1.Bölüm

70 17 22
                                    

Merhaba, ben Defne. Bu da benim en güzel masalım...

(5 yıl önce)
                                                                          16/07/2019
Defne'nin günlüğünden:
Yarın ablam Beste'nin doğum günü. 17 yaşına girecek. Onu çok seviyorum. Tüm arkadaşlarını çağırıp büyük bir parti yapıcaz. Ablam çok mutlu . Ablamın sevgilisi Efe bugün ona beyaz gül göndermiş. Suanda odamızda vazoda duruyor. Büyüyünce onun gibi olmayı çok istiyorum.

                                                                         17/07/2019
  Parti az önce bitti. Efe abinin kardeşiyle tanıştık. Adı Ege. Ela gözlü , kumral, benimle aynı yaşta. Efe abi çok iyi anlaştığımızı görünce bundan sonra sık sık görüşebileceğimizi söyledi. Ablam ona aldığım kolyeyi çok beğendi.

(Günümüz)
Bugün günlerden cumartesi.Egeyle kahvaltıya gideceğimiz için erken kalktım. Normalde öğlene kadar uyurdum. Üç gün sonra Egeyle sevgililiğimizin üçüncü yıldönümü. Hatırlayıp hatırlamadığından hiç emin değilim. Belki de sürpriz yapıcaktır.

Mavi çiçekli bir elbise giydim. Mart ayının sonlarındaydık ve ilkbahar gelmişti. Saçlarımı düzleştirdim ve doğal duracak şekilde bir makyaj yaptım . Boynuma Egenin birinci ayımızda aldığı melek kanatlı kolyeyi taktım. Hayır unutma ihtimaline karşı yaklaşan yıldönümümüzü hatırlatmaya çalışmıyorum ne alakası var.

Masaya oturduğumuzda Egenin beni süzdüğünü fark ettim. Göz göze geldiğimizde aynı anda gülümsedik. "Elbise yakışmış"dedi. Yıllardır değişmeyen tek şey Egenin bana bakarken parlayan gözleri. Ve umarım hiç değişmez . Onu o kadar çok seviyorum ki anlatamam. Bunu benzetebileceğim bişey de yok. O beni tamamlıyor bende onu. Tanıştığımız günden beri her geçen gün daha fazla her geçen gün daha tutkulu.

Kahvaltıdan sonra yolda öylesine yürüyüp sohbet ediyorduk. Ege "Lunaparka gitmedik hiç beraber değil mi? Hadi gidelim." dedi. Belki de ona bu yüzden aşığımdır. Beraber çocuklaştığımız için. "Olur."dedim ve güldüm. Ben gülünce o da güldü. Bir süre gözlerimin içine baktı kaldırımın ortasında,yanımızdan insanlar geçerken biz öylece bakışıyorduk. Öyle bi bakıyordu ki... bi insan nasıl?...nasıl hem aşk dolu,hem tutkulu hem de şefkatli bakabilirdi? Bir insan nasıl her seferinde kendine tekrar aşık ettirirebilirdi. Bir insan nasıl huzur verebilir ki? Ben bunu ilk defa Ege de gördüm. Daha fazla uzatmamak için elini tuttum. "Hadi gidelim." dedim.

Bütün gün çok eğlendik. Lunaparktan sonra sahilde oturduk biraz. Uzun uzun sohbet ettik. Gelecek planlarımızdan,geçmiş anılarımızdan. Ege eve kadar bana eşlik etti . Apartmanın kapısında vedalaştık. Eve girdiğimde çantamı girişteki konsolun üstüne bıraktım. Mutfağa geçip kendime bir kahve yaptım. Bugün çok güzeldi, yaşananları hatırladıkça boş boş sırıttım. Fincanımı aldım tam içeri gidicektim ki ablamı balkonda görünce yanına gittim. Gökyüzüne dalmış öylece bakıyordu .

"Napıyorsun?"
"Egenin yanından mı geliyorsun?"
"Evet?"
"Abisinin yaptığından haberi var mı?"diye sesini yükseltti.
"Ne oluyo abla anlatsana. Anlatmadı Ege bişey. Ve bişeyden haberi olduğunu da sanmıyorum."
"Eğer sende aldatılmak istemiyorsan ayrılırsın." Söylediği cümle ağzımın açık kalmasına sebep oldu.
"Ne? Ne diyosun sen ya ne aldatması?"ablam ağlamaya başladı.
"Söyledim işte rahat bırak şimdi beni yalnız kalmak istiyorum!"
" Tamam. Sakinleş öyle konuşalım tamam mı? Her ne olursa olsun ben senin yanı-"
"Defne yalnız kalmak istiyorum dedim!"
Bişey demeden yavaşça ayrıldım balkondan.Efe abi öyle bişey yapmazdı ki. Evlenme hayali kuruyordu onlar. Egeyle konuşup konuşmamak arasında kaldım. Ve daha tam bişey bilmediğim için anlatmamaya karar verdim.

Odama geçip günlüğümü yazdıktan sonra yattım. Bugün ders falan çalışacak halim kalmamıştı.
"Eğer sende aldatılmak istemiyorsan ayrılırsın."
Bu cümle aklıma geldikçe huzurum kaçıyor,Egeyi arayıp hesap sormak istiyorum ama ortada bi sebep yokken bunu yapamam.

