1

92 7 10
                                    

Bu hikaye gece birden tavana bakarken aklıma gelmiştir, ciddiyetsiz, boş bir hikaye olarak başlatıp ciddi bitirmek arasında kaldım şu an ama. Bir de belki SatoSugu olabilir, ve diğer shipler.


Göt donduran bu soğukluktaki havada, bu namaz abdest bilmez cenabet üçlü okula doğru yol almışlardı. Sözde sabahtı, lakin sokak lambaları halen karanlığı aydınlatabilmek için açıktı. Bu üçlü soğuk hava dolayısıyla ağızlarından çıkan dumanlarla nefes nefese koşturuyor, minibüse yetişebilmek için resmen birbirlerini eziyorlardı. En sonunda uzun beklemelerden sonra bir minibüse denk gelebilmiş, en arkaya sinmişlerdi.

Minibüste çalan müzik, şoför ve camdan geçen gecekondularda bir o kadar mistikti. Şoför müziği iyice açarak bu sabahın köründe akıl sağlığını korumaya çalışan gençleri iyice bunaltıyordu.

"Oğlim bu hangi dil amunagoyim?"
Dedi grubun lideri.(kendini öyle tanıtıyor) En belirgin özelliği uzun boyu, beyaz saçları ve mavi gözleri olan genç.

"Mıdıgome dili aga."
Dedi daha ağırbaşlı, uzun siyah saçları hep topuz, kulağında ise de yuvarlak küpesi olan.

"Mıdıgome dili ne yarram Kürtçe işte, kelini cilaladığımın şoförü azıcık kıssa da rahatlasak."
Dedi gruptaki tek kız, çayı, tütünü hep kaçak olan hükümet kadınımız. "Tarla orosbuları" isimli bir grubu ile yazışmaya devam ederken.

"Satoru az öte git ebesini hüplettiğimin oğlu az daha dibine girersen elin götüme girecek amk."

"Lan yarram ben napayım benim mi götüm 3 kişilik yeri kaplıyo? Yer mi var amin oğlu kayayim, leblebiye bak."

"Ne dedin ne dedin sen?"

"Beyler ya susun ya da ağzınızı yüzünüzü sikerim."

"Yok ki."

"Takarız."

"Uyyy Shoko 23 cm."

"Ayneeen Suguru senden 20 cm büyük Shoko bacımınki."

Bu üçlü yine birbirini yerken şöforun küfürleri ile minibüsten indiler, utanmasalar ülkeden banlanacak bu üç ucube okulun içine girdiler ve motor bölümünün binasına doğru gittiler, Satoru 9. Sınıf kızlarına ıslık çalarken Suguru onu tanımıyormuş gibi yapıyor, Shoko ise de her ihtimale karşı bir arama olursa diye sigarasını bir yerlere gizliyordu. Derse elbette geç kalmışlardı, ve Yaga hocanın gazabından korunmak adına teneffüs zili çalana kadar beklemeye karar verdiler.

Shoko sigarasını tüttürürken konuşmaya çalıştı, ama sesi Satoru'nun sesinden bile kalın çıkmaya başlamıştı.

"Bacım sen gaça içiyin Allah aşkına." Dedi Satoru, endişeli gözükmeye çalışırken küçümseyici bakışlar atıyordu yanlışlıkla.

"Gaça içtiğimi kim söyledi ihtiyar ben gaçak içiyom emmioğulları sagola." Diye karşılık verdi Shoko, sigarasını duvara bastırıp söndürürken.

"Sagopa mı????" Suguru o sırada dalıp gitmişti ve birden parladı.

"Yok Kolera aq." Dedi Satoru.

Bu üçlü boş sohbete devam ederken zil çalmıştı, herkes bahçeye özgürlük adına hücum ederken bu üç keko sadece izledi. Satoru o klasik keko oturuşu yapıyordu, Suguru ise sirtini duvara yaslamış ona bakış atanlara "hayırdır" bakışları atıyordu, Shoko ise birisini dikizliyordu.

"Of be analar ne doğuruyor hamına." Dedi Shoko, biraz Satoru takliti yaptığı barizdi.

"Hayırdır bacım asker yolu mu beklüyon?" Diye sordu Satoru.

"Esrarlı gözler dumanlı sözler her yerde seni özler be, şu hatuna bak, yanında beyazlı bir kancık geziyor."

Shoko bunu dedikten sonra Suguru onun baktığı yerlere baktı, dürüst olmak gerekirse şaşırmıştı.

"Şu kimyaci hanımlar mı?!" Diye sordu Suguru.

"Heee, hanımlar değil yalnız, şu siyah saçlı olan sadece. Sünnettir amma ikincisine şu an gerek yok."

"Lan sen lez misin bacım??" Diye sordu Satoru.

"Değilim ama olmayı düşünüyorum."


Fikir gelirse devam edeceğim 💀🙏🏻

Jujutsu Mesleki Ve Teknik Anadolu LisesiWhere stories live. Discover now