5. BÖLÜM

115 21 130
                                    


***

Yavaş adımlarım, iskeleye yaklaştığımda mümkünmüş gibi daha da yavaşladı. Hemen arkamdan yürüyen, aradaki mesafeyi korumaya çalışsalar da başaramayan iki adamın da yavaşladığını duyduğumda dudağımın kenarıyla gülümsedim. Başıma koruma kesilmişlerdi, sanki beni bunca şeyden koruyabilecek güçleri varmış gibi...

İskelenin sonuna kadar yürüdüm. Gece serinliği hakimdi havaya fakat üşümekten çok uzaktım. Parmaklıklara tutundum yavaşça. İnsanların suya atlamasını engellemek için yapılan parmaklıklar, asıl amacına asla hizmet etmiyordu. Zira birazdan denize atlayacak ve suyun beni rahatlatmasını umacaktım.

"Hiç gece denize girdiniz mi?" diye sordum arkamdaki adamlara. Onları görmüyor olsam da birbirlerine garip bakışlar attıklarına emindim. "Ben girmedim." İlk yanıt Ali'den gelince gülümsedim. Ondan böyle bir şeyi yapmış olmasını beklemiyordum zaten. "Ben girdim." Emin'den beklediğim cevap geldiğinde başımı salladım.

"Denize girmek gibi bir hata yapmayacaksın değil mi?" Ali'nin tereddütlü sesine karşılık ona döndüm. "Neden hata olsun?" diyerek bu sefer ben soru yönelttim ona omuz silkişim eşliğinde. Emin'e baktı çaresizce "Abi bari sen bir şey söyle." dedi ve tepki bekledi.

Emin, ona cevap vermek yerine pür dikkat bana bakmaya devam etti. Onun bakışları eşliğinde bir bacağımı parmaklıkların üzerinden geçirdim. Diğer bacağımı da aynı şekilde karşıya geçirip hiç beklemeden ikilinin bakışları eşliğinde suya bıraktım kendimi. Bu bölgeyi ezbere biliyordum. Sahilin bu kısmı, diğer kısımlara göre daha derin ve temizdi. Altında kayalıkların olmaması da yüzmek için mükemmel ortamı yaratıyordu.

Bedenime çarpan suyun ılıklığı, yüzüme tebessüm olarak yansıdığında çoktan kafamı sudan çıkarmıştım. Islanan saçlarımı ellerimle geriye attım ve yukarı baktım. "Gelsinize, su ılık." dedim ve biraz uzaklaştım onlardan. Ali'nin dehşet dolu bakışlarına nazaran Emin'in bakışları normaldi. Olduğumuz durumdan keyif aldığını belli eden bir gülümseme vardı dudaklarında.

"İki yıldır yanında çalıştığım, neredeyse günün her saati beraber olduğum kadının delirdiğini de gördüm ya.." dedi Ali ve ekledi. "Emin abi senin de keyfin gıcır bakıyorum. Çok eğleniyorsan sen de gir, ben boğulma ihtimalinize karşı parmağımı ambulansın numarası üzerinde hazır tutacağım." Cümlesini tamamladığında gecenin sessizliğine inat yüksek sesle kahkaha attım.

Ali'nin su korkusu olduğunu bildiğim için onun bana katılmasını beklemiyordum lakin Emin'i yanımda görmek isterdim. Yıllardır tek başıma yaptığım bu aktiviteye ilk defa birileri şahit oluyordu. Bunun heyecanı üzerimdeyken beklenti dolu bakışlarla baktım ona. Kollarını parmaklıklara yaslamış, denize doğru eğilmiş şekilde duruyordu. Kendi içinde durum değerlendirmesi yaptığı belliydi.

"Bu bakışlarla insanı ölüme götürürsün, haberin yok." dediğinde ben daha cümlenin yakıcı etkisini üzerimden atamamışken suya çarpan bedeninin sesini duymam bir olmuştu. Yüzeye çıktığında aynı benim gibi saçlarını düzeltti. Ne demişti? İnsanı ölüme götürürsün..

"Harika! Deli birdi iki oldu." diyen Ali, ne kadar bize laf çarpıtıyor olsa da kayıtsız kalamadı ve iskelenin etrafından dolaşarak kayalıklara çıktı. Büyük taşları geçip suyun hemen önündeki kayaya oturarak bize baktı. "Benden bu kadar."

Eminle beraber onun olduğu tarafa doğru yüzüp karşısında durduk. Çok sık olmasa da kendimi boğuluyormuş gibi hissettiğim zamanlarda gelirdim buraya. Mevsim fark etmeksizin suya girer, bunca sıkıntıya rağmen en azından hâlâ hayattayım motivasyonu verirdim kendime. Tuhaf bir motivasyon kaynağı olduğunu kabul ediyorum.

TuvalWhere stories live. Discover now