7.BÖLÜM: Sıcak Ruhlar

176 71 268
                                    

Adam gözlerini bacağımdan ayırıp dansa devam etti. Bakışı hâlâ değişmemişti ve aynı saflıkla bana bakmaya devam ediyordu. Hâlâ gözlerimin içine bakarak gülümsüyor ve dansa sanki biraz önce bacağımda takılı bir sürü bıçak görmemiş gibi devam ediyordu.

Şaşkınlığıma yenik düşüp "Şaşırmadınız." derken sözcüklerim bir cümleden çok soru gibi geliyordu kulağa. Adam asla istifini bozmayarak bana "Aslında alışığım, yani dans ettiğim veya konuştuğum kadınların bir yerlerinde bıçak saklamasına. Ama şunu itiraf etmeliyim bu kıtanın çoğu kısmını gezmiş biri olarak bacağında bıçak saklayanı ilk defa gördüm. Hem harika bir görüntü veriyor hem de sana güvence sağlıyor, sevdim. " dedi.

Kıtanın büyük bir kısmını niye gezmiş ki?

Adamın anlattığı onca şeyden buna mı takıldın iç ses?

Adamın söyledikleri bende bir gurur oluşturmuştu çünkü daha önce yaptığım hiç bir şey hoş görülmemiş veyahut tebrik edilmemişti.

Düşüncelerimin içinde boğulmuşken ve planın bozulma korkusu boğazımı zehirli bir gaz gibi sararken, unuttuğum şu plana geri döndüm.

"Bahsettiğiniz bıçakları taktığım şeyi kendim yaptım, elbisenin dışında veya ayakkabımda herhangi bir şey saklamam mümkün olmadığı için böyle bir çözüm bulmuştum. Başta sadece hoşuma gitti, düşündüm ve yaptım ama işte lazım olduğu bir gün geldi ve ben de kullandım. Pantalonun üzerinde de güzel durur aslında ama gizlemek için değil taşımak için güzel bir yol olurdu..."

Adamın büyüleyici kahkahasıyla tekrar ona odaklandım. Yine çenem açılmıştı ve şuan bir alay konusu olmuştum. Plan da yine arada yok olup gitmişti.

" Konuşmaların çok tatlı fakat merak ettiğim bir şey var. Artık gördüklerimden sonra bir peri kızı olmadığın kesin, o kadar saf değilsin ama eminim ki güzelliğine yakışır bir ismin vardır. Müsadenizle isminizi öğrenebilir miyim?"

Kibar, fazla kibar, kibarlığın vücut bulmuş hali. Pera şizofren olabilir misin? Bir kontrol ettir lütfen.

" Aa doğru, kusura bakmayın. Pera ben, sizin adınız neydi?" diyerek aptalca bir konuşmanın ardından tanışma faslına geçmiştik ama benim yapmam gereken konsey başkanını bulmaktı. Birisiyle tanışmak değil!

" Pera, güzel ve size yakışan bir isim. Ben de Aren tanıştığıma memnun oldum." Dedi ve artık ağzından laf alabileceğim kısıma geldim.

" Buralarda olaylar nas-"

Cümlemi tamamlayamadan hızla adamın kollarından çekilip bir yere doğru koşturulmaya başladığımı fark ettim. Kolumu çeken Olgu'ydu ve şuan neden koştuğumuzu asla anlayamıyordum. Olgu her zaman olduğu gibi gülümsüyordu ama bu seferki gülümsemesi gamzelerini ortaya çıkarmaya yetecek kadar büyük değildi.

Olgu ile birlikte koşturarak tekrar gemiye doğru gittiğimizi farkettim. Gemiyi görebilecek yakınlıktaydık ve diğerleri de yanlarında bir kadınla birlikte oradaydı.

Kadın? Ah Tanrım, biz orada dans ederken konsey başkanını çoktan bulmuş olmalılar.

Dans ettiğim adam yani Aren, birisi tarafından koşturularak oradan uzaklaştığımda ne yaptı hiç bilmiyorum. Bakmaya fırsatım olmamıştı. Olgu tahminen normalde koşabileceğinden daha yavaş koşuyordu ve bu topuklu ayakkabılarla ayağıma zarar gelmesini önleyecek bir hızdı. Hatta biraz daha abartırsak tempolu yürüyüş yapıyoruz bile diyebilirdim.

Zaten yakın olan mesafeyi çok kısa bir süre daha bu şekilde koştuktan sonra geminin yanına gelebilmiştik. Herkes buradaydı ve bir de o kadın vardı. Tahminen yirmi sekiz - otuz yaşları arasındaydı. Uzun bembeyaz saçları ve açık mavi gözleri vardı. Yaşlı olamayacak kadar gençti ve bu da albino olduğunu kanıtlıyordu. Onu bir peri gibi gösteren beyaz, tüllü,dekolteli ve kısa bir elbise giymişti. saçlarına yaptığı maşa ve makyajıyla birlikte gerçek bir periye benziyordu.

YŪGOİA : KELEBEĞİN SAVAŞI (+18)Where stories live. Discover now