Veda

4 0 0
                                    


'Kazanacağız' demişti, kaybedemezlerdi.

Bu çok saçmaydı...

O top nasıl onların tarafına düşebilmişti?

Başı eğik, boynunda soğuk bir havlu var ve tek yapabildiği orada oturup beklemek. Etrafındaki insanların öfke ve üzüntüsü onu etkilemiyordu, hiç biri duyduğu son şey karşısında iğne bile değil.

Derin bir nefes alıp duyduğu ağlama sesleri ile duygusuz yeşil gözlerini kaynağa yöneltti, nasıl bu kadar zayıf olup ağlayabilirlerdi ?

Wakatoshi buna hala anlam veremiyordu. Yinede ağlayan eski takım arkadaşına baktı bir süre, sanki onun yerine de ifade ediyordu yaşananları. Bedeni oradaydı ama zihni birkaç saat öncesine gitmişti.

Evet, Seijoh ve Karasuno maçının sonunu izleyebilmişti. Gözleri tek birinde takılmıştı, artık ayakta bile duramayan kaptana. Pes etmeyen ama etrafındaki ağırlıklar yüzünden bir türlü uçamayan melek...son saniyeye kadar savaştı, yere çakılışı da bir o kadar görkemli.

Muhtemelen bacağı onu taşıyamayacak kadar mahvolmuştu, yakında olsa kırılan kemiğin sesini duyabilirdi. Her şey o kadar aniydi ki durumun ciddiyetini maç öncesi revire uğradığında öğrenmişti.

'Aptal herif.'

İlk başta shiratorizawa ya gelmeliydi, mükemmel bir ikili olabilirlerdi. Şimdi hiç bir şey onları bir araya getiremezdi. O gün ikisi de takımlarıyla son maça çıktı ve kaybetti.

~~~~~~

Genç yıldız savaş arenasını terk etmek üzereydi diğerleri fotoğraf için sahadayken. Kaptan olarak orada olmalıydı ama kader işte, uzun koridorda onu bekleyen birisi vardı.

'Tekerlekli sandalye ona hiç yakışmamış' diye düşündü ve adımlarını hızlandırdı. Kalbi ilk defa hızlanmıştı sanki, çabucak sönmek üzere olduğunu fark etmeden.

"Ushiwaka-chan...ben-"

"Senin hatandı Oikawa. Yanlış yerde savaştın."

Dudakları kalbine ihanet etmişti, bunları söylemek istemiyordu , hayır. Kalbindeki kelimeler bunlar değildi.

"V-veda etmeye geldim."

Titreyen sesini duymak ona daha dikkatli bakmasını sağladı, ela gözleri kıpkırmızıydı , dolgun dudakları ve elmacık kemikleri ile birlikte. Burnu ise morarmış, bandajla sarılıydı. Gerçekten berbat halde olmalıydı...ama hala çok güzeldi...

"Sadece liseden mezun oluyoruz."

Son seneleriydi, bunu herkes biliyordu dramatik olunacak bir şey değildi.

"Aptal herif, bir kez şu acımasız halini bırak da beni dinle. Japonyadan gidiyorum!"

Hızlı atan kalbi çabucak dondu, duyduklarını idrak etmek zorken onu durdurabilmek için geç kaldı. Ayaklarını zemine çivilemişler gibiydi, en büyük rakibi ve moral kaynağı olan kişi tekerlekli sandalyeyle ağır ağır giderken yetişemedi. Hoş, çoktan yıllarca geç kaldığını fark etmek için de yanlış zamanı geçmişti.

Çilek kokusu yavaşça solarken yağmurun başladığını hissetti, sadece onun yanında dinebilecek.

~~~~

Birkaç ay sonra aralıksız olarak aynı yerde antrenman yapmaya gitti yine. O günden sonra ondan hiç bir şekilde haber alamamıştı. Bir anda kopmuştu her şey ve Wakatoshi suçlu olduğunun yeni farkına varmış, özür dilemek istemişti. Belki yine gelir diye aynı yeri bu yüzden seçiyordu.

Ama kimse gelmedi.

Çok saçmaydı, kariyerine öncelik vermesi onun hatası olamazdı. Ayrıca defalarca aynı takımda olmaları için uğraşmıştı...

Eğer o bitirdiyse, belki de artık veda etmenin zamanı gelmişti.

Eskimiş voleybol topunu havaya attı ve son kez onun hatrına sert bir servis attı.

Top sert duvara çarpıp tıpkı Tooru'nun kalbi gibi parçalandı ama duvar hala sağlamdı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 7 days ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Yara Bandı Where stories live. Discover now