2.3

160 18 12
                                    

"Eyes don't lie

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

"Eyes don't lie..."






Legion yemek arayışı için yine ve yine kendini doğaya atmışken ortamdaki gerginliğin tavan yapacağını bildiğim hâlde salona doğru yol aldım. Natasha'dan aldığım topuklu botlarımın sesi zeminde yankılanırken duyan herkes başını çevirip beni görünce 'günaydın' gibi şeyler mırıldanmıştı. O hariç.

Gelenin ben olduğumu zaten biliyormuşçasına bir kere bile dönüp kim olduğuma bakmamıştı. Bu aralar sıkça yaptığım şekilde iç çektim Natasha ve Sam'in arasına otururken. "Ne oldu, konuştunuz mu?"

Oturur oturmaz Natasha'nın eğilip fısıldadığı soruyla ona döndüm. "Konuştuk." Bir süre suratıma baktı sonra konuşmadığımı görünce gözlerini devirdi. "Dökülsene."

Dudaklarımı ısırarak Bucky'ye kaçamak bir bakış attım ancak kendisi salonun koca cam duvarının sunduğu Wakanda manzarasını izlemekle meşguldü. "Benim için yanıyormuş." diye fısıldadığımda kıkırdadı. "Tam olarak böyle mi söyledi?"

Kafamı salladığımda yüz ifadesi düz vir hâl aldı ve gözleri büyüdü. "Yani sana abayı yakmış, öyle mi?" Sabahtan beri aynı şeyi söylemeye çalışıyordum ben de, bunda anlamayacak ne vardı?

Bıkkınlıkla derin bir nefes verip tekrar kafamı salladığımda bağırarak, "Biliyordum!" dediğinde bir tane oatlattım bacağına. Ancak hızımı alamamış olmalıyım ki çıkan sesle Natasha acıyla inlerken herkes şaşkınlıkla bize dönmüştü.

"Siz ikiniz," diyen Tony ile ona döndük. "Ne yapıyorsunuz?" Ne yapıyor gibi görünüyorduk acaba oradan... Yine gerilmeye başladığımı hissederken Bucky ile göz göze gelmiştik ve dik dik bakan gözleri ile nedense ne konuştuğumuzun farkında olduğunu düşünmüştüm.

Bizden bir cevap alamayınca gülerek Steve'e dönen Tony, "Bir şey söylemeyecek misin?" diye sorduğunda kaşlarım çatıldı. Ne zırvalıyordu bu şimdi? Gülmemek için kendini zor tutan Steve'den yanıt alamayınca bu sefer de, "Ben de eski neslin daha yobaz olduğunu düşünürdüm ama görünen o ki siz bizden daha gavatsınız." dediğinde gözlerim yuvalarından çıkacakmış gibi oldu. Natasha'ya döndüğümde onun da benden farkı olmadığını görmüştüm.

"Sorun değil, üçlü yaparız." Steve'in sırıtarak söylediklerinden sonra Natasha önünde duran meyve tabağındaki muzu ona attığında kahkaha atmıştı. "Sadece şakaydı."

Birden Bucky kalkıp sert adımlarla odasına doğru yürümeye başladığında bakışlarım sırtında oyalandı. Artık varlığıma bile katlanamayacak kadar nefret ediyordu benden, değil mi? Sam Steve'e bir baş hareketi yaptığı zaman o da kalkıp peşinden gitmişti.

Beş Dakika Sonra:

"Lanet olsun, dostum! Yalnızca aptal bir şakaydı!"

Steve'in homurdanarak salona gelmesiyle ona bakakalmıştık. Elini elmacık kemiğine bastırarak Tony'nin tam karşqısına oturduğunda Shuri gülerek ne olduğunu sordu. Steve ise yalnızca Tony'ye bakıp, "Haklısın eskiler çok ilkel." dediğinde neden bir bok anlamadığımı sorguladım. Üstelik üzerime doğrultulan bakışlardan sonra anlamayan tek kişi bendim sanki...

Moth To A Flame ~Bucky Barnesजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें