Bataklık Sahrası

11 0 0
                                    

2.Bölüm:Bataklık Sahrası

"Eğer bataklıktaysan çırpınmak en son seçmeneyindir. Ama biz bataklıkta değiliz..."

  Uykunun derin kollarında uyandığımda hava çoktan aydınlatmıştı. Göz kapılarımı zor açıyordum. Güneş ışıkları göz kapanlarımı açmama engel olurken mayışmış vücudumu hareket ettirmek  çok büyük bir işgence gibi geliyordu. Flori çoktan kalkmış ve yatağını düzenliyordu. Bu sabah her zamanki bir gün olamıyacaktı. Bu sabah şafak iblislerinin toplanıp idam edildiği ve şenlik ayı olarak kabul edilirdi. Ilk cemrenin havaya düşmesiyle başlayan bu şenlik son cemrenin toprağa düşmesiyle son bulurdu. Her yıl yakalanan şafak iblisleri bu şenlikte idam edilirdi. Şafak iblisleri halk tarafından uğursuzluk olarak kabul edildiği ve kutsal topraklardan yok edilmesi gerektiğine inandıkları için ölen şafak iblislerini bu topraklara dahi gömmezlerdi. Bataklık Sahrası adı verilen Quriez alplerinin biraz alt tarafında bulunan kocaman bataklıklara dolu yere atarlardı. Bataklıkların içinde yüzlerce ceset olduğu söyleniyordu.  Bataklık Sahrasından çok Ölüm Sahrası daha çok yakışırdı bence.

"Tembellik yapma Wesy kalk hadi."dedi Flori kapının önünde beklerken. "Hı hı" diye seslendim  mayışık bir halde.
"Hep sen mi beni kaldırıcaksın sıra bende." Diyen ses Exia'ya aitti. Yatağının ucuna oturdu ve beni dürtmeye başladı. Gözlerimi araladım ve kendime gelmek için oturur pozisyona gelerek sırtımı yatağa yasladım. Dün gece geç yattığım için uykumu alamamıştım.
"Şenlik ayı mı? Ne mutlu haber ama!"diye söylendi yatağından doğrulan İrina. Bende vakit kaybetmeden yataktan kalktım. Üzerimdeki geceliklerden kurtulup rahat bir siyah pantolon ve salaş yine pantolonla aynı renk olan bir bulüz giydim. Üzerime pelerinimi bağlayıp silahlarını kuşandım. İki farklı hançerimi, kılıcımı, okumu ve yayımı silahlarımı koymak için yaptığım yerler yerleştirdim. Herkes hazır olduğunda kızlarla beraber odadan aşşağı kata indik.

Aşşağı kata indiğimizde  merdivenlerin sol tarafinda duran Lord Earl ile karşılaştık. İri cüssesi ve uzun boyunun yanında küçücük kalıyordum. Kendisi oldukça iyi birer suikastçiydı. Eski yıllarda krallıkta çalıştığını ama başına kötü bir olayın geldiğini ve krallıktan ayrıldığını anlatırdı. Lord Earl şafak iblislerini suikastçı olarak yetiştirip krallıktan intikam almayı planlıyordu. Şafak iblisleri zaten istemedikleri için onları toplamak çok daha kolaydı. Aynı zamanda hayatlarınıda kurtardığı için kendisine çok daha bağlı bir şekilde yetişmelerini ve güvenmelerini sağlamıştı. Yüzünde sakalları ve yaşlılıktan oluşan çizgiler vardı. Mavi gözleri sabahın ilk ışıklarında cam gibi parlıyordu. Saçları yeni uyanmış gibi dağınıktı. Üzerine rahat bir pantolon ve bulüz giymişti. Pelerinini boynuna bağlamış ve siyah botlarını giymişti.

 Pelerinini boynuna bağlamış ve siyah botlarını giymişti

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.

(Temsili Lord Earl)

"Günaydın Hanımlar" diyerek selamladı Lord Earl bizi. Ben sadece kafa sallamakla yetindim.
"Günaydın Lordum" dedi Mixy zarif bir gülümseme ile. Lord Earl ile bilikte yemek odasına giderken aramızda bir sesizlik oluştu. Yemek odasına girdigimiz Leydi Laura'nın yemekleri masalara dizdigini gördüm ve gülümsedim. Leydi Laura, Lord Earl' ın eşiydi. Ev işlerini ve yemeklerle o ilgilenirdi. Leydi Laura herzaman bize sevecen yaklaşırdı. Bize kendi çocuklariymişiz gibi davranır ve bizimle hep ilgilenirdi. Lord Earl' ın aksine bizi kendi ailesindenmişiz gibi davranırdı. Orta yaşlarda beyaz şaçlı oldukça tatlı bir kadındı. Masmavi gözleri ve ince dudakları onu yaşına rağmen oldukça güzel gösteriyordu.

Şafak İblisleriحيث تعيش القصص. اكتشف الآن