neighbours | taekook

12

taehyung:
bitmedi mi
aldın istediğini
amacın bu değil miydi
düz olmadığım konusunda
benimle iddilaştın
amacın bunu kanıtlamak
değil miydi
yaptın
defol git seni görmek
istemiyorum artık

jeongguk:
kırayım mı
açıyor musun
kibar olmak için soruyorum
haberin olsun

-

taehyung, sinirle dişlediği dudaklarını kapıdan gelen yüksek sesle serbest bırakmıştı. dediği gibi kıracaktı hayvan kapıyı. yapardı da, aylardır komşusuydu jeongguk. tanıyordu az buz onu.

alel acele, kapıya giden taehyung endişeyle düşünmeden kapıyı hafifçe aralayıp karşısındaki saçı başı dağınık bedende göz gezdirmişti. ikisi de dağılmış haldeydi. taehyungʼun gözaltları çökmüşken, jeonggukʼun gözleri kanlanmıştı. “herkesi uyandıracaksın, ne istiyorsun?” taehyung, kapıdaki aralığı biraz daha kısarak jeonggukʼun olası bir şekilde içeri girmesini engellemeye çalışmıştı. yalnızca çalışmıştı işte. çünkü jeongguk elini kapıya attığı gibi ittirmiş, taehyungʼun konuşmasına izin vermeden kapıyı kapatarak sırtını yaslanmıştı. “beni dinle taehyung, yalnızca beni dinle”

sinirleri daha da zıplayan taehyung dilini dudaklarında gezdirerek gözlerini kapıya yaslanan bedende gezdirdi. tam iki gündür kaçıyordu. yüzünü görmek istemiyor, evden çıkmıyordu taehyung. maç gecesi ise, o görüntüyü gördükten dakikalar sonra hiçbir şey olmamış gibi hızlıca binadan çıkmış, taksiye atlayarak eve gelmişti. “seni dinlemek istemiyorum, seni evimde görmek istemiyorum. anlıyor musun?”

jungkook, taehyungʼun suyuna gitmek için başını aşağı yukarı sallayarak yanak içini dişledi ve yanan gözlerini esmerin üzerine dikti. her an onu kovabilirdi. biliyordu. erken davranması gerekiyordu. “taehyung, o gördüklerinin hiçbirinden haberim yoktu. hepsi ajansın ve şirketin reklam anlaşmasıydı.”

jeonggukʼun sözlerinden sonra alayla gülen taehyung birkaç adım geriye gitmiş, kollarını bağlamıştı. “sana güveneceğimi mi sanıyorsun?” taehyungʼun sözlerinden sonra jeongguk, güvenmediğini bilse de dumura uğramıştı. öylece bakıyordu taehyungʼa. “jeongguk, sana güvendiğimi mi sandın? bu basit oyunlarına kanacağımı mı düşündün? magazinde sayfa sayfa seni ringte öpen kızla fotoğrafların dolanırken 'öyle mi, ah baştan söyleseydin ya' diyeceğimi mi hissettin sen”

jeongguk, ne diyeceğini bilmiyordu. her türlü haksız olduğunun farkındaydı kendini nasıl açıklayacağını bilmiyordu ama inanması lazımdı. taehyungʼun onun dediklerine inanması lazımdı. “taehyung-”
jeongguk, daha cümlesine başlamadan taehyung iğrenir gibi kolundan tutmuş kapıyı açarak dışarı ittirmişti onu. “değil yüzünü görmek, sesini duymak dahi istemiyorum anladın mı? iki yabancı olalım jungkook. rahat bırak beni artık”

taehyung, cümlelerinden sonra jeonggukʼun yüzüne kapıyı kapatmıştı. sırtını kapıya yaslayıp gözlerini kapatarak sakinleşmeye çalışırken jeongguk da ellerini taehyungʼun kapısına dayayarak göğsünün sıkışmasına rağmen derin bir nefes almaya çalıştı.

-

jimin-namjoon-taehyung

jimin:
@taehyung
bebeğim, daha iyi misin

namjoon:
taehyung en azından
iyi olup olmadığın hakkında
haber ver bize

taehyung:
hmhm
iyiyim ya sıkıntı yok

jimin:
o köpek
rahatsız ediyor mu
hala seni

taehyung:
az önce evimdeydi

namjoon:
ne demek evimdeydi
amına koyayım

taehyung:
of
zorladı işte
bir şeyler zırvaladı
ajansın oyunuymuş
falan

namjoon:
sikerim oyununu da
onu da
sabrımı taşımasın
orospu çocuğu

jimin:
seni bu kadar
etkkileyeceğini düşünmezdim|
şerefsiz
tahmin etmeyeliydik

taehyung:
her neysee
önemsiz biri işte
bitti gitti

namjoon:
kafana taktığını
çok iyi biliyorum|
evet bebeğim, bitti gitti

jimin:
yarın akşam
dışarı çıkalım bence
kafa dağıtırız, içeriz?

namjoon:
iyi fikir
ne dersin taehyung?

taehyung yazıyor...

taehyung:
hiç halim yok|
olur
olur çıkalım
eğleniriz

namjoon:
harika
güzel bebeğim benim

taehyung:
iyiyim ben
merak etmeyin takmıyorum
kafama, basit biriydi
böyle olmayın
tuhaf hissediyorum
ölecekmiş gibi?

jimin:
illa orospu
mu diyeyim sana yani

-

iyi akşamlar
zincirlikuyu metrobüste anca bu kadar yazabildim hakkınızı helal edin aq
jungkook biraz daha koşsun bakalım taehyungʼun peşinden

bölüm yorumları