Sarp gülmeye başladı. Lidya "Neye gülüyorsun böyle?"

Sarp Lidya'nın gözlerinin içine baktı. "Ama sen hala bana yürüyorsun çaylak. Böyle yeşil göz demeler falan. Hadi tamam hazırım, artık şu çıkma teklifini eder misin?"

Lidya Sarpa baktı? Ne saçmalıyordu?

Lidya "Birde ben mi edeceğim çıkma teklifini?" diye sordu Lidya. Sarp "Evet." dedi. Lidya işaret parmağını Sarp'a doğrulttu. "Sana söz veriyorum Sarp. Ben Süseni gıcık etmek için Ömerle çıkacağım zaman. Ondan ayrıldığım ilk gün seninle çıkacağım. Ve buna söz veriyorum. Tamam mı?"

Lidya çok ciddiydi. Sarp Lidya'nın ona uzattığı işaret parmağa baktı. Sarp Lidya ile işaret parmaklarını birleştirdi. Sarp "Bekleyeceğim" dedi. Ve bir sessizlik oldu.

Sessizligi Lidya bozdu. "Tabii o zamana kadar bana çıkma teklifini sen edebilirsin." dedi ve işaret parmağını çekti. Sarp "Bakacağız, en hızlı flörtüm"

İlahi Bakış Açısı: SüsÖm

Hızla çıkan Ömer'in arkasından sadece Süsen koşuyordu. Süsen Ömer'in kolundan tutup kendine çekti. Süsen gözyaşlarına hakim olamadı. "Ömer dur. Ömer yalvarırım dinle beni. Düşündüğün gibi değil yemin ederim."

Ömer hızla kolunu çekti. "Sen hala ne açıklayacağım diyorsun be? Bizim o kızla aramızda hiç bir şey yok diyorum!" Süsen ellerini titreyen dudaklarına götürdü. "Ömer yalvarırım dinle beni. Sen, sen o kızın bana neler söylediğini bilmiyorsun. Bak bilseydin bana hak verirdin. Lütfen dinle beni..." diye ağlıyordu Süsen. Ama Ömer hiç oralı değildi.

Ömer, bir süre Süsen'in çaresizliğini izledi. Sonra ise "Anlat, dinliyorum" diye fısıldadı. Süsen hala ağlamaya devam ediyordu.

"Bak ben tuvalete girdim sakince konuşacaktır onla. Bak o kız Sarptab hoşlanıyor ama bana inat sana yürüyor. Ve bana da seninle çıkacağını falan söyledi. Ömer o kızın niyeti başka." dedi Süsen.

Ömer sinirli bir sesle "Ne dediyse dedi Süsen. Sen o kızın canını yakarak haksız durumdasın bunu kabullen artık." Süsen hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordu. "Ömer sana yemin ederim bilerek bana savaştı. Beni sinir etti, kışkırtıcı hareket yaptı. Hatta saldırdı bana. Aman yemin ederim o kız beni delirtmek için seni kullanıyor."

Ömer sadece Süsenin ağlamaya devam eden yüzüne bakıyordu.

Ama sonra Ömer Süsene sarıldı. "Tamam sevgilim. Ben seni anladım. Ama sende kıza bir şey yapma. Lütfen, tamam mı?" Dedi Ömer. Süsen hala ağlıyordu..

Ömer "E şu yakışıklıya bir kahve ısmarlarsın artık. "

Ömer'in bu lafı Süsen'i baya güldürdü. Süsen "Sen miymişsin o yakışıklı?" Ömer etrafına bakındı. "Başka yakışıklı göremediğime göre o yakışıklı benim herhalde." Dedi. Ve ikiside gülüştüler.

Süsen Ömerin elini tuttu. Ve beraber kantine indiler.

Süsen kantine indiklerinde Ömer'e bir kahve ısmarladı. İki kişilik masalardan birine oturdular. Sessizliği Ömer bozdu.

"Hatırlıyor musun? Bir ara ne güzel sarmalar yapıyordun be." Dedi Ömer. Süsen "Aa aşk olsun ben kötü sarma mı sarıyordum?" Ömer "Yine yapar mı benim becerikli sevgilim?"

Süsen "Hem ben seni çıkışta La Fortuna'ya yemeye götüreceğim"

Ömer mutluydu. Ama aniden duraksadı. "Lidya birde bize gelecekti di mi bugün?" Dedi ve gözlerini sıkıca kapayıp sağ elini yüzüne götürdü. Süsen ofladı. "Bir de bana iftira attığı yüzsüzlük yetmiyormuş gibi" dedi. Ömer Süsene çok tuhaf bir bakış attı. Süsen "Ne ya?" Dedi.

KARDEŞLERİM (SüsÖm)Where stories live. Discover now