Hazar sulanan gözleriyle birlikte polislerin eşliğinde yukarıya doğru adımladı.Kızın iki artı bir dairesi klasik bir genç kadın eviydi. Onun etnik desenli yastıklarına,üzeri kandan kırmızıya boyanmış beyaz peluş halılarına hıçkırarak baktı.
Bu bir vahşetti.
Kızın ağzının ortası jiletle ikiye ayrılmıştı. Hazar derinden ,ciğerlerinin en dibinden bir avaz kopartarak savrulmuştu. Kolunu tutan polis memurları olmasa yerle bir olacak kadar yıkılmıştı.
Ablasının iri gözleri açıktı. Ağzının kenarlarında keçeleşmiş ve donmuş kan süzülerek saçlarına inmişti. Ağzının ortası iki yerinden yanaklarına doğru yukarı kıvrılarak kesik içindeydi. Bu onun "gülümsüyor" gibi bir ifadeyle tavana bakmasına neden oluyordu.
"Maktulenin tahmini ölüm saati gece yarısı on iki suları."dedi polis sessizce. "Maktulenin Hazal Polatlı olduğunu doğruluyor musunuz? Biliyorum sizin için çok zor ancak üzerinde kimlik çıkmadı. Daire kiracısı başkasının ismiyle belgelenmiş. Bu nedenle..."
"O."dedi Hazar polisin cümlesini bölerek. Sulanan kömür gözlerinden yaşlar akarken hıçkırdı. "Benim ablam. K-Kim yapmış ?"
Sarı bantlar çekilmişti. Etrafta beyazlar içerisinde memurlar geziniyordu. Evin her yerine çubuklar sürtüyor,DNA toplamaya çabalıyorlardı.Hazar ablasının cesedine sarılıp haykırarak ağlamak istese de bu bile yasaktı. Ölüsüne dokunup son kez vedalaşmak dahi imkansızdı zira DNA örneklerinde karmaşıklık çıkmaması adına apar topar dışarı alınmıştı.
Kızın ortadan iki ayrılmış "gülümser "suratıyla birlikte Hazar titreyerek ağlamayı sürdürüyordu. Apartmanın dışında duvara sırtını vermiş,caddeden geçen arabaların sabah telaşını izliyordu. İşlerine yetişmeye çalışan insanlar,okula giden çocuklar ve dahası...
Hayat diğer herkes için kaldığı yerden devam ediyordu.
Başında dikilen kumral,uzun boylu adamı fark etmesi zaman almıştı. Siyahlar içerisindeki uzun ince adam çatık kaşlarla oğlanı süzüyor ve duvar dibinde ağlayan oğlana doğru ilerliyordu. Omzuna elini koymuş ve ağır aksak bir ses tonuyla seslenmişti.
"Başınız sağolsun."diye yanıtladı adam.
Hazar ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Titrek elleriyle sigarasından bir nefes alıp hıçkırarak boşluğa bakmayı sürdürmüştü.Cinayeti zaten canını yeterince yakarken kızın suratına bırakılmış "gülümseme" kesiğini asla ancak asla atlatamıyordu,zihninden silemiyordu. Mıhlanmış kalmıştı adeta.
"Bir kardeş için zor."dedi adam derin bir nefesle. "Can Ali ben."diye yanıtladı usulca.
Adam oğlanın yanına çökerken dudaklarını dişlemiş ve cebinden çıkardığı sigarayı alevlendirmişti. "Kaybın için üzgünüm çocuk ama böyle oturup kara kara düşündükçe zaman aleyhine akmaya devam eder sadece."
JE LEEST
Kara Dalya
Romantiek*İnteraktif bir kurgudur.* Seçimleri direkt olarak okuyucusu yapar. Ablasının örtbas edilen cinayetinin peşine düşmek üzere şehre gelmişti. Üzeri kapatılan bu cinayet ile birlikte mafyanın kucağına oturması gerekmişti. Kapak Tasarım : @prawact ❣️
Bölüm 1 : Kolay Değildir
Start bij het begin