Günler ayları kovalamış, saatler olmadığı kadar hızlı akmış. Genç kız şövalyesi ile birlikte kulübesinde çok mutluymuş. Ta ki genç kız uyurken şövalyenin dışarıya çıktığını farkedene kadar. Bir gece uyuyor numarası yaparak şövalye gittiğinde onu takip etmiş. Ağaçların arasında şık bir kızla konuştuğunu görmüş. Ne yanına gidip hesap sorabilmiş, ne de ağlayabilmiş. Sessizce kulübesine gitmiş ve aşık olduğu şövalyesinin onu öldüreceği günü beklemiş.
***
Bölüm müziği: "Rüya Gibi- Dedüblüman, Mavzer Tabancas "
10. Bölüm: "AŞKIN ÖBÜR YÜZÜ"
*Yaşamak şakaya gelmez.*
***
(Yarım saat önce.)
Asla bir partiye giderek delice dans edeceğimi düşünemezdim. Mutluydum, onca şeye rağmen mutluydum. Şuan bir tuvalette İnci'nin kusmasına yardım ediyordum ama yinede mutluydum. Boynumda ona ait bu kolye varken dahada mutluydum. Bu kolye sayesinde kardeşimin gerçek ailesini bulmuştuk. Bu kolyeye bir teşekkür borcum vardı. İnci kafasını tuvaletten kaldırdığında bir peçete ile ağzını sildim. Avucumda topladığım saçlarını serbest bırakarak saçlarını düzelttim. Çantasındaki bordo ruju alıp dudağına sürdüm.
Ve gece burada bitmişti.
Michelle'e haber verip, eve gidecektik. Dağılan eşyalarımızı toparlayıp İnci'yi yerden kaldırdım. Üzerini düzeltip koluna girdim.
Her parti sonumuz böyle olurdu zaten. Tabi normalde Simay'da olurdu ama yoktu. Bende kusardım hep İnci'yi gördükçe. Ama Simay yoktu. İyi olmak zorundaydım. İyiydim...
Yavaş yavaş adımlarla çıktık. Michelle'e haber vermek için parti yerine döndüğümde bir kızla dans ediyordu. Simay'dan hoşlanıyor sanmıştım... Onu başka bir kızla görünce rahatsız etmemek için Alya'ya işaret yaptım. Onu aldatan sevgilisinin dudağına bir öpücük kondurdu ve sarıldı. Ardından bize doğru gelmeye başladı.
Bilmiyorduk. Hiçbirimiz bilmiyorduk. Deniz Alya Çevik ve Burak Yaşar'ın son sarılması ve öpüşmesi olduğunu bilmiyorduk...
Gülerek geldi ve İnci'nin koluna girdi. "İyi misin güzellik?" diye sordu sarhoş ağzıyla. "Bir daha bana güzellik dersen üstüne kusarım." diyerek kolunu çekmeye çalıştı İnci. Ama Alya öyle sıkı tutuyordu ki...
E tabi yeni bulmuş kardeşini bırakır mı? "Kusarsan kusarım ha, sakın!" dediğinde İnci öğürdü. "Aptal mısın, sus? Sende kusarsan ben daha çok kusarım." dediğinde kendimi tutamayıp kıkırdadım. O kadar güzel görünüyorlardı ki... İnci tekrar öğürdüğünde Alya onu tuvalete götürdü. Onları beklerken Michelle ve garson kızı izledim. Çok güzel dans ediyorlardı. Birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. Hareketli bir müzik çalıyordu ve onlar çok naif bir şekilde dans ediyorlardı.
Aklım Simaydaydı. Telefonu elime alıp İyi misin? yazdım. Çantama geri koyduğum sırada kolumdan biri çekti. Afallayarak kafamı kaldırdığımda bu kişinin Burak Yaşar olduğunu gördüm. Kolmu sertçe ondan kurtarıp, kollarımı önümde birleştirdim. Ne istiyorsun? der gibi başımı salladım.
"Sakın," dedi. "Deniz'e hiçbirşey söylemeyeceksin! Duydun mu?" dediğinde omuz silkerek arkama döndüm. Tam gidecektim ki, iki adım attığımda beni kolumdan tutup duvarla arasına aldı. Duvara yasladığında yüzüme doğru eğildi. "Eğer," dedi tane tane konuşmaya başlayarak. "söylersen seni doğduğuna pişman ederim. Zaten dilsizsin ya, utanıyorsun ya insan içine çıkmaktan. Dahada çıkamayacak hale getiririm." dediğinde elini bacağımda hissettim.
Bacağımı çekmeye çalışırken bir eliyle çenemi kavradı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı dahada. "Anladın mı?" diye sordu iğrenç bir ses tonuyla. "Anlamadıysan başka yerde anlatayım mı? Siyah lekelerinin yanına birde morluklar eklensin, ister misin?"
YOU ARE READING
PURGOTARY SCHOOL
Teen Fiction"Seni burada çıtır çıtır yerler ufaklık. Bu okul ucubeler okulu. Ve benim gibiler buradaki en ezik ucubelerden nefret ederler. Ve yaşatmazlar." "Anladın mı cicim?" "Yerinde olsam arkama bakmadan kaçardım! Ölüm listesinde ilk sıradasın prenses!" ...
