Çınar ayağa kalktı ve oturma odasından çıktı. Nereye gittiğinden haberim yoktu ve merak da ediyordum. Meriç yerden kalktı ve " Yazıklar olsun verdiği emeklere ." Yanıma oturdu tekrardan. Çınar elinde bir kupa ile içeri girdi. Bana uzattı " Bu nedir?"

" Ballı süt seversin." İçim sıcacık oldu elindeki bardağı aldığımda,"İnşallah yaparken bir kaşık da ağzına atmışsındır ."

Nee! Meriç Çınar ile arasında ne sorun vardı. Çınar ile asla kırıcı konuşmazdı. Ama sanki tavır almış gibiydi. Üzüldüm açıkçası korumak istedim. "Alerjisi var neden yesin?" Bana ağzı açık bir şekilde baktı Meriç. Çınar'ın dudağının köşesinin kıvrıldığını gördüm hoşuna gitmiş olmalıydı.

" Biliyoruz o kadarını,o yüzden söyledim." Çınar ile arasında bir şeyler olduğu belliydi ama üstünde durmadım. " Annemler ne anlattı?" Heyecanla anlatmaya başladı." Kız bu Funda varmış ya!" Funda'nın kim olduğunu bilmiyordum  ama yine de " Eee." dedim. " İşte sözde okul kazanmış okumaya gitmiş şehir dışına. Ama okul falan kazandığı yok ailesini kandırmış. Ailesini kandırıp parasını yiyormuş sağda solda. Ailesi de saf kızımız doktor olucak diye gururlanıyor. " Çınar bir bana birde Meriç'e şaşkın bir şekilde bakıyordu. Konu ilgisini çekmiş olmalıydı.

" Sonra git bir adamla çoluk çocuğa karış, sonra adam bunu ortada bırakıp başka kadına kaçmasın mı. " Gözlerim dolu dolu olmuştu,"Yaa ! Ama yazık."

" Kız ne yazık, yetmemiş babasını dolandırmış çocuğu annesine yollayıp başka adama kaçmış. "

" Ayy ! Terbiyesiz. " Çocuğa çok üzülmüştüm, bence her kadın anne olmamalıydı.

"Kızı tanıyor musun?" Ddiğimde Meriç,
" Yok. "Dedi.

İstemsizce güldüm, tanıyormuş gibi heyecanlı bir şekilde anlatınca benle birlikte Çınar gülmeye başladı. O kadar çok güldüm ki, gözlerimden yaş akmaya başladı, dikişlerim sızladı.

" Uff sus lütfen ." Elimi dikişlerim üstüne koyup "Dikişlerim patlayacak senin yüzünden. " Alınmış gibi bana baktı.
" Doktorun burada ya , ameliyatına izin verilmedi ama canlı canlı iki dakika dikerim seni burada . " Sonra sanki o halimi hatırlamış olacak ki sinirle ,
" Salak salak konuşma." Bana sarıldı daha sonrasında, Çınar ikimize bakıp buruk bir şekilde gülümsüyordu. Canı mı yanıyordu? Sanmıyorum çünkü Çınar sarılmak istese sarılırdı.

Bir süre sonra herkes hasta ziyaretinin kısası makbul diyerek eve gittiler. Babam da bizimle kaldı, annem onun için oda açmıştı. Bu durumdan ne kadar hoşlanmasa da bizim için sesini çıkarmıyordu.

Ablam ile benim odama çıkınca onunla dedikodu yapmayı özlemiştim. " Anlat bakalım." Dedim , ablam yere yer yatağı sermişti. İkimiz sürekli yan yana yatmak istesek yere yatak serip uyuyorduk.
Annem yataklarda bir şey yememize aşırı derecede kızıyordu. Ama ablam ile ben bu kurala uymazdık, dedikodu yapacağımız gecelerde sabaha kadar konuşur ağzımızdan abur cubur eksik olmazdı. Elindeki kolaya bakınca canım çekmişti ama doktor sağlıklı beslenmem konusunda uyarmıştı.

"Acaba kola içsem, dikişlerimden sızar mı?" Soruyu sormam ile ablamın kahkahası odayı doldurdu. Sorum komik değildi sonuçta , beni dikmişlerdi tabiki delikler olacaktı. "Saçmalama,ama dikkat etmelisin beslenmeme."

" Anlat hadi Fatih ile ne konuştunuz?" Ablam kederle yüzüme baktı. " Şu Masal'ın partisindeki sarışın kız var ya ." Nasıl bilmezdim Çınar'ın gönlünü kapanı. " Fatih'in kız kardeşiymiş. " Duyduklarım ile ağzım açıldı. Fatih yetiştirme yurdunda büyümüştü. Bir ailesi ya da yakını yoktu.

" Ne demek kız kardeşi Fatih'in ailesi yok ki."  Fatih, Çınar ve Meriç aynı sınıfta okumuşlardı. Çınar ile Meriç ne kadar iyi arkadaş olsalar dahi Fatih ile Çınar'ın dostluğu kadar olamazdı. O yüzden Emine teyze ona kızı olduğunu söylemişti. Fatih'i Çınar'dan ayırt etmezdi.

SIR PERDESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin