2. Bölüm - Tesadüfler

322 23 11
                                    


Büyük kapıya yaklaştıkça müzik sesleri git gide artıyordu. Almila topuklu ayakkabıyla tıpkı bir yaralı penguen gibiydi ve gülünçtü. Bahçeye girdiğimizde etrafımı dikkatlice inceledim. Ev içinde kaybolmaya fırsat verecek kadar büyüktü. Özenle inşa edilmiş kusursuz bir evdi. Ön tarafında kocaman geniş bir bahçe, arka tarafında ise havuz vardı. Arka bahçenin kenarları yeşillik alanla çevriliydi ver her 50 metresinde farklı anlamlar taşıyan heykeller vardı. Fazla ezik görülmemek için etkilenmemiş gibi davrandık ve Koray'a adıyla seslenip el salladık. Bizi görünce yanındaki arkadaşlarına işaret yapıp yanımıza geldi. Selamlaşmanın ardından bizi az önce ayrıldığı ortamına götürdü. Almila vakit kazanmak için yavaş yavaş yürüyordu. Mimikleri değişmişti ve bir şey olduğunu sezmiştim. Masaya vardığımıza olanları anladım. Yağmurda çarpıştığım çocuk şuan karşımdaydı. Çarpık gülümsemesi ile adını söyleyip elini uzattı. Almila kibarca karşılık verdi. Ben selamlaşmayı kısa tutup göz teması kurmamayı başarmıştım. İsmi Rüzgar'di. Partiye abisiyle gelmişti ve abisinin adı da Deniz'di. Rüzgar'ın gerçekten ismi gibi kendisi de karizmatikti. Ama bu ondan etkilendiğim anlamına gelmezdi. Değil mi? Onunla karşılaşma anımızı diğerlerine de anlattık. Oluşan sessizliğin ardından Rüzgar şakayla karışık laf sokma çabasına girmişti bile.
-Seninle aynı üniversitede okuduğuma inanamıyorum. Muhtemelen ilk okul mezunu olduğunu düşünmüştüm. MEB ile akrabalık ilişkiniz kuvvetli olmalı.
Oracıkta kafasını götüne sokmak istemiştim. Oldukça sinirlendim fakat belli edip kendimi küçük düşüremezdim.
-Seninle aynı okulda okumaktansa okulu bırakmayı yeğlerim. Hatırlatma için teşekkür ederim.
Laf sokmada iyi olduğum söylenemezdi. Fakat bu susmam anlamına gelmiyordu. Hazırcevap bir tarzla
- Bu hepimiz için çok iyi olur bu fikri keşke daha once verseydin.
diyerek noktayı koydu.
Nedenini bilmediğim bir burukluk oluştu. Hayır hayır, ona değer verip sözlerini dikkate alacak değildim. Henüz tanımıyorum bile.
İç sesimle sohbet ederken kardeşi Deniz elimden tutup beni evin içine götürdü. Deniz fiziken Rüzgar'a çok benzese bile karakter olarak baya farklıydı. Onunla geçirdiğim 30 dakika neşemi yerine getirmişti.
Çok geçmeden bahçede bıraktığımız üçlü yaklaşık 7 metre mesafe yakına gelip kokteyl ve müzik eşliğinde anı yaşıyordu. Rüzgar sık adımlarla yanıma geldi, Deniz'i, Almila'nin yanına gönderdi. Olanlar ve olacaklar hakkında fikrim yoktu fakat Almila'nın gülümseyip göz kırpması "Her şey yolunda" mesajını vermişti. Beni rahatlatmışa benziyordu.
Rüzgar ile aramda cok az bir mesafe vardi ve temas halinde bulunmamak için geri dönecektim. Fakat diğerleri gözden kaybolmuştu. Etrafı süzüp eğlenen insanlara bakındım. Rüzgar düşüncesini aklımdan silip atmak istiyordum. Fakat o yanımdayken ve gözlerini benden ayırmazken mümkün değildi.
-Az önceki tatsız konuşma için gerçekten özür dilerim. Seni incitmek gibi bir niyetim yoktu. Sadece ortama renk katmak istedim.
Ses tonu fazla etkileyici şekilde geliyordu. Adeta sevdiğim bir şiirin en güzel mısraları gibiydi. Bu hissimi ona belli edemezdim. Bozuntuya vermeden konuşmaya başladım
-Ortama renk katmak mi? Bok gibi espri kalitenle sadece kahverengini katabilmeyi başarabildin. Senden gökkuşağı beklemem aptallık olurdu.
-Kötü bir rastlantı ile tanışmış olabiliriz fakat bu şekilde devam edeceğimiz anlamına gelmiyor. İstemesen bile benimle iletişim kurmak zorunda kalacaksın iyi yada kötü ortak noktalarımız, tanıdık kişiler var.
Oldukça sert çıkış yaparak konuşmuştu. Birden geri ilkilmemi sağladı. Son cümlesi kafamı karıştırdı fakat hiç de polemiğe girmek istemiyordum. Yuvarlak cam masada Ruzgar'a daha yakın mesafedeki titreyen telefonum beni durumdan kurtarmıştı. Telefonumu sakince eline aldı. Arayan ismi okuyup aynı tempoda telefonu bana uzattı. Arayan Ecrin'di. Tabi kızı rehbere Göt Lalesi diye kaydetmiş olmam ayrı bir ironiydi. Bu gürültüde konuşmam imkânsızdı. Telefonu yüzüne kapatıp açıklayıcı bir mesaj attım. Rüzgar gözlerimin içine bakıp psikolojik taciz hissi veriyordu. İmdadıma Almila yetişti. Kombo kurtarış yaşıyordum. Birlikte sohbet edip keyfini sürdük. Rüzgar ve Deniz de Koray gibi diğer misafirler ile ilgilenmeye başladı.Gözlerimi Rüzgar'dan alamıyordum ve izlemeye başladım. Kendisine asılan kızlara bile mesafeli ve soğuk davranıyordu. Bu beni ilgilendirmezdi fakat gülümsememi sağlamıştı. Kalabalığın arasından rastgele bana baktı ve onu izleyip mal gibi gülümsememi fark etti. İçimden hasiktir çekip sınıf arkadaşlarımla sohbet etmeye koyduldum. Kalp atışlarımı adeta beynimde hissediyordum.
Neyse ki saat 12 olmak üzereydi ve bir bokluk çıkmadan yeni yıla girecektik. Genelde yeni yıla girişlerim kötü geçerdi ve yıla uğursuz devam ederdim.
Gelen herkes bir araya toplandı. Koray samimi olduklarını çağırdığını söylemişti ve yaklaşık 50 kişi vardı. Yalnızlığıma bir kez daha küfür bastım.
Almila, ben, Rüzgar ve Deniz grup oluşturmuştuk. Rüzgar ile tatsız konuşmaları unutup arkadaşça konuşmaya başlamıştık. Belki de hiç alkol kullanmamış birisi olarak ilk denemede fazlaya kaçırmıştım.
Ve nihayetinde geri sayıma başladık. Almila ile son kez bakışıp gülüşmenin ardından geri sayıma eşlik ettik. 5,4,3,2,1.. Sonunda yeni bir yıla girmiştik. Kulağımda fısıldanan "Ölüm senin üzerine çok şık duracak" cümlesiyle ilk yeni yıl darbemi yemiştim. Sağımda Almila, solumda ise Ruzgar vardı. Rüzgar kardeşi ile meşguldü ve bu sözler ona ait gibi durmuyordu. Almila zaten şüphe duyacağım son kişiydi. Köprücük kemiğimdeki morluk birden sızlamaya başladı. Aniden afalladım. Herkes eglenmekle meşruldü ve orada ağlamak istiyordum. Almila'nin kolunu koridora çekiştirip eğlenceden muaf tuttum ve açıklama yaptım. Almila her konuda destekçim olmuştu fakat bu sefer benden yana değildi. Saçmalığı bırakmam gerektiğini,alkolü fazla kaçırdığımı söyleyip eğlenceye geri döndü. Bense olduğum yerde gözyaşlarına boğulmuştum. Evet fazla duygusal ve korkaktım. Derinden gelen cümleyi beynimden silip atmak istiyordum. Bu günü hiç yaşamamış olmak isterdim.
Rüzgar yokluğumu farkedip yanıma gelmişti. Ağlamamı gayet normal bulup yanıma oturdu ve nazikçe göz yaşımı sildi. Elleri buz gibiydi fakat tenimi yakıyordu.
Konuşmasına fırsat vermeden beni eve götürmesini istemiştim. Belki de gerçekten alkolün etkisinde kalmıştım. Eve gidip dinlenmeye ihtiyacım vardı. Parti işleri bana göre değildi. Rüzgar alçak ve emin ses tonuyla
-Seni evine götürmemi ister misin? Eğlence yerleri bize göre değildir. Dinlenmeye ihtiyacın var gibi görünüyor.
Bu çocuk adeta içimi okuyordu. Bu sefer teklifi reddedecek değildim.
Arabaya biner binmez uyku pozisyonuna geçtim. Beynimde tranpet çalınıyor gibi bir ağrı vardı. Göz kapaklarım yavaş yavaş kapandı ve uykuya daldım.
Gözlerimi açığımda evimizin yarısı suyla dolu banyo küvetinde uzanıyordum. Bulanık görüşüm iyice netleşti ve karşımda ayakta duran 2 kişinin kim olduğunu çözmeyi başarmıştım. Birisi yakın arkadaşım Ecrin, diğeri ise beni eve götürecek olan Ruzgar'dı. Bir şeyler konuşuyorlardı fakat ne konuştuklarını tam olarak algılayamıyordum. Uyandığımı fark ettiklerinde ikisi de sustu.
Ecrin fazlasıyla soğukkanlı bir tavır sergiliyordu. Rüzgar ise gözleriyle sanki "Beni affet" der gibiydi. Gözleri dolmuştu ve akan gözyaşını gizlemek için sırtını döndü, hızlı adımlarla banyodan çıktı. Onun bu hali beni fazla korkutmuştu. Ve itiraf etmeliydim ki, onu bu halde görmek beni daha da kötü yapmıştı.
Yarı açık bilincimle hatırladığım son şey, Ecrinin elinde şırınga ile "Biraz daha uykuya ihtiyacın var" cümlesi eşliğinde tenimde hissettiğim iğnenin acısıydı.

-Medyada Rüzgar var.-

Arkadaslar farkındayım güncellemeyi fazla uzun süre geciktirdim. Hikâyenin konusunu baştan sona değiştirmem gerekti ve böyle sonuç ortaya çıktı. :(
Eleştiri ve tavsiyelere açığım. Yorumlarınız benim için çok önemli. :)

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 19, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Katilimle YaşıyorumWhere stories live. Discover now