Blood Stone - Yang Jeongin

0.1

Kan taşı insanlar tarafından yapılmış en tehlikeli taştı. Bu taşı iyi niyetli kişiler kullansaydı iyi olabilirdi ama kötü niyetli kişiler tarafından yapıldığı için onlar tarafından kullanılıyordu. Bu taş, manipülasyon taşıydı ve bunu dünyayı kendi kontrolleri altına almak için üretmişlerdi. Ben de buna engel olmak için taşları kullananları bulup imha etmek için çalışıyorum. Bir yandan da üreticisi hakkında bilgi edinmeye çalışıyorum çünkü taşların üretimini durdurmak istiyorum. Bu taşlar iyi niyetle kullanılsa bile kullanımı bana göre yanlış olduğu için niyetlere dikkat etmiyorum. Beş yıldır yaptığım işte türlü türlü insanla karşılaşmıştım. Şu an bile aklımda ne yapmam gerektiği hakkında fikrim vardı. Sanırım buna "tecrübe" deniyordu. 

Her zaman yaptığım gibi arayacağım bölgenin özelliklerini araştırıp orada ev kiralamıştım. Bulunduğum bölgeyi kendi yaptığım detektörle aradım. Bir süre sonra iki taşın enerjisini almıştı ve karşımdaki binanın birinci katındaki dairelerin birinden geliyordu. Yerinin orası olduğunu doğruladıktan sonra oradaki pencereye baktım. Yaptığım çok yanlıştı evet ama başka türlü orayı uzaktan araştıramazdım. Orada pencereden dışarıyı izleyerek sakinleşmeye çalışan birini gördüm. Gözleri önceden ağladığı için kızarmış (eski gözyaşı izleri vardı ve yeni ağlamış gibi durmuyordu) ; göz altları uykusuzluktan kararmıştı. Derin derin nefes alıp veriyordu. Endişelenip yanına gitmeye karar verdim. Yakındaki ağaca çıktım. Beni fark ettiğinde bana şaşkınlıkla baktı

"Sen nereden çıktın?!"

"Eve giderken bu yolu kullanayım dedim ve seni böyle gördüğümde endişelendim. Ne oldu?"

Zaten kırmızı olan yanakları daha da kızardı ve gözlerini kaçırdı. Tanrım neden bu kadar tatlı görünüyor?

"Ailemin hayatıma yön verme çabasından bıktım." dedi iç çekerek. "Ne zaman ne yapmak istediğimi söylesem bana karşı çıkıp istediklerini yaptırıyorlar." Dediğinde istemsizce kaşlarım çatıldı. Böylelerinden nefret ediyorum. 

"İyi de bu senin hayatın değil mi? Bir gün onlar da göçüp gidecek."

"Evet, biliyorum ama elimden bir şey gelmiyor." 

"Hiç iradenin dışında bir şey yaptın mı? En basitinden bir örnek versen?"

"Annem bir keresinde ders çalışmamı söylemişti. Çok uykum olmasına rağmen ders çalışana kadar uyuyamamıştım. Bir de kendime tokat atmamı emretmişti. Elim kendiliğinden hareketlenip bana tokat atmıştı." 

"Peki baban bunu yapabiliyor mu?" dediğimde başıyla onayladı. Evet, burada iki taşın da olduğundan emin oldum.

"Anne ve babanın kırmızı ve damla şeklinde taşı olan aksesuarları var mı?"

"Evet, ikisinde de aynı kolyeden var. Evlendiklerinde birbirlerinden asla ayrılmayacaklarının sembolü olarak taşıyorlar." dedi.

"Ya da sana öyle olduğunu inandırdılar." diye ekledim

"Nasıl yani?" dedi kafası karışmış bir şekilde.

"Beni iyi dinle, bu konu önemli. Anladığım kadarıyla ailen tarafından doğaüstü bir yöntemle manipüle ediliyorsun. Bu onların kolyelerindeki taşlardan dolayı oluyor. Kolyelerin yaydığı enerjiyle seni manipüle ediyorlar. Benim görevim bu taşları dünyadan silmek. Yardımına ihtiyacım var." dedim. Dediklerim onu şok etmişti ve ona ağır gelmişti. Toparlanması için onu bekledim. 

"Söylediklerin... aklımdaki soru işaretlerini götürdü. Sana yardım edeceğim." dedi kararlı bir ses tonuyla. Bu hoşuma gitti. 

"Görevin o kolyeleri bana vermek olacak. Sakın benden önce davranıp taşları imha etmeye kalkma, yoksa başına bela açarsın." dedim. 

"Tamam. Planımı yarın söylerim, üzerinde düşünmem gerek." dediğinde gülümsememe engel olamadım. 

"Ben Yang Jeongin. Senin adın ne?"

"Soyoung. Choi Soyoung."

"Memnun oldum, yarın görüşürüz Soyoung!" dedim ve el salladım. 

"Görüşürüz!" dedi gülümseyerek. Çok da güzel gülümsüyordu. Ağaçtan inip evin yolunu tuttum.

----------------

Evett comeback yapmaya karar verdim!

Hikayenin arka planını gerçekten çok düşündüm. Hepsini paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

Ve multimedyadaki mv'den ilham aldım

Şimdilik hoşça kalın 🙌🏻💜