım. Ayrıca benim bu işe ihtiyacım var, maddi sıkıntıdayım. Bu yüzden şuan istifamı yazmanız benim için iyi olmayacaktır." Bu nasıl bir U dönüşüdür be Afra. Bora olacak adam sırıtarak başını aşağı yukarıya salladı.

"Güzel. Anlaştığımıza sevindim. O halde çıkıp işine devam edebilirsin." Başımı onaylar anlamında sallayıp kalktım. Kapıya yöneldiğim sırada sesini duydum.

"Maddi sıkıntın varsa istediğin miktarda yardım edebilirim Afra." Arkamı dönüp yüzüne baktım. Gözlerinin kehribar olduğunu daha yeni farkettim.
"Eğer elimde bir işim olmasaydı bu teklifinizi geri çevirmezdim Bora Bey." Diyince kaşı alayla havalandı. Sonra tekrar boş ve sürekli sinirli bakan bakışlarını geri yöneltti.

"İstifa olayında sana göz dağı vermek istedim. Ben çalışanlarımı işten kovmam. Bana yanlışı dokunmadığı  sürece tabi." O an aklıma eski sekreteri geldi. Bora'nın oturduğu masaya yaklaşıp eski yerime tekrardan oturdum.

" Birşey sorabilir miyim size?"

"Dinliyorum."

"Ada... Yani eski sekreteriniz. O niye çıktı işten peki?"

"Çıkmadı. Çıkardım"

Alaycı bir gülümsemeyle göz devirdim.

"Daha demin çalışanlarımı işten kovmam diyen siz değil miydiniz?"

"Hatırlarsan arkasından bir söz daha söyledim"

"Doğru. Peki naptı o zaman size."yüzündeki hafif sırıtış bir anda tamamen soldu. Bu kız ne yapmış olabilir ki bu adama?

"Sen hep böyle meraklı mısın?"

"Kısmen." Dudağının kenarı tekrardan kıvrıldı.

"Hadi işine. Ben Murat'a bazı evraklar bıraktım onları da getir bana gelirken." Bu adam benim buraya yeni geldiğimi unutuyor muydu acaba? Ben tanımıyorum ki burdaki kişileri nerden bilim Murat'ın kim olduğunu.

"Murat kim?"

"Benim odamın yanındaki odada ismi yazılı kapıyı göreceksin zaten." Başımla onaylayıp dışarı çıktım. Bora Bey'in de dediği gibi hemen yan taraftaki odanın üzerinde MURAT KARAN yazısını görünce kapıyı tıkladım. İçeriden 'gel' sesini duyunca  kapıyı açıp içeriye girdim.

Karşımda esmer, sanki uykusundan yeni uyanmış gibi olan dağınık saçları ve simsiyah gözleri olan bir adam ile karşılaştım.

"Murat Bey, Bora Bey size bazı evraklar bırakmış. Onları alabilir miyim?" Adamın gözleri sürekli olarak çıplak bacaklarıma kayması beni çok rahatsız etse de belli etmemeye çalıştım.

"Sen yeni olmalısın. Daha önce görmedim seni. Gerçi Bora bahsetmişti yeni sekreterinin bugün geleceğini , unutmuşum." soğuk bir tebessüm ettim.

Gözleri biraz daha oyalandıktan sonra yanındaki kasanın şifresini açıp içinden dosya ve bir zarf çıkardı.

"Al bakalım. Ama zarfın içini hiçbir şekilde açmanı istemiyorum. Bora  ne yapması gerektiğini biliyor. Senin vermen yeterli." Bende çok meraklıydım sanki zarfı açmaya.

"Tamam Murat Bey. İyi çalışmalar."

"Sana da küçük kız." Küçük kız mı? Hayır Afra, bu adamı burada parçalayıp da işten atılamazsın kızım. Kafamı çevirip zoraki bir şekilde gülümsedim. Odadan çıktığım da yine kendi kendime konuşmaya başlamıştım.

"Küçük kızmış. 24 yaşında kızım nerem küçük be gavat. Bu adamı da gözüm tutmadı ama hadi bakalım."

Bora Bey'in odasının kapısını çaldım. Gel sesini duyunca içeriye girdim.

"Dosyanız. Ha bide Murat Bey bunu size vermemi istedi. Ne yapacağınızı bilirmişsiniz."

Elimdeki zarfı dosya ile beraber masanın üzerine bıraktığım da Bora dişlerinin arasından sessiz bir şekilde "şerefsiz" demişti ama ben duymuştum. Ne var ki o zarfın içinde? Ben şimdi gece nasıl uyuyacağım ya. Meraktan uyuyamam ki.

"Tamam Afra çık. Kapıyı da kapat!" Bu niye bana sinirlendi ki şimdi. Of kadın patron yok muydu buralarda da bana bu öküzü verdiler ya.

Başımı sallayıp çıktım ve kapıyı kapattım. Murat Bey ve Bora Bey'in odalarının ortasındaki  küçük oda benimdi ama üzerinde hala Bora'nın eski sekreterinin ismi yazılıydı. En kısa zaman da şu ismi değiştirmelerini söylesem iyi olacak.

Bora'nın ağzından

Afra'nın bıraktığı zarfı elime aldım ve demir kasamın şifresini girip kapıyı açtım. İçi para dolu zarfı açıp paraları çıkardım ve kasanın içine doldurup kapısını tekrar kilitledim. Murat'dan istediğim evrakları incelemeye başladım.

Bu şirket babamdan bana kalmaydı ve babam ölünce başına benim geçmem gerekiyordu. Ama ben aynı zaman da bir mafyanın lideri olduğum için hem şirketle hem de mafyalıkla uğraşmak istemediğimden şirketi satmak istiyordum. Ki satacaktım da.

Şuanlık kime satacağımı daha bilemesem de Almanya'da yaşayan büyük iş adamı Cevdet Kara benden bu şirketi istemişti. Evet, Almanya da yaşıyor ama kendisi bir Türk. Yurdışına belirli sebeplerden dolayı gittiğini söylemişti ama bende dahil olmak üzere kimse neden gittiğini hala bilmez.

Ben evraklara gereken imzaları atarken kapım çaldı. 'gel' diye seslendiğim de içeriye Afra girdi. Bir dakika. Yanındaki annem mi?

Selamm.

Bu benim yeni kurgum lütfen oy verip destek olur musunuzz

Yorumlarınız benim için çok değerli bir sonraki bölüm de karakterlerin resimlerini paylaşacağım.

SEKRETER (+18)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang