Seni, tanıyorum!

40 7 0
                                    

Baş ağrısı ile uyanmanın ne kadar kötü olduğunu söyleyene ben de o ağrıyla günü geçirip çalışmanın ne kadar kötü olduğunu anlatırım. O kadar kötü durum. Tüm gün bilgisayar ekranına bakıp çalışırken aklımda olan tak şey iş çıkışı beni almaya gelecek olan Yabancı. Gerçekte kim?

Esasen o kadar eminim ki arkadaş cevremden biri olduğuna. Hatta işaret parmakları ile beni gösterip gülecekler.

Zamanda çabuk akıyor, saat 17.00 olmuş bile, mesai bitimi. Eşyaları toparlıyor çantamı ceketimi alarak kalkıyorum masadan. Piti piti ilerliyorum çıkışa, asansöre bindim mi sonrası Yabancı ile karşılaşma.

Beş dakika geçiyor...
Bir, beş dakika daha geçiyor.
Ben çalıştığım plaza önünde beklerken bir beş dakika daha geçiyor.

Telefonum çalıyor. Ekranda yazan isimle kalbim tekliyor.

Yabancı❔ arıyor..

Açıyorum hemen.

"Neredesin sen? Ağaç oldum burada, saatten haberin var mı?"

"Geldim, buradayım."

Telefonu kapatıp arkami dönüyorum, bir de ne göreyim. Ee tanıyorum ya ben bunu. Şok olmuş bakıyorum.

"Güven?"

"Parla."

Bana yandan gülüyor salak herif, uçup üzerine boynuna sarılmakla boğazına sarılmak arasında kalıyorum. Oysa hiçbir harekette bulunmuyor. Benden adım bekliyor. Beklenen adımı atıyorum, yanından geçip yürüyorum.

Tirin tirin peşime düşüyor. Arabasıyla gelmiş, çok dikkat etmiyorum çünkü sinirliyim. Biniyoruz, çıkıyoruz trafiğe. İstanbul bura ne kadar hızlı eve varılır? Epey zaman geçiyor sohbet yok, sözde anlatacak kendini. Binanın önüne arabasını çekiyor, iniyoruz tek tek. Herkes kendi evine dağılıyor, bir tek 'iyi akşamlar' diyor. Cevap vermeden giriyorum eve, haşlayacağım sonra şu şoku bir atlatayım.

Biliyordum böyle olacağını, dört dönüyorum evde. Hem okulun son senesi beraber olduğum hem de kapı komşum olan Güven çıkıyor Yabancı, ee şimdi ben ne tepki vereyim.

Zır zır telefon çalıyor, ardından mesajlar geliyor.

Yabancı❔: Kızdın mı bana?

Yabancı❔: Parla?

Yabancı❔: Bak ne desen hak veririm ama cevapsız bırakma, bir şey söyle bana.

Yabancı❔: He bir de engelleme beni.
Parla: Aaa bak o iyi fikir.

Yabancı❔: Sakın!

Parla: Ne sakın Güven, ne sakın. Güldün mü bana, eğlendirdim mi seni ben?

Yabancı❔: Ya ne eğlence ne eğlence...

Yabancı❔: Ağlamalarına şahit olurken, göbek attım ben.

Yabancı❔: Hatta yarım kilo da kına yaktım, görmek ister misin?

Parla: Zevzek, sinirliyim sana, yazma bir süre bana.

Yabancı❔: Neye sinirlisin?

Yabancı❔: Seni hala sevdiğime mi, yoksa unutamamış olmama mı? Hangi birine.

Parla: İsimsiz şekilde yazmana. Hem korktum ki ben, sapık bile olabilirdin.

Yabancı❔: Sen mi korktun? Sövgülerini duyarak yazdım sana.

Parla: Duvarlar çok ince ondan, yalıtım yok naklen canlı yayın.

Yabancı❔: Hem, sapık olduğumu düşünsen yedi ceddimi bulmak için savcılığa koşmazmıydın sen?

Parla: Bak bu da doğru.

Yabancı❔: Peki tamam, artık ismimle kayıt edersin beni.

Parla: Aa iyi hatırlattın kendini, dur bor değişiklik yapacağım şimdi.

Yabancı❔ kişiyi engellediniz. Engeli kaldırmak için dokunun.

Bir süre böyle, hak ettin çünkü bunu.

sözler, akan bir yıldız. | TextingWhere stories live. Discover now