arkadaşlar ilk hikayem ilk bölüm olduğu için ve belki seversiniz ve ya daha ilk bölümden sevmezsiniz diye kısa yazdım eğer severseniz hikayenin ilerki bölümleri daha uzun ve güzel olucak aşk gizem ve daha fazlası... sevdiyseniz ve ilerki bölümleri bekliyorsanız oy vermeyi unutmayın hadi şimdi sizi sevdiniz mi sevmediniz mi, öğrenmek için yorumlara bekliyorum
1.Bölüm: cinayethep birlikte mia'nın cenaze töreni için kilisede toplanmıştık. her zaman ki gibi Isla, Jonathan, Steve, Sara ve Frank. Mia Frank'ın sevgilisiydi Frank Mia öldükten sonra çok üzüldü. Bir aydır kasabamızda dolaşan bir katil var. Bir ay içinde 3 kişinin ölümüne sebep oldu Mia'da buna dahil. Ama nedense ölen üç kişide bizim okuldan bunun bir nedeni olmalı
Mia öldükten sonra cesetini otopsi için birkaç gün hastanede bekletmişlerdi ve dört gün'ün sonunda cenazesi yapıldı. Otopsinin sonucunu kimseye söylemiyorlar gizli kalması gerekiyormuş zaten neden söylesinlesinlerki böyle önemli şeyleri hep saklarlar zaten bize sadece 'sakin olun biz olayı çözüceğiz sakın korkmayın' ama bir bok yaptıkları yok hepsi boş sözler.
Tören bittikten sonra hepimiz ayaklandık Mia'nın ailesine başsağlığı diledikten sonra dışarıya çıktık. Derince bir havayı soludum gerçekten cenaze törenleri bana iyi gelmiyor, hiç bana göre değil
"Arkadaşlar böyle olmaz en iyisi bir kafeye gidip kendimizi toparlasak nasıl olur"
"bencede Sophiaya katılıyorum gidip kendimizi düzene sokalım" Isla hep benim tarafımdaydı onunla ortaokuldan beri arkadaşız. Hiç küsmüşlüğümüz olmadı. Birde sevgilisi Jonathan var çok sinir bozucu biri. Ona katlanamıyorum.
Steve ve ben'de ilk okuldan beri arkadaşız, şu ana kadar bütün sırlarımı bilen tek kişi. Kendisi çok koroyucu. Hatta bazen koruyucu tavırlarını biraz fazla abartıyor.
Frank ve Steve ortaokuldan beri arkadaşlar. Frankla öyle tanıştık. Mia ise onunla sevgili olduktan sonra bizim gruba geldi onu tam olarak tanıyamadık bile.
Sara Jonthan ile aileleri arkadaşlar diye bizim grupta. doğrusunu söylemek gerekirse ben ve Isla Saradan pek hoşlanmıyoruz. Nedeni ise çok fazla
her zaman okul çıkışı yapıcak bir şy bulamayınca gittiğimiz kafeye gittik çünkü Mia olmayınca pek de yapacak bir şey gelmiyor insan'ın aklına. her zaman ki oturduğumuz masaya geçtik. Ama her zaman olan yedi kişilik masada şu an altı sndalye vardı sanki onlarda biliyordu aramızdan bir kşinin gidiceğini.
sandalyelere oturup birkaç dakika sessizce bekledik. Uzun bir sessizliğin ardından Sessizliği ilk bozan Steve oldu.
"Sizce bu katil kim? ve bunları neden yapıyor?"
"Biz nereden bilelim bilsek böyle olmaz herhalde" Sara ve Steve birbirlerine herzaman çıkışıyor kedi ile köpek gibiler.
Jonathan sinirli bir şekilde araya girdi
"Kesin be şu an çıkışmanın sırası mı?" yüzünü Steveye döndü ve öyle konuştu "Steve şimdi konuyu açma sonra konuşuruz"
ona ne hem Steve yanlış bir şey yapmadı doğru olanı yaptı şimdi konuşmazsak ne zaman konuşacağız ki Jonathan dan nefret ediyorum
"Steve anlış bir şey yapmadı. o doğruyu söylüyor şimdi konuşmazsak ne zaman koşacağız"
"Sophia sen neden araya giriyorsun bu ben ve Steve'nin arasında olan bir şey"
"sanane arkadaşımı savunuyorum sanane"
Jonathan tam bir şey söyleyecekti ki Isla araya girdi
"çocuklar yapmayın herzaman kedi ve köpek gibi kavga ediyorsunuz yeter. Bir sakin olun boş yere nabızları yükseltmeyelim. Düşünelim intahar ve ya kaza olmayacağına göre bu bir cinayet zaten kasabamızda bir aydır başboş dolaşan bir katil var biliyorsunuz"
YOU ARE READING
maskenin ardı
Mystery / ThrillerKasabada bir katil var bu katil unsterbliche lisesinde ki öğrencileri öldürmekte sırrı çözmek için farklı şehirlerden özel dedektifler gelmektedir ama katilin uğraştığı özel kişiler vardır ama o nereden bilsin onlar katil'in asıl cehennemi. sizce o...