Telefonuma bir bildirim geldi
Aşk:İyi geceler sevgilim.
-İyi gecelerr

Efe ablamı aldatmış olabilir ama bu aynısını Egenin de yapıcağı anlamına gelmez . Beste bir anlık sinirle söyledi bence bütün bunları. Aslında hala Efenin de ablamı aldattığına inanamıyordum. Yarın ikimiz de evde olucaz nasıl olsa illa konuşuruz ablamla diye düşünüp uyumaya karar verdim.

Kalkıp ablamla ikimiz için bir kahvaltı hazırladım. Beste portakal suyunu çok sever o yüzden biraz portakal suyu sıktım. Saat dokuzdu . Ege daha kalkmamıştı çünkü yazdığım günaydın mesajını görmemişti. Bundan Egenin bişeyden haberi olmadığını çıkarabilir miydim acaba.

Ablamın odasına gidip onu uyandırdım. Dünkü sinirine kıyasla bugün epeyce sakindi.
"Nasılsın?"
"Sence?"
"Güçlü duruyorsun."
"Zorundayım."
"Tamam pekala yapabileceğim bişey var mı?"
"Hayır." dedi hüzünlü bir sesle.
"Senin için portakal suyu sıktım değerimi bil ."diyerek biraz da olsa rahatlamaya çalışıyordum. Ama ortada böyle bişey varken bu mümkün değildi.
"Teşekkür ederim." dedi ablam hafif gülümseyerek.

Kahvaltıdan sonra ablam içeri geçip dizi seyretmeye başladı.Bende sofrayı toplamaya başladım. Saat onbir e gelmek üzereydi. Ege hala kalkmamıştı. Ya da bana mesaj yazmamıştı.
"Eğer sende aldatılmak istemiyorsan ayrılırsın." . Kafam ister istemez karışıyordu. Egeye güveniyordum hemde çok güveniyordum . Ondan şüphelenmek bile kendimi kötü hissetmeme yetiyordu . Ama ablam da Efeye güvenirdi. Onlar tam 6 yıldır beraberler. Ve çok mutlu bir ilişkileri vardı. Hala inanamıyorum.

Telefonuma bir bildirim geldi
Aşk: Günaydın. Buluşalım mı bugün?
Elbette ki gitmek istiyordum ama ablamı bu halde bırakamazdım.
-Ablam biraz rahatsız onu yalnız bırakamam. Başka zaman buluşalım.
Aşk:Peki geçmiş olsun. Evdesin yani bütün gün?
-Evet?
Neden bundan emin olmak istemişti ki şimdi?
Aşk:Tamam öylesine sordum. Seni seviyorum.
-Bende seni seviyorum.

Gerçekten de Egenin hiçbir şeyden haberi yoktu. Acaba anlatmalı mıydım?. Ya da abisinin anlatması daha mı iyi olurdu. Ama bu seferde ondan bişey saklıyor gibi hissediyordum.

Sofrayı topladıktan sonra Besteyle ikimize bi kahve yaptım. Kahvemizi içerken konuşmadan öylece televizyona baktık.
"Abla hadi fal bakalım ne dersin?"
"Boynuzlarım telvede çıksın diye mi?" Yüksek sesli bir kahkaha attı. Daha çok çığlık gibiydi. Komik olduğu için değil,acı olduğu içindi.
"Ben bardakları mutfağa götürüyüm."
"Dur lan boynuzlarıma bakmayacak mıyız." Aynı şekilde bi kahkaha daha patlattı. Bu seferki daha yüksek sesliydi. Bu seferki daha acıydı.
"Yok ya fala inanmıyorum ben zaten öylesine demiştim."dedim ve mutfağa gidip fincanları tezgahın üzerine bıraktım. Bir yandan da ablamın durumunu ne yapacağımı düşünüyordum. Kendi haline bırakarak hiçbir şey çözülmeyecekti. Acaba bi psikoloğa mı gitseydik. Ablamı buna ikna etmek de bi hayli zor olurdu ama.

Akşam oldu. Gün boyunca ablam hiçbir şey anlatmadı. Nasıl yakaladığını? Kimle aldatıldığını? Efenin nasıl bi açıklama yaptığını? Hiçbirini anlatmadı. Bütün gün havadan sudan konuştuk ve yeri geldiğinde ablam aldatıldığıyla ilgili saçma espiriler yapıp kahkaha attı o kadar. Gerçekten endişelenmeye başlamıştım artık.

Odama geçip iki buçuk saat boyunca ders çalıştım.Bugün günlüğüme yazacak bir şey yaşanmadığı için direk yattım. Yarın okula gidicektim. Okulda Egeye ablamların sorunundan bahsetmeli miydim? Öğleden beri Egeyle hiç konuşmadık. Belki de Efe Egeye anlatmıştır olanları bu yüzden de Ege benden çekiniyordur diye düşündüm.

-İyii gecelerr. Yarın okulda görüşürüz...
(22.07)

Cevap gelmeden uyumak istemedim fakat 1 saat olmuştu ve hala bir cevap gelmemişti. İlla bi sebebi vardır diye düşündüm. Ve Egeyle tüm mutlu olduğumuz anları düşünerek uykuya daldım.

Benim En Güzel MasalımWo Geschichten leben. Entdecke jetzt